Bölüm 25
Bunu gerçekten yapmış mıydı? Ah, bunu gerçekten yapmıştı! Delirmiş gibiydi. Gözlerini açalı dakikalar olmasına karşın sanki hiç uyumamışçasına zinde hissediyordu. Hemen yanı başında yatmakta olan adamın varlığı, ondan yayılan mis gibi sıcaklık ve koku Dilek'in nefesini kesiyordu. Dudaklarının kenarları arsız bir gülümsemeyle genişlerken içinden çığlıklar atmak geliyordu. Çok mutluydu. Tamamlanmış sanki eksik olan parçası yerine konmuş gibi hissediyordu. Derin bir nefes alarak iç geçirdi. Yataktan çıkmalı ve kendilerine güzel bir kahvaltı hazırlamalıydı. Murat'ın, beline dolanmış olan kolunu çekiştirerek yana ittirdikten sonra dirseklerinin üzerinde doğrularak ona baktı. Yüzünün yarısı yastığın içine gömülmüş, halinden memnun bir ifadeyle uyuyordu. Saçları çekiştirilmekten birbirine karışmıştı. Bu hali çok güzeldi. Dilek, üzerine doğru eğilip onu öptü. Yanağını, gözünün kenarını ve şakağını... Bu adamın her yerini öpesi geliyordu içinden tam da o anda. Kalp atışları yeniden ritim tuttururken kendisini yatağın dışına zor çıkardı. Seke seke odanın içindeki banyoya girip, kapıyı usulca kapattıktan sonra derin bir nefes alıp, duşa ilerledi. Murat'ı uyandırmadan güzelce yıkanıp,dışarı çıktı. Bornozuna sarılı bir halde odadan dışarı adımını attıktan sonra koşmaya başladı. Üç bilemedin beş adımda kendisini odasından içeriye atarken yerinde zıplıyordu.
*
Islık çalarak mutfağa indiğinde ilk işi gidip bahçeye açılan kapıyı açmaktı. Geri dönüp ocağın başına yürüdü. Demliği alıp içine su doldurduktan sonra yakmış olduğu ocağın üzerine bıraktı. Dilek, buzdolabının içinden kahvaltılıkları çıkardığı sırada salondan gelen tıkırtılar üzerine kaşlarını çatarak doğruldu. Ani bir koruma iç güdüsüyle eline almış olduğu bıçakla içeri yürümeye başladığında iki kadının da tartışmakta olduğunu görüp, şaşırdı. Onlar da kendisini fark ettiğinde susmuşlardı zaten.
"Günaydın." Dedi Dilek elindeki bıçağı aşağı indirirken "İçeri nasıl girdiniz?"diye sordu.
Didem, çekingen bir ifade ile yüzüne bakıyor bir yandan da Serap'ı zapt etmeye çalışıyordu. Dilek, gözlerini şüpheyle kısarken bakışları Serap'ın delirmiş gibi bakan gözlerine kaydı. Neden... Kendisini öldürecekmiş gibi bakıyordu ki?
"Korumalar Serap'ı görünce içeri aldılar." Diyen Didem, oflayarak Serap'a baktı "Rahat dur!" diye uyardı.
Kızın inildemesiyle birlikte Dilek yanlarına gitti "Çocuklar iyi mi? Bir şey mi oldu?" diye sordu. Üst kattan gelen sesler Murat'ın uyandığını haber verirken Dilek tüm dikkatini karşısındaki kadınlara vermişti. "Size diyorum?" dediğinde Serap'ın "Sanki çok umurunda!" diye carlamasıyla irkildi. "Ne demek istiyorsun?" diye sordu bunun üzerine.
Serap "Bak bak bir de saf ayağına yatıyor." Deyip güldükten sonra hırsla "Kızım var ya senin ağzına sıçarım ben!" diye bağırdı.
Didem "Serap!"
Dilek, duruşunu düzelterek kızın üzerine yürüdü "Derdin ne bilmiyorum ama bir daha küfür etme!" diye uyardı. Sabahın köründe haber vermeden gelip, üstüne bir de küfür yiyemezdi. Elindeki bıçağı sımsıkı kavradığı sırada "Kızlar?" diye seslendi Murat. Yeni duş aldığı belli oluyordu. Serap bakışlarını ikisi arasında dolaştırıp "Oh!" diye bağırdı "Siz mercimeği fırına veredurun Jibit de kendisini paralayadursun!"
Dilek ile Murat aynı anda birbirlerine bakıp "Ne!" dediler.
Didem, Serap'ı çekiştirip yanına oturttu. "Otursanıza." Dedi ikisine de. Murat, Dilek'in yanına giderek elinden tuttu. Bu hareketi Didem ile Serap'ın gözlerinden kaçmazken genç adam o sırada kızın elinde tutmakta olduğu bıçağa bakıyordu. "Bununla ne yapıyordun?" diye sorduğunda kızın "Kaşar doğrayacaktım" demesi üzerine gülümsedi. Ardından kızlara döndü "Sizi dinliyorum." Dedi. "Neler oluyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...