10

312 38 0
                                    

BÖLÜM 10

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 10

Sabaha kadar ağlamıştı. Bir ara hıçkırıklarının arasında gitmeyi düşünmüş ama yapamamıştı. Kendisini hiç bu kadar yenilmiş, kırılmış hissetmemişti. Ve hiç bu kadar aşağılanmamış... O, ne olursa olsun şerefini koruyarak yaşamıştı. Öyle de çalışmıştı. İnsanların ön yargılarıyla önceleri de karşılaşmıştı ama hiçbiri bu denli hakaret etmemişti kendisine. 'Tiksiniyorum!' Gözlerini kapatıp, bekledi. Yeniden ağlayası geliyordu. Burnunu çekerken ayağa kalktı. Saat sabahın yedisiydi. Saruhan, birazdan uyanırdı. Banyoya girdi. Üzerindekileri çıkarıp, kabinin içine adım attı. Suyu sıcağa ayarlayıp, alnını buz gibi fayansa yaslarken dişlerini sıkıyordu.

**

Murat da, Dilek gibiydi. Sabaha kadar gözünü dahi kırpmamıştı. Kıza kaba davranmıştı. Ve buna hakkı yoktu. Öncesinde nerede çalıştığına bakarak, onu rencide etmiş olması, onun gibi bir adama yakışmamıştı. Kızın gözlerindeki şaşkınlığı, ardından sözlerinden sonra bedeninin nasıl kasıldığını çok net hatırlıyordu. Dilin kemiği yoktur diyorlardı ya hani, gerçekten de öyleydi. Eğer diyebilseydi, seni merak ettim ya da kızın sorduğu gibi kıskandım,belki onu bu kadar kırmış olmayacaktı. İçini çekerek başını iki yana salladı. Dilek'i görmesi gerektiğinden çok fazla düşler olmuştu zihninde. Bu onu korkutuyordu. Ama kontrol de edemiyordu. Kız bir yolunu bulmuş, içeri girmişti. Murat, ona direnemiyordu. Bazen saatlerce oturduğu yerden onu izleyesi geliyordu. Ya da sadece sesini bıkmadan, usanmadan dinleyebileceğini düşünüyordu. 'Deliriyorum' diye düşündü. İçindeki bu baskının adını tahmin etmekle, dillendirmek arasında sıkışmıştı. Hatasını telafi edip, onun yeniden gülümsemesini sağlayacaktı. Bundan başkası olamazdı, hayatlarında.

**

Jibit, sorun çıkartıyor gibi gözüküyordu. Dilek'in başı o kadar çok ağrıyordu ki ağlamak üzereydi. Kaya, kahvaltısını sessizlik içerisinde yapıyorken Dilek bir yandan dolu gözlerle Saruhan'ı doyuruyordu. Güzel bebek, sanki neler yaşadığını bilirmişçesine o kadar uysal davranıyordu ki Dilek'in içinden bunun için bile ağlayası geliyordu.

"Günaydın Murat!"

Jibit'in ciyaklamasıyla bedeni gerilirken adama bakmamaya çalışarak, işine odaklanmaya devam etti. Saruhan'ı güzelce doyurdu sonra sevmek için kucağına almak isteyen adamdan uzaklaşarak salondaki koltuklara yöneldi. Murat, günlerdir kendisine kahvaltı hazırlanmasına alıştığından şimdi Dilek'in kendisine sırt çevirmesiyle ister istemez kaşlarını çattı. Sinirlenmişti. Kaya, ayağa kalkıp "Ben hazırlarım" dediğinde "Gerek yok!" diye çıkıştı genç adam "Şirkette yaparım!"

Dilek, onu duysa da tepki vermedi. Aralarında olan bitene hala inanası gelmiyordu. Patron –çalışan ilişkisi gibi değildi yaşadıkları. Dilek, hisleri konusunda bilinçliydi ama artık sadece düşlerinde mutlu olabileceğinin de farkındaydı. Birinin saçlarına asıldığını hissettiğinde, kaşlarını çatarak arkasına döndü. Bu adam hangi ara dibinde bitivermişti? "Ben gidiyorum. Bir şey olursa adamlarıma söylersin!"

6 ÜSTÜ 1 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin