22

238 27 0
                                    

BÖLÜM 22

Dilek, nereye baksa Murat'ı görüyordu. Dalıp gittiğinde, kitap okurken, çocuklarla ilgilenirken bile. Günleri düşündüğünden daha huzurlu sona ermesini asla istemediği gecelerle geçiyordu. Murat'ın kollarının arasında olup, onun kokusunu duyarak uykuya dalmak, sabah onunla birlikte uyanmak dünyalara bedeldi. Kalbi kuş olmuş kanat çırpıyordu sanki. İçinden gelen dürtüye engel olamayarak kıkırdarken bir yandan da işini yapmaya devam ediyordu. Jibit, öğretmenleriyle birlikte ders çalışıyor Saruhan ise hemen yanı başındaki oyun evinde oyuncaklarıyla oynuyordu. Dilek, içini çekerek etrafı toparlamaya başladığında tüm iyi hislerinin içine eden adamın mutfağa girmesiyle olduğu yerde durdu. "Bu saatte neden evdesin sen?" diye sordu.

Kaya, Saruhan'a bakıyordu. Dikkatlice. Sonra başını kaldırıp Dilek'e baktı. Onu tepeden tırnağa süzüp "Demek kalmaya karar verdin?" diye sorduktan sonra tezgahın etrafındaki taburelerden birine oturdu. Dirseklerini tezgaha dayayıp, kıza baktı. Dilek, fırından gelen ses üzerine Kaya'nın sorusunu şimdilik yanıtsız bıraktı. Giymiş olduğu fırın eldivenlerinin ardından fırının kapağını açıp tepsiyi dışarı çıkardı. Kaya, hemen arkasında oturmuş gözlerini üzerine dikmiş oturuyordu. Elindeki eldivenleri çıkarıp ona döndü. "Gitmem için bir nedenim yok!" dedikten sonra geçip karşısına oturdu. "Seninle ilk başlarda yıldızımızın barıştığını düşünmüştüm." Dedi işaret parmağını ikisi arasında sallayıp "Ama yanılmışım."

"Benim sadece Murat'ı aynı zamanda seni korumayı amaçladığımı görememen, anlayamaman ne kadar kötü?" diyen Kaya kaşlarını çattığında Dilek "Bunların hiçbirine ihtiyacım yok!" diye homurdandı.

"Ben uyarımı yaptım, öyle değil mi? Bir süre sonra etrafta ağlayarak dolaşırken sakın bizden birine suç bulmaya kalkma!" Kaya, kıza tepeden bir bakış atarak yanından ayrıldı. Hızla, adımlarını yavaşlatmadan dışarı çıktıktan sonra etrafına bakındı. Aradığı adamı görür görmez "Peker!" diye bağırdı. Korumanın kendisine doğru koştuğunu görünce bıkkın nefesini dışarı verip, başıyla evi işaret etti. "Hiçbir şekilde dışarı çıkmasına müsaade etmiyorsunuz! Anlaşıldı mı?"

Peker "Tamam abi." Deyip yanında yürümeye başladığında Kaya "Benim bir işim var." Diyerek arabasının etrafından dolaştı. Sürücü kapısını içeri geçtiğinde başını bir kez salladı ve arabayı çalıştırdıktan sonra önünde açılan kapılardan dışarı çıktı.

**

Murat, Dilek'e her şeyi anlatmış olmanın verdiği rahatlıkla işlerini devam ettirirken sol yanını rahatsız eden tedirginlikle de uğraşıyordu. Günlerdir bir cevap alacağını düşünerek, oturduğu yerde beklemekten sıkılmıştı. Kimin, hangi kadının neden kendisiyle uğraştığını bilmek istiyordu. Öğrenecekti de zaten. Derin nefesler alırken, gözlerini kapatıp başını geriye yasladı. Tam da o sırada odasının kapısı vurulmadan açıldı ve içeriye bir süre önce tanıştığı ama farklı da olsa ortak bir kaderi paylaştığı ortağı girdi. Emre Zaimoğlu, her zamanki huysuz haliyle odasından içeri fırtına gibi girmiş,geçip tam karşısına oturmuştu.

"Bu ne hoş sürpriz!" diyen genç adam, onun karamel renkli bakışlarını örten çatık kaşlarına bakarak gülümsedi "Elli yaşına gelmeden alnının ortası kırış kırış olacak." Diye takıldı. Ancak Emre'nin ona ayak uydurmadığını fark ettiğinde, iç geçirerek arkasına yaslandı. "Ne bok yemeye benden olan biteni sakladığını öğrenebilir miyim?"

Murat "Buraya bana afilli küfürler etmeye mi geldin?" diye sordu.

Emre, ona sert bir bakış attı. Yumruklarını sıkmaktan parmakları acıyordu artık. "Ağzını burnunu dağıtmaya gelmiştim, aslında." Diye tısladı "Konuş!" diye gürledi sonra.

6 ÜSTÜ 1 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin