12

302 39 0
                                    

BÖLÜM 12

Küstah!

Narsist!

Sinirinden uyuyamıyordu. Nasıl oluyordu da her defasında kendisini bu duruma düşürebiliyor, inanamıyordu! Adam için lügatında çok fazla kelime vardı ama bazen bunların bile yetersiz kalacağını düşünüyordu. Evli kadınlar ilgisini çekmiyormuşmuş da! Hı, Dilek de zaten dünkü çocuktu değil mi? "Of Dilek..." Sesi bıkkın çıkmıştı. Bu duruma düşmemiş olması gerekiyordu. Genç ve sağlıklı bir genç kız olarak, bu adamdan hoşlanıyordu. Bu adamın kokusundan etkileniyordu. Bu adamın sesinden, gözlerini kısışından ve kendisiyle konuşurken takındığı tüm tavırlardan etkileniyordu. En azından Dilek hislerinin ne olduğunu biliyordu. Tabi hızla hangi yöne koşturduğunu da... Eğer kalbini durdurmazsa
canının çok yanacağını da biliyordu. Ama yapamıyordu. Gücü yetmiyordu.

Yere oturup, bacaklarını uzattı. Sırtını yatağına yaslamıştı. Ellerini kucağında birleştirmiş sadece saatler sonra ışıyacak olan karanlık gökyüzüne bakıyordu. Murat'la tartışmak ne kadar yorucuysa onunla ilgili hayaller kurmak da bir o kadar yorucu aynı zamanda üzücüydü.

**

Gecenin ayazı bıçak kadar keskindi. İnsanı iliklerine kadar titretiyordu. Genç adam, kabanının yakalarını yukarı kaldırmış, karanlığın içinde yürüyordu. Aslında yapması gereken şey evinde olmaktı ancak Dilek ile olan konuşmalarından sonra ateş basmıştı bir anda. İçini çekti. Böyle devam ederse daha çok çekeceği vardı. Düştüğü duruma inanamıyordu. Daha önce hisleri konusunda bu kadar tutarsız davrandığı olmamıştı. Şimdiyse... Resmen kıza ayak uyduruyor, onunla aşık atmaya çalışıyordu. Ofladı. Ayağının altına gelen bir taşı itelerken ileriye, ardından gelen sesle durup etrafına bakındı. Adamlarına bilhassa yalnız kalmak istediğini belirtmişti. Kaşlarını çattı. Bu sefer daha temkinliydi. Soluna döndü. Ve adımları hızlandı. Önce hızlı hızlı yürümeye sonra da koşmaya başladı. Kendisinden giderek uzaklaşmakta olan adam ya da kadın artık hangisiyse üzerine atıldıktan sonra, boğuşmaya başladılar. Murat, boğazını sıkıştırdı. Kolunun baskısını giderek arttırırken ince, tıslamaya benzeyen bir ses duydu. Kadındı. Bir anlık boşluğundan faydalanan kadın, dirseğiyle boşluğuna vurup, elinden kurtuldu. Murat, öne doğru büküldü. Nefesi içeride sıkışıp kalmıştı. İki üç kere hararetli bir halde öksürürken bir anda ileri atılarak, sol eliyle kadının saçlarını örten bereye yapıştı. Onu kendisine doğru çekmeye çalışırken, sol tarafında hissettiği acıyla kasıldı. Buna rağmen onu bırakmadı. Tuttu ve kendisine çekti. Atabileceği en sert kafa darbesini uygularken geriye doğru sendeledi. "Seni..." dedi başı döner, gözleri kararırken. Yaralanmıştı yaralanmasına ama bu kadar çabuk başının döneceğini bilmiyordu. Midesi bulanmaya başlamıştı. Yere kapaklanırken, ayak seslerini kulağının dibinde işitiverdi.

"Daha yeni başlıyoruz, Murat Albayrak." Diyordu kadın "Sana yaşatacaklarımdan sonra acıyı sadece çekenin anlayacağını, anlayacaksın."

**

Yarım saat sonra Murat aniden uyanıverdi. Kaltak kendisini bayıltmıştı. Nasıl olduğuyla sonra ilgilenecekti. Şimdi tek yapmak istediği eve gitmekti. Sızlanarak ayağa kalktı. Buz tutmuştu her yeri. Yürümeye başladı. Bunu yaparken de bir yandan Sena'yı aramaya çalışıyordu. "Aradığınız kişiye şuan da..."

"Aptal operatör!" diye tısladıktan sonra Lax'ı aradı. Çok geçmeden adamın uykulu sesi kulağına dolduğunda "Sena, yanında mı?" diye sordu. Kısa bir sessizliğin ardından kızın sesini duydu ve "Eve gelebilir misin?" dedi "Sanırım zehirlendim."

**

Kaya, kuduruyordu. Murat'ın hava almak için bile evden yalnız başına çıkmaması gerekiyordu. "Ben de seni akıllı bilirdim!" diye tıslarken, adamın tek yaptığı soğuk terler dökmekti. "Kapa çeneni, Kaya!"

6 ÜSTÜ 1 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin