Onur Akın : Seviyorum Seni
BÖLÜM 48
Murat, kucağında Saruhan hemen arkasında Kaya ve Jibit ile birlikte eve gelmişti. Tabi Peker ile Zübeyde de. Derin bir nefes alarak içeri girdiklerinde, ilk işi Saruhan'ı salonun ortasında yer alan oyun evinin içine atmak oldu. Şuan da onun ortalıkta koşturmasını istemiyordu. Yorgun argın etrafına bakınırken Zübeyde, üzerindeki tuniği çıkarıp koltuğun üzerine bıraktı. Kaya, Peker'i koltuklardan birine oturttuğunda Murat da kızının yanına giderek elinden tuttu. Etrafına bakınan Zübeyde ellerini beline koyup "Burayı bir süreliğine yatakhaneye çevirmemiz gerekiyor. Her biriniz için yukarı çıkıp inemem. Bu hepimiz için çok yorucu olur." Dediğinde Jibit "Ben odamda kalırım." Diyerek Murat'a baktı. "Odamda kalmak istiyorum." Murat, kızına göz kırptıktan sonra Zübeyde'ye baktı. Jibit'i, koltuğa oturtup, Kaya ve Zübeyde ile birlikte mutfağa girdiler. Kapıyı kapatıp, sırtını buzdolabına yasladı. Zübeyde, etrafını incelerken "Aslında biz çocuklarla üst katta kalmaya devam edebiliriz." Diyen Murat kızın dikkatini kendisine vermesiyle içini çekerek konuşmaya devam etti. "Yemek saatlerinde aşağıda olur, seni ek iş yapma zahmetinden kurtarmış oluruz. Sadece Peker ile ilgilensen, yeterli." Diyen Murat, Zübeyde'nin "Dilek için de bir yatak lazım" dedi "Vücudunda sayısız çatlak ve çürük varken,onu üst kata taşıyamayız. Allah korusun bir şey olsa..."
"Olmayacak!" diye kızdı Murat.
Zübeyde "Hadi diyelim oldu. Allah korusun, yangın çıktı ya da başka bir şey... Dilek, üst katta kalmamalı. Burada, her daim çıkışa yakın durmalı ki aniden fenalaşırsa falan hastaneye götürmek kolay olsun."
Kaya "O haklı." Dedi. Uykusuzluktan ölüyordu. Bölük pörçük uykular üç gündür ayakta kabus görmesine neden oluyordu. Onların daha ne kadar konuşacağını bilemediğinden "Ben gidiyorum." Diyerek ayağa kalktı "Bir duş alıp, yatacağım. Beni yarın akşama kadar uyandırmayın." Dedikten sonra yanlarından ayrıldı. Murat da, Dilek'in buzdolabına yapıştırmış olduğu magnetli not defterini eline alıp, Zübeyde'nin karşısına oturdu. Arkasını dönüp çekmecelerden birine uzandı. Bir tükenmez kalem aldıktan sonra "Hadi bir alışveriş listesi yapalım." Dedi.
Zübeyde, ona kaşlarını kaldırdığında "NE?" diye sordu Murat.
"Bu işlere aşina olman çok komik." Diyen Zübeyde, adamın başını sallamasıyla gülerken Murat "Sen bir de beni bebek bezi ararken gör. Beş çocuklu anneler halt yemiş yanımda." Demesiyle önce kahkahalara ardından da hıçkırıklara boğuldu. Murat, elindeki kalemi masanın üzerine bırakırken derin bir nefes aldı. Masanın üzerinden uzanıp kızın elini tuttu. "Kusura bakma." Dedi Zübeyde burnunu çektiği sırada "Sinirlerim bozuldu."
Anlayışlı bir ifadeyle başını sallayan Murat "Biliyorum. Senin için daha zor." Dediğinde Zübeyde "Nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyorsun?" diye sordu.
"Bence birkaç gün önce o kadar da soğukkanlı olmadığımı gördün, değil mi?"
Zübeyde, gözlerinin içine bakarak elini sıktı. Bu güven veren, inanç dolu bir sıkmaydı.
**
Zübeyde, ilk olarak Saruhan'ı yıkamış ardından onu doyurup, uyuması için yatağına yatırmıştı. Velet suyla oynamayı o kadar seviyordu ki üstünü başını ıslatmaktan çekinmemişti. İç geçirerek aşağı indikten sonra salondaki ahaliye baktı. Bakışları Jibit'i bulduğunda "Hadi." Dedi "Seni de yıkayalım bir güzel." Kızın iri iri açılan gözleri, gözlerine kilitlenince "Eline su değmemesini sağlarım." Diye güvence verdi Zübeyde. Ancak Jibit hala yüzüne kitlenip kalmış, konuşmuyordu.
"Jibit?"
"Ben kendim yıkanırım." Dedi Jibit aksi bir sesle. Başını çevirip Murat'a baktı. "Kendim yıkanabilirim." Dedi. Kaşlarını çatmaya başladığında Murat, dönüp Zübeyde'ye baktı. Kıza başını sallarken Zübeyde de masayı toplamak için onları yalnız bıraktı. Yemekten sonra ilaçlarını içip, uyuyan Peker düzenli nefesler alıp verirken Murat, kızının yanına oturup onun güzel gözlerine baktı. "Onun beni yıkamasını istemiyorum." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...