Bölüm 37
Uzun zamandır böyle rahat uyumamıştı. Bedenleri birbirine dolanmış, sanki uzun bir zamandır hep bu şekilde uyuyorlarmış gibi geliyordu. Murat, ilk uyanandı ama buna rağmen kızdan ayrılamıyordu. O böyle yanında kuş gibi yatarken ve mis gibi kokusu burnuna dolarken ondan uzaklaşmayı göze alamıyordu. İçini çekerek, başını eğdi. Burnunu kızın boynuna sürtüp, dudaklarıyla ona dokunurken iç geçirdi. Dilek, çok güzeldi. Onu kendisine yapıştırmıştı resmen. Dudakları uzun zamandır yapmadığı bir halde gülümseyerek kıvrılırken, kızın içini çekerek esnemesiyle derin bir nefes alarak, bir kez daha boynundan öptü. Dilek'in gözlerini aralayışını ardından kaşlarını kaldırarak etrafını inceleyişini büyük bir sessizlik içerisinde izledi. Perdesi açık olan pencereden içeri süzülen gün ışığı, kızın üzerinde dağılıyordu. Güzelim kahverengi gözleri gün ışığıyla parlarken Dilek gerinerek derin bir nefes aldı ve kollarının arasında debelenerek ona doğru döndü. Başını kaldırdığında göz göze geldiler. "Günaydın." Dedi Murat burnunu burnuna sürterken. Dilek, mırladı. Murat, onun bu tavrına gülümsemeden edemezken kızın parmak uçları sert çehresi boyunca gezinmeye başladı. Sanki onun var olduğunu kendisine ispat etmeye çalışıyordu. Onu saran kollarından birini kaldırıp, kızın bileğinden tuttu. Gözlerinin içine baka baka, avuç içine bir öpücük kondurup derin bir nefes aldı. "Rüya değil miydi?" diye soran Dilek'e başını sallarken kızın gözlerinin parlayarak gülümsemesi üzerine onu kendisine çekti. Dilek, onu göğsünden öptü. Sıcacık nefesini tenine bırakırken Murat'a ne yaptığından, neler hissettirdiğinden habersizdi. Genç adamın bir eli kızın saçlarını okşarken diğeri onu sanki içine hapsetmek istiyormuşçasına bedenine doğru bastırıyordu.
"Murat?" diye fısıldadı Dilek en sonunda. Başını güçlükle geriye atıp, gözlerinin içine baktığında Murat'ın dudaklarına bıraktığı kısa öpücükle içini çekti. "Kalkmamız gerekiyor." Dedi yutkunarak. Murat, onu bir kez daha öptükten sonra "İstemiyorum." Dedi.
Dilek, Murat'ın öpücüklerinden daha fazlasını isterken onun söyledikleriyle daha da şaşırdı. "Ne? Nasıl?" diye sordu. Karşılığında Murat onu bir kez daha öptü ve sımsıkı sarıldı. Dilek'in elbette bundan bir şikayeti yoktu ama gerçekten kalkmaları gerekiyordu. Birincisi, kendi evlerinde değillerdi. İkincisi, çocuklar her an uyanabilirdi ki Saruhan'ın dakikalar sonra uyanacağını biliyordu. Üçüncüsüyse tüm bu nedenleri kendisine sıralıyorken, kalkmazsa Murat'a yenileceğinin farkında olmasıydı. Tüm bunların üzerine Dilek de ona sarıldı. Omuzlarını ve sırtını okşayıp, onu öptü. "Çocuklar uyanmadan hazırlanmam gerekiyor." Dediğinde "Bana ne." Dedi Murat. Dilek, boğulur gibi bir ses çıkararak adama baktı. "Ne demek bana ne? Murat, ne oluyor allah aşkına?" diye sorduğunda gülümsüyordu.
"Günlerdir tüm ilgini onlara veriyorsun zaten. Birkaç dakika sen olmadan idare edebilirler bence." Diyen genç adam, kızın gözlerinin gülümsemesiyle "Ne?" diye sordu. Dudakları kızın çenesinden boynuna doğru kayıyordu. Sevmek, sevişmek istiyordu.
Dilek, kıkırdayarak onu çenesinden öperek geriye çekildi. "Sen çocuklarını mı kıskanıyorsun?" diye sordu. Murat, somurttu. Dilek, o kadar şaşırmıştı ki ne diyeceğini bilemeden bir süre ona bakakaldı. "İnanamıyorum. Sana gerçekten inanamıyorum." Diyebildi en sonunda.
"Evet. Bende. Şimdi lütfen biraz daha bana sarılabilir misin?" diye sorduğunda Dilek kendisine engel olamayarak gülmeye başladı. "Ha demek bu söylediklerimi komik buluyorsun, öyle mi?" diye soran Murat kızın etlerini sıkmaya başladığında bile kızın keyfini bozamamıştı. Dilek, onu iterek üzerine uzandığında kollarıyla bedenini sarıp, sarmalamıştı. "Bu çok tatlıydı." Dedi Dilek. Başını eğdi ve sevdiği adamı boynundan öptü.
"Tatlı olan sensin." Dedi Murat bir kolunu kaldırıp, kızın saçlarını okşarken. Gözleri birbirlerine kenetlenmiş bir halde bir süre birbirlerine baktılar. Dilek, bedenini yukarı doğru kaydırıp iki eliyle adamın yüzünü avuçladı. "Seni seviyorum." Dedi. Gözlerini kapatıp, burnunu burnuna sürttü "Ve sana bir şey olmasından çok korkuyorum." Dedi. Murat, onu sımsıkı tutuyordu. Bu Dilek'e güven verse de bir yanının deli gibi korkmasına engel olmuyordu. "Tüm o uzaklığım seninle uzlaşamadığım içindi. Tüm bunları anlayamıyorum üstelik karşıma çıkan herkes... Önce Kaya, Serap sonra Sena... Seni böyle kabullenmemi söyleyip duruyor. Bu beni sinirlendiriyor. Çoğunluğa karşı tek olduğumun farkındayım ama kimsenin gelip de bana hislerimle ilgili nutuk çekmesini istemiyorum. Bağırıyorsam ya da sana tavır yapıyorsam, bu seni önemsediğim için. Sana bir şey olmasından delice korktuğum için, tamam mı?" dedi. Gözlerini açıp Murat'a baktı.kaşlarını çatmış, yüzüne bakıyordu. Dilek, sesini çıkarmadan bekledi. Murat, ağzının içinde bir şeyler geveledi ama onu duyamadı. "Seninle sevişeceğim." dedi Murat. Gözleri kararmıştı ve dünya umurunda değildi. Dudakları bir kez daha birleşirken kalbinin yerinden çıkacağını düşünüyordu,Dilek. Murat, dudağının kenarını öpüp ona nefes alması için zaman tanırken "Seninle bu şekilde saatlerce öpüşebilirim." Diye mırıldandı Dilek. Niyeti onu kendisinden uzaklaştırmaktı ama başaramadı. Murat, yine bir şeyler geveledi ama bu sefer Dilek onu duydu ve Murat dudaklarına yapışmadan hemen önce kıkırdayarak ona daha çok sokuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...