BÖLÜM 72
Dilek, çocukları yatırdıktan sonra yanına gelmişti. Kendisine bir bardak çay alıp, yanına oturmuş günün yorgunluğunu sonlandırmak istercesine başını omzuna yaslamıştı. İkisi de önlerinde açık duran, televizyona bakıyordu ama aslında izlemiyorlardı. Murat, çayından ardı ardına yudumlar alırken, Dilek iç geçirerek gözlerini dinlendiriyordu. "Sende uyumalısın." Murat'ın dudakları saçlarının üzerinde dolaşıyordu. Gün içerisinde o kadar koşturuyorlardı ki Dilek akşamın nasıl olduğunu anlayamıyordu. Jibit, Esmer ailesinin ön eğitim amaçlı kurulan bir tesise gitmeye başlamıştı. Dilek, hem hareket olsun hem de onları daha iyi tanıyabilmek için Kilid'e gidiyordu. Başlarda yadırgamış, ürkmüştü. Tanımadığı pek çok insanın içerisinde Jibit'in ne yapacağını çok merak ediyordu. Ama tüm endişeleri... Kızı o kapıdan çıktığı anda son bulmuştu çünkü Jibit gülümsüyordu. Ve heyecanlıydı. Üstelik yanında çok sevdiği arkadaşı Atıl da vardı. İçini çekerken "Yok" dedi Murat'a "Böyle de iyiyim. Bu sefer seni göremiyorum."
Genç adam, gülümserken "Kalbimi okşuyorsun, yapma." Diye takılınca Dilek elinin tersiyle karnına vurdu.
"Haklıyım ama? Sabah kalktığım zaman apar topar evden çıkıp gidiyorsun? Hayır, günlerdir ne yapıyorsun anlamıyorum ki? Anlaşma dedin, ihale dedin... Dedin de dedin." Murat, onun çenesinden tutarak kendisine yaklaştırdı. Ağzını istila ettikten kısa bir süre sonra gözlerinin içine bakarak gülümsedi. 'Arkandan amcanla iş çeviriyoruz' diyemedi. Yemedi. Bunun yerine "Nikahtan sonra balayına gideriz diye düşündüğüm için, tüm işleri halletmeyi istiyorum." Dedi.
Dilek, bir iki saniye ona şaşkınlıkla baktı. "Biz balayına mı gideceğiz?" diye sordu.
Murat "Yani? Sen de istersen?" dediğinde kıza doğru dönerek bir kolunu koltuktan aşağı sarkıttı.
Dilek "İsterim. İsterim ama çocuklar?"
Murat "Onlar da bizimle gelecek tabi ki. Uzak kalabileceğimi sanmıyorum." Dedikten sonra Dilek'in elindeki bardağı önlerinde ki masanın üzerine bırakmasını izledi. Kız, o kadar sakin hareket ediyordu ki Murat bir tuhaflık olduğunu fark ederek "Canım iyi misin?" diye sordu. Nikah işlemleri için gerekli olan belgeleri vermişlerdi. Dilek, ne yapıp edip kanına girmiş bu işin aceleye getirilmemesini isteyerek Murat'ı makul bir tarih almaya zorlamış ve başarmıştı. Çocuklarla ilgilenmesi derken karga tulumba alelacele sanki bir suç işlemiş, üzerini örtmeye çalışıyormuş gibi evlenmek istemiyordu Dilek. Bunun düşüncesi bile midesini ağrıtıyordu. Dilek'in kolları boynuna dolanırken, kucağındaki yerini almasıyla derin bir nefes alarak iç geçirdi Murat. Elindeki bardağı zar zor masanın üzerine koyarken "Bizi yakacaktın az kalsın." Dedi.
Dilek "Yanmışız yanacağımız kadar." Dudaklarını uzatıp, adamın çenesinden öptükten sonra içini çekti. "Şu halime bak..." diye fısıldadı "Bu kapıdan içeri ne için girmiştim şimdi ne oldum?"
Murat, sırtını okşarken "Bence bir sorun yok. Böyle mükemmel bile olduk." Dedi. Dilek, onun ilk zamanlarda ki tavrını hatırlayınca dudaklarını büzdü. "Tam bir pisliktin" dedi.
"Sana güvenemiyordum, bunun için beni suçlama."
Dilek "Laflara bak, hiç de alttan almaz."
Murat "Sen daya döşe, ama ben sessiz kalayım? Yok öyle yağma."
Dilek, başını kaldırıp gözlerini kıstı. Omuzlarına bastırarak kucağına oturduğunda "Bir kaşık suda boğasım geliyordu, seni." Dedi "Her şeyi ben bilirim havalarında dolaşıyordun."
Murat "Ama biliyordum. Benim sayemde pek çok şeyi öğrendin." Dediğinde göz kırpıp, gülümsedi. Dilek "Hadi be oradan! Neyi öğrenmişim senden?" diye sorduğunda bir anda neye uğradığını şaşırarak kendisini koltukta, Murat'ın altında yatarken buldu. "Buna hile derler!" diye kızdı. Gülmemeye çalışıyordu. Murat, kaşlarının arasından öpünce iç geçirirken, "Beni sevmeyi öğrendin." Demesiyle birlikte gözlerini açarak ona baktı. Yeniden kaşlarını çattı. "Sende ki bu egoyu yok etmem lazım." Dedi.
Murat, onun yüzünü okşadı, dudaklarına bir öpücük kondururken "Dene bakalım," diye mırıldandı "İşe yarayacak mı?"
Dilek, elini aralarından pantolonuna doğru uzattığında Murat boğuk bir ses çıkararak haykırdı "Asıl buna hile derler." Diyerek gülmeye başladı. "Of, Dilek. Bırak!" Dilek, elini çekince "Kahretsin." Diye tısladı ve kızın kıkırdamalarının arasında çığlık atmalarına umursamayarak, onu gıdıklamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...