40.BÖLÜM: "YENİ BİR BAŞLANGIÇ"

1.4K 96 294
                                    

...Büyük hayallerin kırıklıkları da büyük olur ama ne yapayım? Yıldızlar kendini yakabildiği sürece yıldızdır. 

Mutluluk. 

Bizi tanımlayan kelime tam olarak buydu. 

Mutluyduk. Yüzümüzde kocaman gülümsememizle dolanıyorduk. Günler geçiyordu... Sanki günler geçtikçe yüzümüzdeki tebessümde artıyordu. Ama içimde bir boşluk vardı. Korkuyordum. Her şeyin bir anda yoldan çıkmasından. Bir anda kötü şeyler olmasından korkuyordum. 

"Gece! Yine daldın gittin." dedi Uzay, daldığım düşüncelerden sıyrıldım.  Gülümseyerek önüme döndüm. Açık havada piknik yapmaya gelmiştik,  önümüzde duran dereye dalıp gitmiştim. "Acıktık Tolunay hızlı ol biraz!" diye bağırdı Uzay. Dirseğimi masaya yasladım ve mangal yapmaya çalışan Tolunay'a gülümseyerek baktım. "Sus lan! Kolaysa gel yap!" diyerek Uzay'ın yüzüne hırladı Tolunay. Uzay kendini geri çekti, "Sağ ol canım almayayım." dedi ve yanımızda telefonu ile uğraşıp ses yapmayan Ayda'ya döndü, "Sen ne yapıyorsun orada?" diye sordu eğilip telefonuna bakmaya çalışırken. Ayda telefonunu hızla kapattı ve omuz silkip, "Hiç bir şey." dedi. 

Mangalla cebelleşen Tolunay'ın yanına doğru yürümeye başladım, mavi çiçeklerle kaplı olan eteğim tatlı tatlı esen rüzgarın etkisiyle bacaklarıma yapışmıştı, düzelterek Tolunay'ın yanına geldim, "Kolay gelsin." dedim gülümseyerek. 

"Sen geldin ya her şey kolay gelir." dediğinde yüzümdeki gülümseme büyümüştü. 

Elindeki yelpaze gibi plastiği bir ileri bir geri salladığında çıkan duman üzerime doğru gelince beni kenara çekti, "Üzerin is kokacak, kenarda dur." dediğinde kafamı salladım. Kısa kollu tişörtün açık bıraktığı dövmeleri dikkatimi çekmişti. 

Sucukları diğer elindeki çatal ile çevirdikten sonra bir tanesini çatalının ucuna taktı, üfleyerek soğuttuktan sonra bana uzattı, "Bak bakalım sevgilin güzel yapmış mı?" diye sorduğunda yanaklarım kızarmaya başladı. Sucuğun takılı olduğu  çatalı dudaklarıma yaklaştırdı, ucundan ince bir ısırık aldım ve ağzımın içinde yavaş yavaş çiğnedim, "Pişmiş Tolunay." dediğimde gülümseyerek yüzüme baktı. 

Yanağında oluşan gamzeye parmağımı yaklaştırdım ve dokundum. "Seni orada saklayasım geliyor bazen," dediğinde elimi yanağına koydum. Elini kaldırıp elimin üzerine koydu, "Saklamama izin verir misin?" diye sorduğunda kafamı salladım. 

"Tolunay size bir şey soracağım?" diye yanımıza geldiğinde Uzay, Tolunay derin bir nefes alarak Uzay'a döndü, "Sor Uzay." dedi bıkmış bir sesle ve  elimi yanağından çektim. 

"Siz ne zaman evleneceksiniz?" diye pat diye sorduğunda bakışlarımı yere indirdim. 

"Şu olaylar bir bitsin bakacağız." dedi Tolunay, gözlerimi şaşkınlıkla yüzüne çevirdim. "Neden bana öyle bakıyorsun?" diye sordu yarım ağız gülümserken. 

"Şuan bu konuyu burada mı konuşacağız?" diye sordum Tolunay'a sesim kızgın çıkmıştı. 

"Yengen kızdı Uzay git yerine otur." dediğinde kulaklarıma kadar kızardım. 

Uzay bana bakıp gülümseyerek masaya doğru yürüdü, "Tolunay ya," dedim tatlı bir şekilde. 

"Söyle güzelim." dediğinde içim gitti. Eridim sanırsam. 

"Evlilik falan..." dedim olduğum yerde kıvrılırken. 

"Şuan değil ufaklık, ama ilerde bir gün evleneceğiz." dediği mangalın üzerindeki etleri tabağa koyarken. Sessiz kalmayı tercih ettim, sonunda üst üste yığdığı etlerin olduğu tabağı eline aldı, diğer eliyle de elimi tuttuktan sonra masaya doğru yürüdük. 

AY'IN GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin