BÖLÜM 58
Dilek, yerdeki kutulara kırılmayacak eşyaları koyarken bir taraftan da Kaya’nın dışarıdaki adamlara bağırışını dinliyordu. Hata yaptıkları bir durum yoktu. Bu tamamen Kaya’nın gergin olmasından kaynaklanan bir durumdu. Dilek, gözünün ucuyla koltukta uyumakta olan Saruhan’a baktı. Uyanmasından korkarcasına kaşlarını çatarken, ellerini üzerine silerek ayağa kalkıp, kapıya doğru gitti. Bir omzunu kapıya yaslayıp “Hey!” diye bağırdı. Adamların hepsi kendisine döndüğünde Dilek “Sessiz olun!” dedi “Çocuğu uyandıracaksınız.” Bakışları Kaya’yı bulduğunda, ona başıyla içeri gelmesini işaret etti ve arkasını dönüp yürüdü. Mutfağa girip, onca karışıklığın arasında kendilerine birer kupa kahve hazırladı. Kaya, hemen peşinden gelip masanın etrafındaki sandalyeleri düzenlediği sırada Dilek ona doğru dönerek “Anlat bakalım.” Dedi.
Elindeki kupalardan birini onun önüne koyarak, karşısına oturdu.
“Yaraların acıyor mu?” diye sordu Kaya. Dilek, kahvesinden bir yudum aldıktan sonra “Senin yaraların kadar değil,” dedi “Seni dinliyorum.”
Genç adam, elindeki kupaya bakarak “Bir yaram yok,” dedi “Canımı sıkan şeyler var.”
Dilek, ona bakmayı sürdürünce Kaya içinde tuttuklarını ilk defa dile getirdi. Konuşmanın sonunda Dilek “Bu ondan hoşlanmaktan fazlası,” diyordu. “Yani o da seni bırakıp gitmediğine göre belli ki o da sana karşı bir şeyler hissediyor?”
Kaya, başını iki yana sallayarak gülümserken “Onun tek istediği beni yatağa atmak.” Dedi. Dilek de bunun üzerine “O zaman ona istediğini ver.” Dedi. Genç adam, kızın gözlerine baktığında Dilek “Onunla konuşmaya çalışmanın boşa olduğunu kendin söyledin belki de onunla yatarsan ondan istediğin cevapları da alabilirsin.” Dediğinde Kaya “Seninle bunları konuştuğuma inanamıyorum.” Diye homurdandı “Karşıma geçmiş bana akıl veriyorsun, farkında mısın?”
Dilek, pis pis sırıttı “Senden zeki olduğumu biliyorsun canım.” Dediğinde Kaya “Yemin ediyorum bir gün elimde kalacaksın,” dedi “Valla bak.” Birbirlerine bakıp gülümsedikten sonra Kaya, Dilek’e, Jibit’in nerede olduğunu sordu. Dilek, gün içinde olanları bir bir anlatırken genç adam kıza hem hak vermiş hem de bu kadar sert çıktığı için kızmıştı. Dilek ise elini kaldırıp onun tüm itirazlarını sonlandırmıştı. “Böyle yapmaya devam ederse onun için her şey daha da kötü olacak,” dedi Dilek “Sürekli ev değiştirip duruyor. Zaten bu bile onun şımarması, kendisini daha fazla güvende hissetmesi için yeterli. Ama ben onun kendisine güvenmesini istiyorum, bir başkasına değil. Serap ya da diğerleri onun her istediğini yaptığı sürece Jibit o elini asla kullanmayacak, Kaya.”
Kaya, ona hak veriyordu ama yine de küçük bir çocuğun üzerine bu kadar gidilmesine de karşı çıkıyordu. Yine de Dilek’e güveniyordu.
**
Murat, Jibit’i yanından ayırmamış, tüm günü birlikte geçirmişlerdi. Şirkette işlerini hallederken Jibit de odasında durmuş, sessizce bilgisayarında oyun oynamıştı ama ağlamaktan da helak olmuştu. İkide bir “Dilek beni eve alır mı?” diye sorup durmuş, ardından yeniden ağlamaya başlamıştı. Şimdiyse biraz yorgun gözüküyordu. Başı omzuna doğru düşüp duruyor, gözleri kayıyordu. Gülümsedi. Tam da o sırada odasının kapısı hafifçe vurularak, açıldığında Jibit de başını çevirerek gelen kişiye baktı. Murat’ın asistanı annesinin geldiğini söylediğinde Jibit şaşkın bakışlarla kendisine döndü. “Senin annen var mı?” diye sordu.
Genç adam, tüm bedeni gerim gerim gerilse de gülümseyip “Yani,” dedi “Yumurtadan çıktığımı düşünmüyorsun herhalde?”
“Çocukların nasıl yapıldığını izlersem öğrenebilirim.” Dediğinde Murat dişlerini sıkarak gülümsemeye devam etti. “Jibit!” diye tısladı. Kız önüne döndüğünde odanın kapısı bir kere daha açıldı ve içeri annesi girdi. Yüzünde taş kadar soğuk bir ifade vardı. Omuzları dik, bakışları sarsılmazdı. Murat, ona nasıl davranması gerektiğini düşünürken annesinin “Demek doğruymuş,” demesiyle kaşlarını havaya kaldırdı “Elinden bahsediyorum.” Dedi. Hiddeti odanın her yanına yayılırken Murat göz ucuyla Jibit’i yokladı. Kaşlarını çatmış, kadını izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
General Fiction"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...