Bölüm 56
Bir Hafta Sonra
Her yerde taş parçaları vardı ve Belemi de o parçaların üzerine çıplak ayaklarla basıyor, yapımı tamamlanmak üzere olan Kuyu'nun iç tasarımını hayranlıkla seyrediyordu. Sessiz, sedasız geçen bir haftanın sonunda kendisinden istenilen her şeyi layığıyla yerine getirmişti. Hemen hemen... Derin'in adamlarından ikisi ile kavga etmiş ve kavga bir anda alevlenerek, kanlanmıştı. İki kişiyi öldürmüş ve yaralanmıştı. Bunun için hem Derin'den hem de annesinden uyarı almıştı. Şimdi düşünceli ama insanların yüzünde görmeye alışkın olduğu gülümsemesiyle beraber yapının içini dolaşıyordu. Bundan sonrası aileye aitti. "Siz devam edin." Deyip kapının girişinde çıkarmış olduğu, topuklu ayakkabılarını eline aldı. Güzel yazlık bir elbise giymişti. Belden oturtmalı, etekleri kabarık ve çiçek desenliydi. Uzaktan biri onu görse hanım hanımcık zannederdi. Ama Belemi ne yazık ki bu tabire uymuyordu. O caniliğini bu maskenin ardına gizliyordu. Başarıyordu da. Asansöre binip, çıkacağı katın düğmelerine bastıktan sonra beklemeye başladı. Elindeki cep telefonu çalmaya başladığında derin bir nefes alarak, sırtını aynaya yasladı ve annesiyle konuşmaya başladı. İstanbul'daki zamanı dolmuştu. Mısır'a dönmemesi için bir nedeni kalmamıştı. Bu yüzden annesi acele etmesi için ona baskı yapıyor ve Belemi ona karşı koyamıyordu.
"Anladım!" diyerek sinirlenmeye başladığında karnındaki yara yüzünden sızlandı. "Bazen beni çıldırtmak için aradığını düşünüyorum" dedikten sonra telefonu kapatıp, elbisesinin cebine koydu. Anlaşmayı yerine getirdiği için on beşinci katta inip, Derin'in odasına doğru yürümeye başladı. Bir imza atıp ardından gidecekti.
Odanın kapısını bir kere vurup, beklemeden içeri girdiğinde duraksamasını sağlayan ilk şey; Jibit oldu. Küçük kız biraz zayıflamış, esmer tenine hafif solgunluk eklenmişti. Bakışlarını onun üzerinden çektiğinde bir köşede Erdem ile konuşmakta olan Murat'ı, onun hemen yanında oturan Kaya'yı görüp, derin bir nefes aldı. Derin'in masasına doğru ilerleyip, tam karşısında durdu.
Derin "Tebrik ederim, projeyi bitirmişsin." Dediğinde sadece gülümsemekle yetinip, göz ucuyla Jibit'e baktı. Kız, yanındaki çocuğa bakıyordu. Atıl Şadoğlu.
"Gelmişler." Dediğinde Derin "Bir yerden başlamamız gerekiyor," diyerek başını salladı "Şimdilik normal bir ilk okula gidecekler."
Belemi, başını yukarı kaldırıp Derin'e baktı. "Tüm pürüzleri ortadan kaldırdığını biliyorum, Belemi." Diyen Derin "Sena, nasıl bir iş çıkardığını bana anlattı. Bunun için sana müteşekkiriz."
"Senin ağzından teşekkür lafını duyunca midem bulanıyor," dedi Belemi "Sanki biri zorla söyletiyormuş gibi."
Derin, omuzlarını silkerek önündeki kağıtları imzalaaması için uzattı. Belemi, bekletmeden kağıtları imzaladıktan sonra başını sallayarak Derin'in menzilinden çıkıp, yapmayı beklemediği bir çevikle Jibit'in önünde eğildi. Kız, onun bu tavrı karşısında irkilse de sesini çıkarmadı. "Çok zayıflamışsın." Dedi Belemi.
Jibit, omuzlarını silkince "Geldiğim yerde senin gibi asi kız çocuklarını çok güzel dövüyorlar," dedi.
Jibit, gözlerini kısıp "Ben de o yerden geldim zaten." Dedi "Ama hiç dövülmedim."
Belemi, gülümsedi. Kızın çenesini tutarak gözlerinin içine bakmasını sağladı. "Daha güçlü olmalısın, Jibit. Daha güçlü, daha güzel. Hayat senin için yeni başlıyor. Eğer aptallık edip kendine bakmamayı tercih edersen, ölürsün. Beni anlıyor musun?"
Jibit "Hayır!" dedi.
Belemi bir kez daha gülümsedikten sonra ayağa kalkıp, ona göz kırptı. "Merak etme, anlayacağın zamanların da olacak." Dedikten sonra protokol gereği adamların yanına gitti. Önce Erdem ile el sıkıştı. Ona üstün körü yardımseverliği için teşekkür etti. Ardından Murat ile tokalaştı. Gururlu ve yaptıkları yüzünden cesur bir adam olduğunu söyledi. Murat, şaşırmış olsa başka tek kelime etmedi. Belemi,Kaya'ya baktı. Başını eğdi. Ardından kendi odasına gitmek için bir kez daha asansöre doğru yürüdü. Kaya, peşinden gelmediğine göre demek ki vazgeçmişti. İyiydi. Güzeldi. Asansörden içeri girdiğinde alnını aynaya yasladı. Hiçde güzel hissettirmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...