Durul'dan...
Şu son iki gündür yaşadığım hareketliliği bir daha asla yaşayamayacağım sanırım.Mehir'in Azat ile gizlice evlenmeleri eve bomba gibi düşmüştü.Aynı evde yaşadığımız halde bunu hiç belli etmemişlerdi bile.Bütün aileyi bir araya toplayıp bir anda bombayı patlatmaları ise şok etmişti herkesi.Aslında ben onlara kızamıyorum da.Sonuçta aşk bu.İnsana her şeyi yaptırıyor.
Büyükannem hep "Aşkın gözlükleri pembedir.Bakırı altın,yokluğu varlık,gözdeki çapağı inci sanır."derdi.Ne de güzel söylemiş!
Ama bir yandan Şemmas Ağaya da hak veriyorum.Sonuçta koskoca Mardin'in tanınan bir Ağası.Ve tek oğlunun mürüvvetini görmekte en doğal hakkı.Şimdi millete oğlu kaçak göçek evlendi dedirtmek istemez.Ama ben eminim Mehir buna da bir çözüm bulmuştur.
"İyi geceler öpücüğü yok mu?"
Azat'ın Mehir'e söylediği söz üzerine gülmeden edemedim. Onlar birbirlerine deli gibi aşık ama dışarı pek bunu belli etmek istemeyen tuhaf bir çiftti.
Eh daha fazla utandırmak olmaz diye onları geride bırakıp odaya doğru çıktım.Rahat ve komforlu odamdan kısa bir süreliğine vazgeçmek zorundaydım.Çünkü hem evimiz küçüktü hem de Erna Teyze'nin gece maceralarımıza ortak olmasını istemediğimiz için bende odamı ona verdim.
Mehir'in odasındaysa bütün kızlar toplanıp yatacaktık.Bir daha böyle bir araya gelemeyiz diye hem konuşacak hem de eğlenecektik.Diyetlerimize de kısa bir süreliğine vedda edip yıllardır yemediğim cips,kola ve çekirdek –ki ben buna muhteşem üçlü diyorum- yiyecektik. Bu düşüncelerin verdiği heyecanla tam odaya girecekken biri kolumdan tuttup karanlık koridorda belimi duvara yasladı.
İlk önce ne olduğunu anlayamadım ve sonra panik bütün vücudumu sarmaya başladı. Karanlık ve kalabalık evde tacize uğrayan ilk kişi olarak tarihe geçeceğimi düşündüm bir anda.
Tam çığlık atacakken yapacağım şeyi fark etmiş olmallı ki benden önce davranıp yumuşak elini ağzıma kapadı.
"Bal peteğim, benim yakışıklı prensin."dedi.Bu sözler üzerine de kim olduğunu anlamamak ahmaklık olurdu herhalde.Derin bir nefes verip ağzımın üzerine kapanmış elini öfkeyle çektim.
"Ölüyordum angut.Adam gibi gelsene."Bu adrenalinle ödüm birbirine girip horon tepti.
Elimi göğüsümün üzerine koyup bir süre nefesimin düzene girmesi için derin derin nefes aldım.
"Aaaa insan hiç yağuşuklu prensine angut der mi? Hiç yakıştıramadım bal peteğim hiiiç." Çağan yüzünü tuhaf bir şekle sokup işaret parmağını salladı.Bazen gerçekten aklıyla ilgili şüphelerim oluyordu.Tıpkı şimdi olduğu gibi.
"Ölüyordum diyorum adam angut dememe takılıyor.Çağan sen iyi misin?"ciddi ciddi suratını incelemeye başladım tabii bu karanlıkta ne kadar incelenirse.
"Ama ölmedin önemli olan o."
Millet deliye hasret ben akıllıya.Hayır dışarıdan bakılınca akılsız olduğu da belli olmuyor ki.Onun bu sözleri beni daha da delirtti.Kaşlarımı çatıp omuzlarından itekledim.
"Hadi git şurdan Çağan yoksa elimde kalacaksın o olacak."yanından geçip odaya doğru yöneldim ama yine kolumdan tuttup beni duvara doğru savurdu.
Şu anki tam pozisyonum şu:
Duvar-Ben-Çağan
Hadi duvarla yakın temasım önemli değil ama Çağanla temasım hem de çok yakın temasım...Gerisini söylemek bile istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...