49

202 33 1
                                    

BÖLÜM 49

Eve gitmek için son kontrolleri yapılırken yerinden nasıl kalkacağını düşünüyordu kara kara. Çünkü ağrıları vardı. Gece kesilen ağrı kesiciler sonrasında Dilek çıldırmanın eşiğine gelmişti. Sabah düşük dozda vurulan iğnenin ardından biraz toparlamış olsa da şimdi, ne kadar direnirse dirensin titriyor, ağrıyı yok etmeye çalışıyordu. Murat'ın, doktorla birlikte dışarı çıkmasıyla derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. Dudaklarını birbirine bastırıp, kısık sesle inlerken kapının aniden açılmasıyla hızlı hızlı nefesler alıp vermeye başladı. Afra, içeri girmiş öylece yüzüne bakıyordu. "Burada kalmak istemeyen sendin ama eğer istersen birkaç gün daha kalabilirsin, Dilek. Bunu biliyorsun öyle değil mi?"

"Sadece her yerim çok fazla ağrıyor." Dedi genç kız ağlamaklı bir sesle "Dayanamayacakmışım gibi hissettiriyor."

Afra, odanın içerisinde ilerleyerek arkasına geçti. Ellerini uzatıp bluzunu yukarı sıyırdıktan sonra sırtındaki çürük izine bakarak tısladı. "Ucuz atlattın, tatlım." Dedi "Ölebilirdin."

Dilek, gözlerini kapatarak "Bunları konuşmak istemiyorum." Dedi "Bitti. Geride kaldı her şey."

Afra, boynunu bükerek ona bakmayı sürdürünce "Cesur bir kızsın." Dedi "Pek çoğunda bulunmayan, çiğ bir cesaret üstelik." Arkasından geçerek, odanın içerisinde dolaşmaya başladı. Dilek'e sormak istediği, onunla konuşmak istediği çok fazla mesele vardı. Bunlardan ilki de Murat'tı. "Murat ile ne yapacağına karar verdin mi?" diye sorduğunda kızın bariz bir şekilde şaşırmasıyla gülümsedi. "Soru sorma şeklimin tuhaf olduğunu kabul ediyorum ama beni mazur gör." Dedi "İkinizin arasındaki bağı anlayamıyorum."

"Onu seviyorum." Dedi Dilek "Neden başka bir şeyi anlamak durumunda olasın ki?"

Afra, omuzlarını silkerek "Merak." Dediğinde Dilek, tüm ağrılarına rağmen onda kendisine tanıdık gelen bir şey görerek, derin bir nefes aldı. "Belemi'ye çok benziyorsunuz" dedi "Akraba falan mısınız?"

"Eşim amcası oluyor." Dedi Afra "Dış görünümümüzün benzerliği ise... Allah vergisi." Deyip göz kırptıktan sonra kızın karşısına geçerek, gözlerinin içine baktı. "Seni yeniden burada ağırlamayı çok isterim." Dedi. Dilek, kaşlarını havaya kaldırınca "Elbette iyi olarak ve mümkünse tek parça halinde." Parmağının ucuyla kızın yaralı yüzüne dokundu "En fazla on beş gün sonra tüm bu kabuklar dökülmüş olacak." Dedi "O zamana dek aynalardan uzak dur." Dilek, kadının söylediklerine gülümsediği sırada odanın kapısı bir kez daha açıldı ve içeri Murat, yanında bir hasta bakıcıyla birlikte girdi. Hemen önlerinde de bir hasta sandalyesi vardı. "Ona oturmak istemiyorum." Dediğinde Afra "Yürümen seni daha çok yoracak." Dedi "dikişlerine pansuman yapmayı unutmuyorsun." Dedikten sonra Murat'a dönüp "Sen de öyle, yakışıklım. Bundan sonra top sende." Deyip, onlara arabalarına binene kadar eşlik etti.arabalar binanın çevresinden uzaklaşırken, Afra kendi adamlarını da peşlerinden göndermişti. Derin bir nefes alıp, ellerini ceplerine soktuğu sırada huysuz bir şekilde söylendi. "Hoşça kal, adrenalin dolu günler. Merhaba, bebek kakalı bezler."

**

Jibit, önündeki boyama kitabına ilgisizce bakarken Zübeyde'de mutfakta Dilek için en sevdiği yemekleri pişiriyordu. Saruhan, içeride Kaya'nın dizinin dibinde, Peker ise uyumaktaydı hala. "Bana yardım edecek misin?" diye soran Zübeyde omzunun üzerinden Jibit'e baktığında onun başını iki yana sallayıp "Hayır." Demesiyle homurdandı.

"Nedenmiş?" diye sordu.

"Çünkü canım istemiyor. Çünkü elim yaralı." Dedi Jibit. Aksi aynı zamanda dingin bir ruh hali vardı. Tamamen dengesiz.

"Bence sen çok fazla şımartılmışsın," dedi Zübeyde. Elindeki bıçağı kesme tahtasının üzerine saplayarak kıza döndü "Hiç yaşının gerektirdiği gibi davranmıyorsun." Jibit, ona sinirle bakınca da "Gördün mü? İşte bundan bahsediyorum. Çok sinsisin çok. Herkesi parmağında oynatıyorsun. Ama Muratcığım,Kayacığım." Dediğinde kızın inatla susması karşısında bozguna uğrayarak, kaldığı yerden işlerini yapmaya devam etti. Jibit, sabah pansuman yaptıktan sonra Murat ile birlikte bir pedagoga gitmiş ve orada bir saat boyunca, kendisiyle konuşmasını istemediği bir kadınla baş başa kalmıştı. Elleri kucağında, öylece önüne bakarken duyduğu araba sesleriyle başını çevirip ayağa kalktı. "Geldiler!" diye bağırdı telaşla.

6 ÜSTÜ 1 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin