Babamın 7.gününü de tamamladıktan sonra çoğu misafirimizi uğurladık.Şöyle bir uzaktan bakınca babamın ne çok seveni varmış onu anladım.Hastaları bile gelmişti. "O,bizi hayata döndürdü ama kendi tutunamadı."diyerek acılarımızı paylaştılar.
Şemmas Ağa ne gerekiyorsa yapacağını her an dile getirdi.Viyan Hanım annemle ilgilenip onu her an güçlü olması gerektiği konusunda öğütledi.
Gazel,abimin yanından bir an olsun ayrılmadı.Abimin gözlerine umutla bakıp onu her an yeniden hayata döndürdü.
Ve tabi ki Azat.Daha 1 hafta önce her an terslediğim,mesajlarına bile doğru dürüs cevap vermediğim adama şimdi inanılmaz derecede sevgiyle bakıyordum.İstediğim zaman kollarının arasına girip ağlayabiliyordum.İstediğim zaman anılarımı onunla paylaşıyordum.Ve benimle sıkılmadan ilgileniyordu.Babamın kaybını elbette hala unutmamıştım.Onun acısı apayrıydı.Boşluğunu her an hissediyordum.Ama artık tutunabileceğim birilerinin olması acımı paylaşmamı sağlıyordu.Babamı özlediğim an Azat beni mezarlığa götürüyordu.Babamla saatlerce konuşuyordum.Bana cevap veriyormuş gibi sorular soruyordum ve onları tekrardan ben cevaplıyordum.Azatsa yanıma oturup beni izliyordu.Babamdan ayrılırken tekrardan kötü oluyordum.Beni kollarının arasına alıp oradan uzaklaştırıyordu.
O olmasa ben asla kandimi sakinleştiremezdim.Bambaşka bir insan olurdum.O iyi ki vardı.
Babamın 7.gününde tekradan mezarlığa gittik Azatla.
"Tekradan ben geldim babacım.Bak burada bile seni yalnız bırakmıyorum.Rahatsız olmuyorsun değil mi?"mezar taşının yanına oturdum ve yine cevabını alamayacağım sorular sormaya başladım.
"Gitmeyi hiç istemiyorum ama birkaç gün sonra gitmek zorundayım."gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle sildim. "Ama artık ağlamak yok.Çünkü sen orda mutlusun biliyorum baba.Sen mutlu olduğun için bende mutluyum.Ben hep senin kızın olacağım.Seni asla unutmayacağım ama seni üzülerek de hatırlamayacağım."dedim.Ayağa kalkıp dua ettikten sonra Azat'ın elini tutup arabaya bindik.
"Hemen eve gitmesek olur mu?"
"Tabi ki olur."
Eve gidip kendimi tekrardan hüzne ve mutsuzluğa hapsetmek istemiyordum.Babamın yanından ilk defa mutlu ayrılmıştım ve gidip mutluluğumu bozamazdım.
Arabayı sahilde durdurdu.Artık kış etkisini yavaş yavaş kaybediyordu.Bahar kendini gösteriyordu.Karanlık deniz tekrardan kendini maviliğe bürürken insanın içini huzurla dolduruyordu.
İşte baharda kendimizi attığımız sahile,bugün ben de içimde biriken acıları attım.
Arabadan inip kıyıya vuran dalgaların hemen yanında durdum.Ne kadar güzeldi hava.Deniz artık kendini hırçın dalgalardan kurtarmak istiyor gibi parlıyordu.Güneş bulutların arasından kendini kurtarıp bütün dünyaya el sallıyor gibiydi.
"Kendimi ilk defa bu kadar huzurlu hissediyorum.Sanki yeniden doğmuş gibiyim."diye fısıldadım.Sesim belli belirsiz çıkıyordu.Bu anın büyüsünü kelimelerimle bozmak istemiyordum.
Azat arkamda durup kollarını belime doladı. "Bende kendimi ilk defa bu kadar sevgi dolu hissediyorum."
Hayat ne kadar garipti.Sanki çılgın bir denizin ortasında duran gemideydik hepimiz.Bazen o gemiden düşsekte hala arkasından çırpınıyorduk yaşamak için.Koskoca denizde tutunacak bir can simidi arıyorduk.Ben bulmuştum o simidi.O can simidim Azat'ın sevgisiydi.Belimi sardığı gibi sarıyordu beni.Tıpkı şu anki gibi...
"Beni hep böyle sar olur mu?Hiç bırakma.Hırçın dalgaların arasında kalsam da,durgun denizde olsam da yine de bırakma beni.Çünkü her an sana ihtiyacım var."
"Tamam.Seni hep böyle sararım hiç bırakmam.Söz."kollarını daha sıkı sardı belime.Ben de beni tutan kolları sıkı sıkı tuttum.Sanki böyle kalırsak hiç ayrılmazmışız gibi geliyordu.
Onu ne kadar çok sevdiğimi bugün bir kez daha anlamış oldum...
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...