41.BÖLÜM: "GECİKMEYEN GERÇEK"

1.2K 89 157
                                    

...Gerçek, gecikmeyi sevmez.
                               -
L. Annaeus Seneca

Çocukluk.

Kimimiz zillere basıp kaçarak, kimimiz top oynayarak, kimimiz seksek oynayarak, kimimizse bağırarak sokağın futbol maçını izlemiştik.

Ama ben...

Bunları yapanları izlemekle yetinmiştim. Her zaman bakışlarım evin camında sokakta oynayan çocuklara bakmakla yetinmiştim. Bazı şeylerin boşluklarını dolduramazsın ya, bende öyleydim. İçimdeki aile boşluğu ve çocukluğumun yarattığı boşluk dolmak bilmiyordu. Elimden geleni yapıyordum ama bazı şeyler içimde kalmıştı. 

On sekiz yaşındaydım. 

Bir kaç ay sonra on dokuz olacaktım. İşte o zaman gerçekten doğmuş kabul edecektim kendimi. 

Gece Gündoğdu olarak değil, o adamın soyadını taşıyarak değil. Gece olarak. Tolunay'ın Gecesi olarak. 

Ay'ın Gecesi olarak...

Gözlerimi kırpıştırarak açtım, beyaz loş ışık gözlerime doldu. "Tolunay..." dedim kuru dudaklarımı oynatarak.

"Buradayım güzelim, buradayım." dedi ve elimi tuttu.

"Neredeyim ben?" diye sordum görüş alanımın netleşmesi için gözlerimi kırpıştırırken.

"Hastaneye geldik," diyerek açıklama yaptı bir elimi başımın üstündeydi. Kolumda bir acı vardı, bakışlarımı koluma çevirdim serum takılmıştı.

"Ne oldu bana?" diye sordum. En son banyodan çıkmıştım, sonrası karanlıktı.

"Bayıldın bir anda." dedi Tolunay. Kafamı belli belirsiz salladım. Ağzımın içi kupkuruydu ve başım ağrıyordu. Tolunay ellerini elimden ayırmadan koltuğu hastane yatağına çekerek oturdu, gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmıyordu. "İyiyim Tolunay." dedim ve dudaklarımı zorla kıvırdım. Tuttuğu elimi dudaklarına götürdü ve uzun bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Biliyorum." dedi ve yorgun bir nefes verdi.

Gözlerim yarı kapalı bir şekilde saatlerce sessizce durduk. Sonunda kolumdaki serum bitmiş olacak ki Tolunay ayağa kalktı, "Ben doktoru çağırıp geleyim." dedi ve odadan çıktı. Verilen serum sayesinde biraz daha kendime gelmiştim. Gözlerimi açtım ve yatakta yukarı kayarak sırtımı plastik başlığa yasladım.

Bir kaç dakika sonra içeriye bir kadın doktor ve Tolunay girdi. Tolunay yanıma gelerek saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu ve derin bir nefes çekti içine.

Oldukça uzun boylu olan, kısa küt sarı saçları olan kadın doktor kare gözlüğünü düzeltirken sordu, "Nasılsınız Gece Hanım?"

"İyiyim." dedim sade bir sesle.

"Hamile olma ihtimaliniz olabilir mi?" diye sordu, bakışları ben ve Tolunay'ın arasında gidip geliyordu.

Kafamı iki yana salladım utanarak.

"En son ne zaman regl oldunuz?" diye sorduğunda yüzüme ateş püskürmüş gibi kızardım.

"Yıldönümünde olmuştun," diye mırıldandı Tolunay. "Ocak ayında." diyerek benim yerime yanıtladı. Kulaklarıma kadar kızarmıştım.

"Yedi ay kadar uzun bir süredir regl olmuyorsunuz. Vücudunuz ciddi anlamda kötü bir durumda." diye kısa bir açıklama yaptı. "Kanamanız bir kaç güne normal bir akıntı haline gelecek, endişe etmenize gerek yok." dedi ve güven veren bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.

AY'IN GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin