...Biterken başlayan bir hikayeydi bizimkisi.
Her bitiş aslında bir başlangıçtır.
Her şey bitti derken yeni bir başlangıç yaparız...
"Her şey bitti..." dedim gözümden bir damla mutluluktan süzülürken.
"Ne demek bitti Gece! Her şey yeni başlıyor!" diye sinirle hırladı ve hızla odadan çıktı, bende peşinden onu takip ettim. Neden sinirlenmişti ki? Uzay salondaki koltuğa kendine yatağını hazırlamış yatacakken önde Tolunay arkasında ben salona daldık, "Onur intihar etmiş!" dedi Tolunay.
Uzay da benim gibi kalmıştı.
"Ne demek intihar etmiş lan?" diye sordu.
"Sen yaptırdın değil mi lan?" diye kükredi Tolunay.
Ayda sesleri duymuş olacak ki hızla salona geldi, "Ne bu kargaşa ne oluyor?" diye sordu uyuyormuş ama uyanmış gibi bir hali vardı.
"Pek zeki Uzay Bey! Onur'un infazını vermiş!" dedi Tolunay sinirle.
"Lan oğlum intihar etti diyorsun! Ben nasıl öldürteyim?" diye sordu.
Tolunay sinirle derin bir nefes aldı, "Belki de intihar süsü verdin? Ne bilelim?" dedi imalı bir sesle.
Uzay elini yumruk yapmıştı, "Tolunay benim bir boktan haberim yok! Ara öğren!" diye bağırdı.
"Polis..." diye konuştu Ayda, dakikalardır sessizdi.
"Abi sizin depoda oldu olay. Polis sizin olduğunu öğrenirse, Onur'un adamları sizin adınızı verirse bittiniz." dedi sıkıntılı bir sesle.
"Uzay hazırlan karakola gideceğiz!" dedi Tolunay ve odaya gitmek için salondan çıktı.
Ayda'nın dedikleri bir kurşun gibi bedenime saplanmış, Tolunay'ın dedikleriyse beni öldürmüştü.
Tolunay'ın ardından odaya girdim.
Üzerine ince ceketini alıyordu. "Bir yere gitmeni istemiyorum..." diye mırıldandım.
"Gece, halledip geleceğim..." diye mırıldandı ve dolabın kapağını kapattı.
"Olmaz!" diye önüne set oluşturdum.
Tolunay sabır çeker gibi derin bir nefes aldı, alnını alnıma yasladı, "Gideceğim ve geri geleceğim..." diye fısıldadı.
"Söz mü?" diye sordum titrek bir sesle.
"Söz Zakkum... Gün sonunda yine beni saklayacaksın." dedi ve alnını alnımdan ayırdı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım, gülümsedi. Gülümsedim.
Dudaklarını alnıma bastırdı.
"Seni çok seviyorum. Bunu sakın unutma." dedim çatlak sesimle.
Tolunay'ın yüzündeki gülümseme büyüdü, "Ben seni de, beni sevdiğini de unutmam..." dedi ve dudaklarını alnımdan ayırıp odadan çıktı.
Odada biraz soluklandıktan sonra salona geldim, Ayda çaresizce oturuyordu. "Gittiler..." diye mırıldandı beni görünce.
Hiç bir şey demeden yanına geçip oturdum. Konuşmaya devam etti, "Uygar'la konuştum. Abisi, abimin karşısına çıkacakmış." dedi ve eliyle yüzünü kapattı.
"Yıldızhan mı?" diye sordum.
"Her ne boksa işte." dedi nefret dolu bir sesle.
Sessizliğe gömüldüm.
Nefes alamadım, ölüyormuş gibi hissettim. Ayağa kalktım ağır adımlarla balkona çıktım. Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Şehrin kokusu ağır bir içki gibi burun deliklerimi yakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY'IN GECESİ
ChickLitBir savaşçı dünyaya geldi... Doğar doğmaz bir savaşın içinde buldu kendini. Hayatı boyunca savaştı, binlerce ok fırlatırdı bedenine, hepsinin yarasını kendi sardı, kendi iyileştirdi. Büyük savaşa girdi, binlerce orduya karşı kazandı. Yaralandı, arka...