BÖLÜM 62
O kadar sıcaktı ki... Oturdukları yerde terden sırılsıklam oluyorlardı. Bugün, söz verdiği gibi Jibit'in odasını düzenlemeye gelmişlerdi. Eşyaların çoğunu kolilerden çıkarıp bir köşeye yığıyor, yeni mobilyaları içeri taşımakta olan adamlara yer açıyorlardı. Yatak, o kadar büyük aynı zaman da güzeldi ki, Dilek şaka yollu da olsa yatak için Jibit ile kavga edeceğini söylemişti. Cam kenarına iliştirilen yatağa itiraz eden Jibit, yatağının ısrarla duvar tarafında, güneş görmeyen kısımda durmasını söylediğinde Dilek ona itiraz ederek yatağı güneş gören kısma yerleştirmişlerdi. "Sabahları aydınlık bir güne başlamak seni daha fazla motive eder. Duvar tarafına yaslandığın zaman soğuk ve griden başka bir şey görmeyeceksin." Diyen Dilek, Jibit "İyi de duvarlarım toprak rengi" demesi üzerine "Tamam işte ben de ondan bahsediyorum." Diyerek göz kırpıp adamların diğer eşyaları getirmelerinin ardından montaja başlamalarıyla yatak odasından çıkıp, diğer odalara geçtiler. Yapılacak çok fazla şey olmamasına rağmen Jibit ile birlikte bir şeyler yapıyorlarmış gibi durmak iyi hissettiriyordu. Özellikle de Jibit'e. Elini daha fazla kullanıyor, daha fazla hareket ediyordu. Bu da Dilek için mutluluk kaynağıydı. "Biliyor musun bu ayın sonunda okula başlıyorum."
Dilek,elindeki abajurla odanın ortasında kalakaldığında şaşkınlıkla kıza baktı. Jibit ise "Sabah Derin aradı," dedi "Önce bana söyledi ardından da Murat ile konuşmak istediğini söyledi."
Dilek "Bu kızların garip bir tutumları var." Dediğinde Jibit ona tuhaf tuhaf baktı. Üstelemedi. Alt kata indikleri sırada "Murat ile evleneceğimizi biliyorsun, değil mi?" diye sordu.
Jibit "Evet çünkü birbirinizi seviyorsunuz."
Dilek, başını sallayarak gülümserken "Evet, haklısın," dedi "Her neyse seninle alışverişe çıkmak istiyorum. Giyecek bir şeyler alır, biraz dolaşırız. Ne zamandır doğru dürüst bir şey yapmadık birlikte."
Jibit "Yaşasın. Ben de gelinlik giyebilir miyim?" diye sorduğunda Dilek ona göz kırptı "Bence sorun yok ama Murat seni şimdiden gelinlikle görmek ister mi orasını bilemiyorum." Dedikten sonra kıkırdadı.
*
Montajı biten dolapları silip, ardından giysileri içlerine yerleştirirken Jibit'in gözlerindeki heyecan hareketlerine yansıyordu. Montajcı abilerinden birine rica edip, renkli duvar kağıtlarını tavana yapıştırmasını seyrederken gözleri büyüyor, dudakları açılıp büzülüyordu. Dilek, onun çocuksu hallerine bayılıyordu. "Hadi," dedi "Çok fazla oyalanmayalım."
Kızın tüm giysilerini dolaplara yerleştirdikten sonra Jibit ona dönerek "Sence benim ne zaman cep telefonum olacak?" diye sordu.
Dilek o sırada esniyordu. Kızın yatağına doğru yürüyüp, ucuna oturduktan sonra "Liseye gidene kadar olmaz, sanırım." Dedi. O da tam olarak kestiremiyordu. Her ne kadar liseye kadar dese de Murat'ın bu kadar uzatacağını da düşünmüyordu ama yine de bilmiyordu işte. Jibit, etrafına bakınırken "Hm" diye mırıldandı. Sonra başını kaldırıp, göz göze geldiklerinde "Uykun mu geldi?" diye sordu.
Dilek "Senden daha çok yorulduğum kesin." Deyip kızın çenesini okşarken Jibit "Sence ben güzel miyim?" diye sordu. Dilek, artık zamanı gelmişti diye düşünürken, gülümseyerek başını salladı. "Çok güzelsin, tatlım. Gerçekten. Gözlerin, burnun, dudakların, her şeyin çok güzel. Kendinden asla şüphe etme, tamam mı?"
"Peki saçlarım? Çok kıvırcık değiller mi?"
Dilek, onu kendisine çekerek başını eğdi. "En güzeli de onlar. Biraz daha büyüdüğün zaman onları dilediğin gibi kullanabilmeyi de öğreneceksin. Pek çok kadın, böyle saçlara sahip olabilmek için kuaförlere tonla para ödüyorlar. Yok kalıcı perma,yok agudi, bigudi." Derken Jibit "Düz olsa yakışmaz mıydı?" diye sordu. "Yakışırdı." Dedi Dilek de "Ama düz saçlar çok sıradan gelmiştir her zaman bana. Kadını alımlı gösteren dalgalı ve kıvırcık saçlarıdır. Yüzünün güzelliğini, gülümsemeni, bakışlarını daha çok ön plana çıkarır. Hem inan bana iyi ki düz saçlı değilsin. Çünkü düz saçlı olmak demek, çok ince saçlara sahip olmak demek. Sürekli yağlanması demek. İki üç günde bir yıkamak demek." Dediği zaman suratını buruşturmuş, Jibit de onun bu haline gülmüştü. Birlikte evden çıktıktan sonra kendilerini beklemekte olan Peker'in yanına gittiler. Genç adam, yanlarına gelip binmeleri için arabanın kapısını açtı. Dilek, ona sessiz bir teşekkür ettikten sonra Jibit ile birlikte arabaya binip yola koyuldular. Peker'e de bir alışveriş merkezine gitmek istediklerini söylediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...