69

162 27 0
                                    

BÖLÜM 69

Odadan içeri girdiğinde yatak boştu. Kaşlarını çatarak etrafına bakındı. Bir hastane odasına göre oldukça büyüktü. Büyük pencerelerin bulunduğu kısma gidip, durduktan sonra aşağı bakındı. Buradan çıkmış olacağını düşünmüyordu ama söz konusu Belemi'yse, ne düşündüğünün bir önemi de kalmıyordu. Dudaklarını birbirine bastırırken, arkasından sesler gelmeye başladı. Kaşlarını kaldırıp,döndü. Kalbini sıkmakta olan o uğursuz his, gözlerinin önündeki kapının açılmasıyla son bulmuştu. Belemi,dişlerini sıkıyordu. Çenesi gerilmiş bir halde banyonun kapısına yaslandığı sırada, bakışları üzerine yöneldi. Kaya, ilk defa onu böyle görmekten memnun değildi. Bakışları ölü bir insanın bakışları gibi boş bakıyordu. Yüzü solmuş, dudaklarının kenarları çatlayıvermişti. Sanki biraz da zayıflamıştı. Canlılığını koruyan tek şey, uzun, sarı saçlarıydı.

"Bu bakıştan beni çok özlediğini varsayıyorum."

Tutuk bir sesle ama buna rağmen gülümseyerek konuşmuştu, Belemi. Derin bir nefes alarak dışarı çıkarken, Kaya hamle yapmak için harekete geçmiş ama kızın başını sallaması üzerine olduğu yerde durmak zorunda kalmıştı. İki kolu da sargılıydı. Birinden bir kurşun çıkarılmış diğerinden ise tahta kıymıkları. Onun yatağına doğru yürüyüşünü seyretti. Attığı her adımda derin nefesler alıyordu. Canının yandığı o kadar belliydi ki Kaya buna engel olmak istiyordu. Ellerini ceplerine sokarak yumruk yaparken, çaresizliğin dört bir yanını kuşattığının farkındaydı. Belemi'ye karşı olan hislerinin bu kadar güçlü olması onu mahvediyordu.

"Hemşirelerden birini çağırmamı ister misin?" diye sorarak karşısındaki tekli koltuğa yöneldi. Belemi, başı önünde derin nefesler alırken "Neden? Gelip beni daha fazla uyuştursunlar diye mi? Gerek yok. İyiyim ben." Dedi. Sesi hırıl hırıl çıkıyordu.

"Çok kötü görünüyorsun."

Belemi, başını aniden kaldırınca saçlarının uçları hareketlenerek etrafında dalgalandı. Dudakları gerilmiş, bakışları kararmıştı. Öfkesi, hissettiği ağrılara rağmen taze ve canlıydı. Kaya bunun için bile ona sarılabilir ya da yalnız kaldığında şükredebilirdi.

Belemi "Sana iyi olduğumu söyledim. İyi olduğumu biliyorsun! Buna rağmen neden hala buraya gelmeye devam ediyorsun?" diye sordu.

Kaya "Gelmemek için bir neden göremiyorum?" deyince Belemi "Benimle oyun mu oynuyorsun?" diye sordu. Elleriyle yatağın kenarını kavramış, sinirle ona bakıyordu "Güçsüz durabilirim ama değilim! Aptal hiç değilim! Gerçekleri öğrendiğine göre, kendince bir intikam falan mı almaya çalışacaksın? Eğer niyetin buysa geri çekilmeni öneriyorum."

Kaya, koltuğunun yanlarından tutarak kıza doğru çekiştirdi. Şimdi aralarındaki mesafe biraz daha azalmıştı. Belemi'nin, şüpheyle bakan gözleri, titreyen dudakları aklını çeliyordu. "İntikam almayı istemek, senin için düşündüklerimin yanında hafif kalır." Dedi. Öyle sakindi ki bu Belemi'yi çıldırtıyordu. Kendisi böylesine sinirliyken, adamın bu kadar sakin davranması ayarlarını bozuyordu.

"Git buradan." Dedi "Arkadaşının sana ihtiyacı yok mu? Dilek'in ailesi gelmiş diye duydum?"

Kaya, başını yana eğerek kıza bakmayı sürdürdü. Zübeyde'nin ne halde olduğu umurunda değildi çünkü o çalçene, baş belası başına gelen her şeyi hak ediyordu. Öte yandan Dilek ve Murat içinde endişelenmiyordu. Sadece kaçırmış olduğu eğlence için bir parça üzüntü duyuyordu o kadar.

"Senin bana daha çok ihtiyacın varmış gibi duruyor." Dedi bunun üzerine. Uzanıp kızın ellerine dokundu. Belemi, sıçrasa da belli bir tepki göstermeden Kaya'ya bakmayı sürdürdü. Kaya, kaşlarını çatarak bir elini kızın elinden çekerek, omzuna dokundu. Belemi, kendisini geri çekerken "Suçluluk psikolojisi mi?" diye sordu.

6 ÜSTÜ 1 AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin