BÖLÜM 36
Sonraki birkaç gün durumlar biraz daha iyiydi. Dilek ile Murat arasındaki kopukluk halen devam etse de taraflar çocukların ve Murat'ın arkadaşlarının yanında bir sorunları yokmuş gibi davranıyorlardı. En azından Dilek bu konuda oldukça başarılıydı. Murat, onun her hareketini dikkatle izlerken kıskançlık biraz da sitem dolu bakışlarını üzerinden alamıyor, bu da Dilek'in içini okşuyordu. Genç kız, içini çekerek yanında oturan Jibit'i kucaklamış onun Ecmel ile olan konuşmasını dinliyordu. İkisi arasındaki bağ o kadar farklıydı ki bazen onlara yetişebilmek için ikisinden birini susturuyor ve yeni baştan konuşmalarını söylüyordu. Bu sırada Ecmel'in küçük oğluna göz koymuştu. O kadar tatlıydı ki! Küçücük ayaklarını ve yumuk ellerini sallayıp dururken annesine yapmış olduğu cilveler çok şekerdi. Dilek, kadının oğluna gösterdiği sevgiyi kıskanmadan edemiyordu. Gerçi onun gibi ya da Saruhan gibi bir oğlu olsa kendisi de aynı tepkileri verirdi sanırım.
"Kadının sorunları olduğu apaçık!"
Sena'nın ayak sesleri en az sesi kadar hırçındı. Başını çevirip ona bakan Dilek, kızın kendisine yapmacık bir gülümseme göndermesinin ardından gelip yanlarına oturmasıyla derin bir nefes aldı. Yeniden bu konuları dinlemek, dahil olmak istemiyordu. Ama kaçamıyordu da! Dişlerini sıkarak yerinde huzursuzca kıpırdandı. Murat ve diğerlerinin de olmak üzere tüm bakışlar üzerine odaklandığı sırada, Jibit'in kulağına bir şey fısıldamış olması Dilek'in onları fark etmesine engel oldu. Sena da bu sırada elindeki dosyayı önlerindeki masanın üzerine bırakmıştı. Fotoğraflar ve kadının öz geçmişi detaylı bir şekilde ortadaydı. Ah, keşke Dilek azıcık ilgilenmiş olsaydı da baksaydı. Belki o zaman günler öncesinde tanıştığı, rast gele karşılaştığı kadının kim olduğunu öğrenebilir, onun kötü emelini anlayabilirdi. Ama yapmadı. Öyle ilgisiz bir şekilde oturup, konuşulanları dinledi ki Sena her 'Mine' deyişinde bile bir rahatsızlık duymadı.
"Kadının psikolojik sorunlarının olması onun durumunda biri için yeterli değil." Bunu söyleyen Kaya'ydı. Herkes onunla hem fikirdi.Sena "Yakalayıp, işini bitirmemiz için bir neden yok!"
"Böldüğüm için kusura bakmayın ama neden kadını yakalayıp öldürmek yerine adalete teslim etmeyi düşünmüyorsunuz?" Dilek, konuşan adama baktı. Onur, ilgiyle Sena'ya bakıyordu ki yanında durmakta olan Lax'ı umursadığı söylenemezdi.
"Gözlerini üzerinden çek!"
Dilek'in bakışları iki adam arasında gidip gelirken Onur gülümseyerek "Neden?" diye sordu "Bir soru sordum!" O anda elini tutan Sena, "Adaletin terazisi ruh hastaları için ne yazık ki doğru tartım yapamıyor, Onur. Bunu biliyor olmalısın değil mi? Kadının akıl sağlığının yerinde olmadığı belgelerle kanıtlanırsa onu hapse atmak yerine hastaneye kapatırlar. Bu işimize yaramaz! Ölüsü lazım! Ölmek zorunda!"
Dilek, dayanamadı. "Bunu yapmak sanki çok kolay bir şeymiş gibi konuşuyorsun?" diye sordu. Sena, ona bakarak öne doğru kaykıldı. Murat, onu kısık sesle uyarsa da umursamadı.
"Çalıştığın insanlarla ne gibi bir ilişkin olduğunu bilemem tatlım açıkçası umurumda da değil ama bu ailenin senden önce var olan bir geçmişi var. Büyük, kocaman bir geçmiş. Kanlı bir geçmiş!"
Murat "Sena!"
"Hayır!" diye bağırdı Sena bozulan sinirleriyle "Neye dahil olduğunu bilmesi gerekiyor! Oturduğu yerden kısmış olduğu gözleriyle ve şu uyuz oturuşuyla bizi yargılayamaz, kınayamaz! Buna hakkı yok! Neler yaşadığımızı bilmiyor! Seni istiyorsa, ne olduğunu, kim olduğunu bilmeli!" deyip Dilek'e baktıktan sonra "Murat'ın her akşam elinde bir demet çiçekle eve geleceğini düşünüyorsan yanılıyorsun! İçindeki o peri masalını yaşamak isteyen kıza söyle tatlım, burası Gayya kuyusunun olduğu bölge! Saldırı anında yapacağımız tek şey, yok etmek! Yani..." Kaşlarını kaldırarak işaret parmağı ile çenesini okşayarak arkasına yaslandı. Bir eliyle eşinin bacağını tutarak sıktı ve "Yaşa ya da öl!" dedi.
Ecmel ve Lax, dönüp birbirlerine baktıktan sonra Dilek'e odaklandılar. Ancak genç kız cevap vermek yerine derin bir nefes alarak ayağa kalktı. "İzninizle." Deyip yanlarından geçip giderken Murat'ın yüzünde kederli bir ifade belirdi. Jibit, yanlarından geçip giden Dilek'in arkasından baktıktan sonra kaşlarını çatarak Sena'ya döndü. "Çok kötüsün, Sena!" diye bağırdı. Onun bu çıkışına şaşıran Sena "Onu mu savunuyorsun?" diye sorarken kaşlarını çattı. Jibit, çenesini dikleştirip başını salladı. Ayağa kalkıp karşısına dikildiğinde Sena da tek kaşını havaya kaldırmıştı.
"Dilek'e bir daha bağırma!" dedi Jibit sinirle "Bunu kabul etmek zorunda değil!" dediğinde Sena "Bak sen?" diyerek öne doğru eğildi. Patlamanın olduğu günden beri Jibit'in hal ve hareketlerinde gözle görülür bir değişim vardı. Hepsi bunun farkındaydı ancak Sena'ya ya da onlardan birine kafa tutacak kadar cesaretlenmesi o an Sena için olmasa da diğerleri için mükemmel bir görüntüydü.
"Dilek, Murat'ı seviyor. Bizi de seviyor. Bize bir şey olacak diye korkuyor. Sen korkmuyor musun?" diye soran Jibit, Kaya'nın onu çekiştirmesiyle kolunu kurtararak ellerini yumruk yaptı. "Onu korkutma! Onu korkutmaya hakkın yok! Senden çok o bizimle ilgileniyor! Eğer bu evden giderse seni mahvederim!" diyerek çığlık attı. Gözleri dolmuştu.
Murat, şaşkınlıkla "Jibit?" diyerek kıza uzanmak istedi. Kız ondan kaçarak başını iki yana salladı. Gözünden akan yaşı koluna silip "Annemin öldüğü gibi onun da ölmesini istemiyorum!" dedi. Sonra koşarak yanlarından uzaklaştı.
O ana dek sessizliğini koruyan Rıza "Sanırım bakıcıya tutulan bir tek sen değilmişsin ha?" diye sorduğunda hepsi bunun gerçekliğiyle başa çıkmaya çalışıyorlardı. Kız bir konuda haklıydı. Dilek, onlarla bir bakıcı olarak ilgilenmiyordu. Sevdiği için onlarla vakit geçirmekten hoşlandığı için ilgileniyordu. Kaya, başını çevirip Murat'a baktı. Adam besbelli köşeye sıkışmıştı. İçini çekerek ayağa kalktığı sırada Ecmel'in "Hislerin konusunda daha ne kadar direnebilirsin ki?" diye sormasıyla gülümsedi. Dönüp yeniden Murat'a baktı. Savaştığını görebiliyordu ama inkar etmeye çalışmak... İşte bunda çok kötü yanılıyordu. Murat'ın her hareketi Dilek'i avaz avaz sevdiğini haykırıyordu. Tabi aptal bir erkek olarak o bunu hazmedemiyordu o ayrı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...