BÖLÜM 21
Acaba hangisi daha kötüydü? Kuzeninin 'Wonder Woman' gibi davranmaya çalışması mı- ki beceremediği suratındaki ifadeden belliydi- yoksa Kaya'nın her an patlayacak olması mı? Ah bir de silah vardı.
"Ne yapıyorsun?"
"Bana mı diyorsun?" Hem Kaya hem de Zübeyde aynı anda sordu. Sonra birbirlerine dönüp "Kapa çeneni!" diye bağırdılar. Dilek, sanki o anı bir kameradan izliyormuş gibiydi. Tüm bunlar eşek şakası gibi geliyordu. Çıldıracağını düşündüğü sırada yanı başında hissettiği kıpırtıyla gözleri dehşetle açıldı. "Jibit?" diye fısıldadı. Soluğunu tutmuş, gözleri dolmuş bir halde Kaya'ya bakıyordu. Dilek, onun ağlayacağını anladığında "Yeter artık!" diyerek aralarına girdi. Uzanıp silahı Zübeyde'nin elinden aldıktan sonra şarjörünü yerinden çıkarıp, parçasıyla birlikte Kaya'ya uzattı. "Parfümünü ver!" dedi sonra. Kaya, ona ne dediğini anlamamış gibi bakarken "Elindeki şişeyi ver!" diye tısladı. Bir eliyle sımsıkı Jibit'in elinden tutmaktaydı. Kaya, istemeden de olsa elindeki şişeyi- ona göre tabancayı- Zübeyde'ye uzatırken "Silahı almayı nasıl başardın?" diye sordu. Dilek, ikisine de içeri geçmelerini işaret ettiğinde kendilerine doğru gelen korumaları bir baş hareketiyle durdurup, eve girdi. Kapıyı sertçe kapattıktan sonra Jibit'e bakıp "Odana çık ve beni bekle." Dedi. Küçük kız, o kadar korkmuştu ki kendisine söylenileni yerine getirirken endişe yüklü bakışlarını Kaya'ya dikmekten öteye geçemedi. Merdivenlerden yukarı çıkarken içini çektiğini duyuyordu, Dilek. Bunun için hem kuzenini hem de Kaya denen kalası öldürmek istiyordu. Yanlarına gitmeden önce mutfağa gitti. İki su bardağına su doldurup, içeri girdiğinde ikisini birbirlerine öldürecekmiş gibi bakarken görüp "Kesin şunu!" diye uyardı. Ardından elindeki su bardaklarını onlara uzattı.
"Aklınızdan zorunuz mu var?"
Zübeyde "O başlattı!" dedi.
"Kafayı mı yedin sen Zübüb? O başlattı da ne demek? Adamın silahını çekip aldın!"
Zübeyde "İşte bende bundan bahsediyorum! O kaşındı!"
Dilek, gözlerini devirirken Kaya'ya baktı. "Sen neden kuzenime saldırdın?" diye sordu.
Kaya, hala Zübeyde'yi bir kaşık suda boğmak ister gibi bakıyordu. "Kuzenin olduğuna dair bir işaret yoktu!" dediğinde Dilek abartı bir sesle "Hadi canım!" dedi ardından "Salak salak konuşma ya! Hangi insanın alnında yazıyor, şu, şunun kuzeni diye!"
Kaya "Elinde silah vardı!"
"Bu bir parfüm şişesi seni kıt beyinli!"
Zübeyde'nin cevabıyla Kaya'nın gözleri parlarken, Dilek aralarına girerek "İnanamıyorum." Diye söylendi. "Ben gelmeseydim kim bilir neler olacaktı?"
Zübeyde "Sen gelmeseydun ha ben bunu bir alnundan bir hortimundan fururdum!" dedi. Kaya, gözlerini kısarken " Silahı almayı nasıl başardın?" diye sordu. Elindeki bardaktan bir yudum daha su alabilmek için dudaklarına götürdüğünde Zübeyde "Karadenizliyim ben!" dedi "Başka nasıl alabilirdim ki?"
"Baban ne iş yapıyor?" Dilek, kendisine dik dik bakınca Kaya "Sen karışma" diyerek suyunun hepsini içmeye başladı. Zübeyde de o sırada "Kari pazarliyor." Demişti. Genç adamın boğazında kalan su, Dilek'in kahkahasıyla birleştiğinde Zübeyde derin nefesler eşliğinde ayağa kalkmıştı. Üzerine başına çeki düzen verip, kuzenine göz kırparken "Ben seni geçireyim." Diyen Dilek, Kaya'yı orada bırakıp yürümeye başladı. Genç adam, daha nasıl bir belaya bulaştıklarını bilmezken Dilek'in sülalesinin çatlak olduğunu az önce giden kuzeni sayesinde öğrenmişti.
**
Bavuluna ufak tefek eşya koyarken kapısı hafifçe vurulmuştu. "Gel." Kim olduğuna bakmak için arkasını döndüğünde Jibit'i kızarmış gözlerle gördü. Kaşlarını çatarak ona doğru ilerleyip, dizlerinin üzerine çöktü. Omuzlarından tuttuğu kıza "Ne oldu sana?" diye sorduğunda Jibit "Seni vuracak sandım, Kaya" dedi. Tir tir titriyordu. Kaya, başını kaldırıp kapının gerisinde durmakta olan kıza baktı. Dilek, omuzlarını silkip içini çekerken genç adam "Ben hallederim." Deyip kapıyı kapattı ve kızı kucağına alıp, yatağın kenarına oturdu. "Bak bakayım bana." Dedi saçlarını okşarken. Jibit, yüzünü sakladığı yerden çıkardığında genç adamın içi buruldu. Çok ağlamıştı. "Çok mu seviyorsun sen beni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
6 ÜSTÜ 1 AŞK
Genel Kurgu"Kendi planlarımızı yapıyorduk, Ama kaderin de planları olduğunu unutmuştuk." Dostoyevski/ Suç ve Ceza *** Murat Albayrak'ın tek istediği arkasını döndüğünde çocuklarının güvende olduğunu bilmekti. Böylece hayatlarını tehdit eden kişiyi bulabilecek...