...Hayat mucizelere gebedir demiştik.
İçimde bir can taşıyordum. Tolunay ve bana ait olan bir can. Küçücüktü. Ve en önemlisi bize aitti. Tolunay ve benim parçamdı.
Uzay arabayı evin önünde durduğunda heyecanla yüzüne baktım. Tolunay'ı oyalayacaktı ben de bu sayede sürpriz için hazırlık yapacaktım. "Tolunay şirketten çıkarken sana mesaj atarım." dediğinde kafamı salladım ve arabadan indim. Benimle beraber arabadan indi ve sürpriz poşetlerini bana verdi. Kendi tarafına binerken bana baktı gülerek, "Kendine ve Bıdık'a iyi bak! Görüşürüz!" dediğinde gözleri dolu dolu olmuştu. "Tamamdır,Uzay amcası!" dedikten sonra el salladım ve apartmanın girişine hızlı hızlı yürüdüm. Anahtarla kapıyı açarken bir şey fark ettim. "Hızlı yürüme Gece, belki çocuk yavaş yürümek istiyor!"
Bu küçük Bıdık şimdiden kalbimi çalmıştı.
Evden içeri girdiğimde poşetleri kapının kenarına bırakıp salona geldim. Boynuma geçirdiğim çantamdan ultrason sonuçlarını çıkarttıktan sonra koltuğa oturup uzun uzun izlemeye başladım.
Siyah beyazdı. Geceleyin denize yansıyan ay ışığı gibiydi.
Gökyüzündeki yıldıza benziyordu birazcık da.Onu iyi ve güzel olan her şeye benzetebilirdim. İyi ve güzel olan her şeye...
Heyecandan buz kesmiş parmaklarımı kaldırıp fotoğrafına dokundum.
"Hoş geldin Bıdık... İyi ki geldin küçüğüm... İyi ki beni, iyi ki bizi buldun... Çektiğim cefanın her saniyesine değersin meleğim..."
***
Tolunay'dan...
Yaşadığım tüm kötülüklerin sefasını süreceğimi biliyordum. İyi kalmayı başaran yanım durmadan bunu fısıldıyordu. Beni iyi şeyler bekliyordu. Beklemeliydi de.
Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Şirkette herkes telaşlıydı, şaşırmamak gerek yine bir proje sunumu yetiştirilecekti. Görkem'in uzattığı sunum metnini ele aldığım sırada Uzay yine kulağımın dibine geldi. "Kardeşim senin bir evin bir karın yok mu?" diye sordu. Metnin giriş kısmını okurken cevapladım," Evet var. Neden?"
Gelişme bölümüne geldiğim kağıdı elimden çekip aldı,"Siktir olup gitsene kardeşim evine o zaman?" dediğinde kafasına vurup elindeki kağıdı geri aldım. "Gece'nin haberi var kardeşim benim,yakışıklım,ömrümün yarısı,ömür törpüm. Sal beni de işlerimi halledeyim!"
Uzay kollarını göğsünde kavuşturdu, "İltifatların için teşekkür ederim evli olmasan bana yürüdüğünü düşünecektim."
Metnin son kısmını okurken istem dışı gülümsedim. "Uzay cidden çok işim var." dedim ve kusur bulamadığım metni Görkem'e uzatıp teşekkür ettikten sonra Uzay'a göz kırpıp odama girdim.
Gece'yi özlemiştim.
Gün içinde özlemi beni çok zorlamıyordu ama bazı anlar yanımda olsun istiyordum. Kokusu burnumda, teni tenimde... Derin bir iç çektikten sonra telefonu elime alıp aradım.
Uzun uzun çaldı ve sonunda açtı.
"Sevgilim?"
Sesini bile öyle özlemiştim ki. Şuan tonlarca iş olmasaydı her şeyi bırakıp ona koşardım.
Şirketin manzarasına doğru yürüdüm. Yağmur yavaştan yağmaya başlamıştı. "Seni özledim.." dedim sakince.
Derin bir iç çekti. "İşi bırakıp eve gelmeye ne dersin?" diye sordu haklı olarak. Evle işi çok karıştırmamam gerekiyordu. Cevap vermemi bekledi bir şey demeyince devam etti. "Seni özlüyorum Tolunay. Gün içinde sayılı görüyorum." dedi yüzde yüz haklılıkla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY'IN GECESİ
ChickLitBir savaşçı dünyaya geldi... Doğar doğmaz bir savaşın içinde buldu kendini. Hayatı boyunca savaştı, binlerce ok fırlatırdı bedenine, hepsinin yarasını kendi sardı, kendi iyileştirdi. Büyük savaşa girdi, binlerce orduya karşı kazandı. Yaralandı, arka...