BÖLÜM 38
"Ah!"
Burnunun üzerindeki buz torbası ne yazık ki yüzünün sol tarafındaki morluğa bir fayda sağlamıyordu. Murat, biberonun darbesinden ciddi bir yara almamıştı ancak ucuz kurtulmuştu. Doktorun verdiği tampon ve sonrasında biraz dinlenmesini söylemesiyle odasında bir başına kalırken içinden bu duruma nasıl düştüğünü söyleyip duruyordu. Çılgın oğlunu zapt etmenin bir yolunu bulmalıydı belki de! Derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. Gün acı içinde sona ermemiş olsa da keyifliydi. Özellikle çocukların Dilek ile olan ilişkisine yakından tanık olduktan sonra... Jibit bilhassa Saruhan bile onu seviyor, ondan ayrı kalamıyordu. Saruhan'ın,Dilek'e olan tepkileriyse iç çektiriyordu. Ve tüm bunlar olurken Dilek'in hiç şikayet etmediğini de fark ediyordu. İçini çekerek elindeki buz torbasını biraz daha bastırdı. Tam da o sırada odanın kapısı açılarak içeri Dilek girdi. Yüzünde az önce aşağıda eğlendiğini belli eden o gülümsemeden geriye kalmış olan saklı bir tebessüm hakimdi. Gözlerinde ise endişe... "İyiyim." Dedi doğrularak. Ancak Dilek ona dikkatle bakmayı sürdürdü. Yatağın kenarına gelip oturduktan sonra bir elini baldırına koyup aheste hareketlerle okşadı. "O şekilde gülmemem gerekiyordu." Dedi. Murat'ın ciddi bir şeyi olmadığını düşünmüştü ancak burnundaki kanama durmayınca çok korkmuştu.
"Komikti." Dedi Murat toparlanarak.
"Kalkma." Diyebildi genç kız ancak Murat onu dinlemeyerek elindeki buz torbasını yanındaki komodinin üzerine koyup, Dilek'e uzandı. En güçlü ağrı kesici oydu ne de olsa. Kızı kendisine çekerek biraz daha yakınlaşırken, gözlerinin içine bakarak gülümsemeye çalıştı ancak yüzündeki acı buna mahal vermeyecek kadar gerçekti. Ama onu öptü. Neyse ki bunu yaparken bir acı hissetmiyordu. Dilek, gözlerini kapatmış huşu içinde öylece karşısında dururken Murat onun yüzünü avuçlayarak, onu bir kere daha öptü. Geri çekildiğinde Dilek gözlerinin içine gülümseyerek bakıyordu. Öyle güzel bakıyordu ki Murat o bakışların içinde boğuluyor bazen de o gözlerin içine dalıveresi geliyordu.öyle içten, öyle severek bakıyordu ki Murat ona haksızlık ettiğini düşünüyordu. Onu bir kere daha öptü. Sonra bir kez daha. Dilek, dudaklarının altında kıpırdanırken Murat içini çekerek alnını alnına yasladı ve "Bana ne yapıyorsun?" diye sordu. Dilek, sesini çıkarmadı. Murat'ın ona ne yaptığını o iyi biliyorken, onun bilmiyor oluşuna ses etmedi. Bunun yerine yüzünü tutan ellerini iki eliyle tutarak derin bir nefes aldı. "Gerçekten iyi misin?" diye sordu.
'Sen bana böyle derinden bakarken nasıl iyi olmam ki?' diye düşündü. Ama kızın gözlerinin içine baktığında sadece başını sallayabildi. Onu güzel dudaklarından, tatlı gözlerinden ve bal yanaklarından uzun uzun öptü. Kokladı. En güzel kokuydu Dilek'in kokusu. "Evlen benimle." Diye fısıldadı. Bu sefer bunu istemesinin nedeni kızı kendisine yakın kılmaktı. 'Bahaneler.' Diye bağırdı içinden bir ses. Murat, onu dinlemedi. "Hadi hemen gidip evlenelim." Dedi bir kez daha. Dilek, gülerek başını iki yana sallarken Murat'ı dudaklarından öperek geriye çekildi. Gözlerinin içine bakıp "Hayır." Dedikten sonra ayağa kalktı ve "Aşağı inmem gerekiyor."dedi "Çocukları daha fazla yalnız bırakamam." Onu son bir kere daha öptükten sonra arkasını dönüp odadan dışarı çıktı. Murat, onun peşinden bakarken "Korkak."diye fısıldadı. Ama asıl korkağın kendisi olduğunun farkındaydı. Daha ne kadar inkar edebilirdi ki?
***
Dilek, aşağı indiği sırada gelen seslere kulak kesildi. Birileri kahkaha atıyor, hararetle konuşuyordu. Son basamağı da inerek salona yürüdüğü sırada görüş alanına giren kadınla bir an ne yapacağını kestiremedi. Saruhan'ı kucağına almış, sahiplenici bir tavırla öpüp, seviyordu. Dilek, içine yerleştiğini hissettiği kıskançlık duygusuyla olduğu yerde kısa bir an sarsılırken derin bir nefes alarak başını dikleştirdi ve yanlarına doğru yürüdü. "Hoş geldin." Dedi Serap'a. Kızın ela gözleri kendisine çevrilip, kedi gibi kısıldı. Onun da diğerleri gibi kendisini tarttığını fark edebiliyordu. Ancak umursamadı. Bunun yerine bakışlarını Saruhan'a çevirip gülümsedi ve "Onu böyle sarsıp durma." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...