26

212 30 2
                                    



Bölüm 26

Hassas bir dengeydi üzerinde durdukları. Murat, Jibit ile arasını düzeltmişken onun yeniden yanlış fikirlere kapılmaması için olabilecek her şeyi ona açıklamaya çalışıyordu. Kızın bundan şikayet eder bir yanı yoktu. Murat'ın ilgisi üzerinde olduğu müddetçe her şeyi kabul edebilirdi. Dilek'i bile. Ona karşı hala temkinli yaklaşıyor olsa da uzakta duramıyordu. Dilek'in de bunda büyük bir payı vardı üstelik. O da üzerine titriyordu. Jibit gülümseyerek üzerine düşenleri yerine getirirken Dilek de bu sayede Saruhan ile daha yakından ilgileniyordu. "Kapı çalıyor!" diye bağıran Jibit, Dilek'in ayağa kalkmasıyla "Ben açarım." Diye bağırmıştı. Ancak Kaya'nın aniden önlerine çıkmasıyla kaşlarını çatmış daha ona cevap veremeden adamı kapıya giderken izlemişti. Jibit, kaşlarını çatarak Dilek'e baksa da Dilek'in de ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Kaya, kapıyı aralayıp gelen kişiye baktıktan sonra gözlerini kıstı. "Dilek evde mi?" diye soran Zübeyde'ye "Evde." Diye karşılık verirken kızın içeri doğru hamle yapmasıyla kapıyı üzerine doğru iteleyerek, onu dışarıda bıraktı. "Ruh hastalarının girmesi yasak." Dedi.

"Sensin ruh hastası!" dedi Zübeyde.

Zübeyde, dişlerini sıkarak Kaya'ya bakarken genç adam içinden kıs kıs gülüyordu yine de kızın bir tarafından çuvaldız çıkarabileceğinin de farkındaydı. Yüzünü buruşturmaya devam ederek kapının arkasından çekilerek içeri geçmesine müsaade etti. Zübeyde, teşekkür ederek içeri girdiğinde "Ben geldim." Diye bağırdı. Üzerindekileri çıkarıp Dilek'e doğru yürüyordu ki Jibit'in aniden beline sarılmasıyla çığlık attı.

Dilek "Niye bağırıyorsun ?" diye sorduğunda Zübeyde "Bu kız beni çok korkutuyor Dilek. Al şunu üstümden." Diye homurdandı. Jibit, başını kaldırmış gözlerinin içine bakıyordu. "Hoş geldin Zübüb." Dediğinde "Ay kısa ismimi de öğrenmiş. Dilek!" diye cırladığında "Bağırmayı kes!" diye kükredi Kaya.

Dilek, başını iki yana sallayarak ikisine baktı. "Kaya sen dışarıda biraz hava alsana." Diye sorduğunda adamın cevap vermemesi üzerine kaşlarını çatarak Jibit'e baktı "Gel ablacım biz kız kıza mutfakta takılalım" dedi. Elini uzatıp Jibit'i yanına çağırdıktan sonra Saruhan'a bakıp iç geçirdi. Zübeyde de peşlerinden mutfağa girdiklerinde Jibit ile birlikte masanın etrafına doluştular. Oturdukları tabureden Dilek'in kendilerine servis yapmalarını seyrederken Jibit "Biliyor musun Zübüb, Dilek ile Murat artık sevgililer" dedi.

Zübeyde, kıza gözlerini pörtleterek baktı. Sonra da Dilek'e. "Öyle mi?" diye sordu dişlerinin arasından. Gülümsüyordu ama daha çok birazdan senin saçını başını yolacağım der gibi bakıyordu. Dilek, yanakları kızararak Jibit'e baktıktan sonra "Daha yeni." Diye söylendi. Sonra Jibit'e bakıp dil çıkardı. Jibit, kıkırdarken Zübeyde "Ayıp yani. Ne diye dil çıkarıyorsun?" dedi. Dilek, oralı olmayınca "Ne zaman oldu bu?" diye sordu "Sevgili olmanız yani."

Dilek, kahvesini önüne bırakırken göz ucuyla Jibit'e baktı. Zübeyde, onu fark ederek "Hiç kıza bakma tamam mı? O bile biliyorsa devamını anlatabilirsin bence." Dedi. Dilek, dudaklarını bükerek ikisine bakarken iç geçirdi "Çok olmadı dedim ya." Dedi.

Jibit, kakaolu sütünden bir yudum alırken "Bence öpüşüyorlar." Dedi Zübeyde'ye.

Zübeyde "Yani. Sanırım öpüşüyorlardır."

Dilek, ikisine garip bir ifadeyle bakarken Jibit "Televizyondaki insanlar gibi mi öpüşüyorlardır sence? Eğer öyleyse..." deyip yüzünü buruşturdu "Iyyy" dedi "İğrenç."

Zübeyde, kahvesinden bir yudum alırken "Bence de." Dedi "Şimdi gözümde canlandırdım da."

"Alo!" diye bağırdı Dilek "Hayırdır? Burada konuştuğunuz şey benim özel hayatım bilmem farkında mısınız?"

6 ÜSTÜ 1 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin