68

160 26 0
                                    

BÖLÜM 68

Akşam yemeğini sessizlik içerisinde yediler. Birbirleriyle konuşmak istedikleri çok fazla konu olmasına rağmen kimseden çıt çıkmıyordu. Dilek, özellikle amcasının konuşmasını bekliyordu. Su bardağını eline alırken "Ne kadar ciddisiniz?" diye sordu Raif Bey nihayet. Sesini olabildiğince alçak tutmaya çalışıyordu. Dilek ile aralarında çocukluğundan beri süregelen bir gerginlik vardı. Hiçbir zaman onları kabul etmemişti. Anne ve babasının eksikliğini hissetmemesi için elinden geleni yapmışlardı ama Dilek hep bir kulp bulup, kendisini, uzaklaştırmayı başarmıştı. Aralarındaki soğukluk; bu ucu kopuk bağ bu yüzdendi. Birbirlerine candan öte değillerdi. "Evleneceğiz." Dedi Dilek. Bakışları tabağında, çatalıyla didiklemekte olduğu yemeğindeydi. Yüzünde eğreti bir ifade vardı.

"Konuşurken yüzüme bak!" Amcasının ikazıyla başını kaldırırken "Evleneceğiz," dedi yeniden "Oldu mu?"

Amcasının yüzü sinirinden kıpkırmızı olurken "Her şeyi zaten kendi istediğiniz gibi yapmışsınız, bizi ne demeye buraya çağırdın peki?" diye sordu. Dilek, dişlerini sıkarak Zübeyde'ye baktığında "Raif." Dedi Meliha Hanım "Ne yaşamışlarsa yaşamışlar, önemli olan bizleri çağırmaları değil mi?" diye sorduğunda "Delirdin mi sen kadın? Memlekettekilere ne diyeceksin? Okusun diye gönderdiğimiz yeğenimiz,çalışmak için yanına girdiği adamla mı evleniyor? İsmini duydukları anda gerisini düşünmemize gerek yok zaten." Dedi. Dilek, artık kırmızının başka bir tonuna bürünmüştü. Zübeyde, babasının tutumunun sert olacağını biliyordu ama bu kadar olacağını tahmin etmediğinden, kendisini Dilek'e karşı mahcup hissediyordu. Dudaklarını pişmanlıkla ısırırken, yutkundu. "Yanlış bir şey yapmadı," dedi babası kendisine baktığında "Dilek yanlış bir şey yapmadı, baba. Evlenecekler. Bunun için de gelip Dilek'i sizden isteyecekler." Yanağının iç kısmını dişleriyle çekiştirirken Raif Bey "Benim bildiğim damat evi, kız evine gelir. Kız evi değil. Bu resmen ayağına getirmek!" dediğinde Dilek "Sana tüm bunların gerek olmadığını söylemiştim, değil mi? Aileymiş! Bu mu aile!" diye bağırdı Zübeyde'ye bakarak.

"Bana sesini yükseltme!" diye bağırdı amcası. Dilek, dolu gözlerle ona bakınca o ana dek sessizliğini koruyan babaannesi "Yeterun!" diye bağırdı. Elindeki bastonla önce oğlunu dürttü sonra da Dilek'e bakıp "Otur bakalum şuraya." Dedi. Dilek, başını iki yana sallarken elindeki bastonla kalçasına vurdu "Otur dedum, Dilek." Dilek, onu bir daha söyletmedi. Titriyor, ağlıyordu.

"Devur değişiyor," dedi yaşlı kadın "Şimdiki gençler her şeyu bilduklarini sanip, kendu bilduklarini okiyor."

"Ana."

"Sus dedum." Diye uyardı yeniden Elmas nene "Adam, torinuma sahip çikmuş. Bundan daha önemlu ne vardur?" dediğinde Zübeyde ister istemez kıkırdadı. Onun gülmesiyle annesi de gülerken, Dilek ıslak bakışlarını babaannesine çevirdi. Dudakları titriyordu. "Kakalayup ortada bırakmamuş en azindan, ya karnunda sipasiyla ortada kalsaydu? Uy o zaman kimse almazdu ha bu kizi." Dedi.

Zübeyde "Babaanne ne diyorsun ya? Dilek, hamile falan değil."

"Sen sus kiz!" diyen babaannesi, Zübeyde'nin kaşlarını çatmasına neden olurken Raif "Yanımda konuşulan konuya bak! Dünyanın çivisi çıkmış." Diye homurdanırken annesi "Sen sütten çıkmiş ak kaşuksun, değul mi? Seni de karşı köyün samanlığında az yakalamadular zamaninda." Dediğinde Meliha Hanım "Anne da!" diye bağırdı. Raif Bey, kıpkırmızı olurken Zübeyde "Baba." Diye cırladı. Adam, konuşulanlara dayanamayarak ayağa kalktığında annesi hala konuşuyordu. Dilek, burnunu çekerek onlara baktı. Her kafadan ayrı ses çıkıyordu. Gülsün mü ağlasın mı bilemedi.

**

Bu gece kendi yatak odasında, çocuklarıyla birlikte kamp kurmuşlardı. Göğsünün üzerinde oğlu, kolunun hemen altında da kızı yatıyordu. Murat, tüm yaşananlara inat kendisini şanslı sayıyordu. Aynı zamanda huzurlu hissediyordu. Bir kız babası olarak, Dilek'in amcasını anlayabiliyordu. En azından deniyordu. Onlar, her ne kadar isteklerine, arzularına karşı koyamamış olsalar da hiçbir baba ya da amca kızlarının ya da oğullarının bu şekilde evlenmesini istemezdi. Jibit'in saçlarını okşarken aynı duyguları o da hissediyordu. Şimdiden onun hayatına girecek olan erkeklerin hayallerini nasıl katledeceğini düşünürken, Raif Bey'in de aynı düşünceleri beslediğinden emindi. Bu yüzden bel altı vurmadığı müddetçe onu anlayabilirdi.

6 ÜSTÜ 1 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin