Bölüm 17
Akşam yemeği için hazırlık yaparken Murat'ın sesini duyuyordu. Çocuklarıyla birlikte oyun oynuyor,bir yandan da Kaya'ya laf yetiştiriyordu. Genç kız, bugünü böyle hayal etmediğinden hayal kırıklığını bastırmaya çalışarak işine devam etti. İçini çekerken bugün kuzeninin kafede söyledikleri aklına geldi. Belki gerçekten de kuruntu yapıyordu? Murat, kendisine açık açık ilgilendiğini söylemişti. Daha ne istiyordu? Gözlerini kapatarak başını iki yana salladı. Bıkkın bir nefes verirken, kaşıklıktan bir kaşık almak için arkasını döndü ve kendisini seyreden Kaya ile göz göze geldi. "Ne var?"
Kaya, gülümsemedi. Dikkatle kızın suratına bakıyordu. Dilek, ona dik dik bakmaya dayanamayıp işine dönmeye karar verdiğinde "Murat'a aşık mısın?" diye sorduğunu duydu adamın. Elinde yemek kaşığı ile ocağın önünde duraksayıp, omzunun üzerinden Kaya'ya baktı.
"Sana ne!" dedi. Sesi sakindi.
Kaya, dudaklarını büzerek içeri girdi. Kollarını mutfağın ortasındaki tezgahın üzerine dayayıp, meyve sepetinden bir elma aldı. Isırdığı koca dilimin ardından yutkunarak Dilek'e baktı. "Bu iş olmaz, kızım." Dedi. Islak dudaklarındaki nemi emip doğruldu "Sen ve Murat diyorum." Dedi "Olmaz. Olamazsınız."
"Neden? Yoksa biz kardeş miyiz?"
Kaya "İğrençsin. Bilinçaltında ne gibi sapıklıklar yatıyor senin?" diyerek kıza takılmaya çalıştığında, onun kendisine uymaması üzerine içini çekerek homurdandı. "Olmaz çünkü" dedi "Çünkü ikinizin hayatları da çok farklı. Kabul ediyorum çok klişe ama farklı be kızım. Anla." Dilek'in,gözleri yanmaya başladı. Dişlerini sıkarken "Niye?" diye sordu. 'Niye ulan, niye?'
Kaya, başını çevirip kapıya baktı. Murat'ın hala çocuklarla olduğundan emin olduktan sonra derin bir nefes alarak Dilek'e döndü "Her gün nefes alıp da onun eve sağ salim gelip gelmeyeceğini bilemeyeceksin. Bazen eve gelmeyecek, işleri yüzünden telefonlarını açmayacak. Sen de o da çıldıracak noktaya geleceksiniz. Tüm bunlara katlanabilecek kadar güçlü olduğunu mu sanıyorsun?" diye sordu.
"Beni tanımıyorsun!" dedi Dilek.
"Bu hiçbir şeyi değiştirmez. Murat'ın, şuan da bir gönül ilişkisine ayıracak zamanı yok. Çocuklar... Evet! Ama sen... Hayır, kızım! Ona fazladan ağırlık olursun!" diyen Kaya, kızın kıpkırmızı olan yüzüne bakıp iç geçirdi. "Seni incitecek şeyler söylediğimin farkındayım ama ne kadar önce fark edersen, bundan yara almadan o kadar çabuk kurtulursun."
"Eğer şimdi def olup gitmezsen, yara alacak olan sen olursun!" Kız, incinmişti. Kaya'ya diş bilerken bile dudakları titriyordu. "Siktir git" dedi. Kaya, onun bu son sözüne güldü. Elinde elmasıyla birlikte mutfaktan çıkarken Dilek hala titremeye devam ediyordu. Ağırlıkmış! Murat'ın zamanı yokmuş! Dişlerini birbirine bastırarak soluklanırken, eline aldığı ekmek bıçağıyla önündeki biberleri doğramaya başladı. Çığlık atarak ağlamak istiyordu. Buna rağmen içindeki tüm o incinmişliğe karşın susabilmeyi başarıyordu. Uzanıp pilav tenceresinin altını kapattı. O sırada "Yardım edilecek bir şey var mı?" diye soran Murat'ın sesiyle yerinde sıçradı ve bıçak parmağını çizdi. Kesmedi. Sadece çizdi ve Dilek'in tüm bariyerlerini yerle bir etti. Çığlık atarak ağlamaya başladığında adam hemen yanına gelmiş, omzunun üzerinden uzanıp önce ocağı kapatmıştı. Yanan bir yağ ile uğraşmak istemezdi. Sonra kızın bir eliyle sıkıca tuttuğu elini tutmaya çalışmıştı. Dilek "Bırak." Diyerek kendisini uzaklaştırmaya çalışırken Murat sabırla "Bir bakayım." Dedi "Eğer derinse hastaneye gideriz." Dilek, dudakları titreyerek ağlamaya devam ederken parmağını elinin içinden çıkarıp Murat'a gösterdi. Genç adam, o ana dek kanayan bir parmak, derin bir kesik görmeyi bekliyordu. Ama azıcık kızarmış bir ten değil. Şaşırarak ve de ne diyeceğini bilemeyerek, çatık kaşlarıyla kızın parmağına bakmaya devam ederken, Dilek de ona bakıyordu. "Neye bakıyorsun?" diye sorduğunda genç adam "Parmağına." Dedi. Sonunda kızın gözlerine baktığında, elini bırakıp yüzünü ellerinin arasına aldı. "Ufacık bir çizik." Dedi gülümsemeye çalışırken "Kanamamış bile. Ağlama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...