Yaşadıklarımı anlamlandıramıyordum.Her detayı,her anı düşünmek beni yoruyor ve zaman kaybettiriyordu.Şu anki halimden oldukça memnundum ama içimde bir yerlerde yeşeren karamsarlık sarmaşıkları beni boğuyordu.Aşka inanmayan biri için bence çok normal duygular.Aşk her zaman bana sahte geliyordu.Bir kadeh dolusu şarap gibi.Kıpkırmızı oluşu ve zarif duruşu insanı etkileyen yanı oluyor hep.Elinize o kadehi aldınızda ilk önce dudaklarınızı sonra içinizi yakar.Ciğerlerinizde hissedersiniz asilliğini.Kanınıza karıştıkça sizi kendine bağımlı yapar.En son ise onun karşısında sarhoş olursunuz.Bütün benliğinizi ele geçerir.Hiç bir şey düşünmezsiniz.Sadece içmek istersiniz.Daha çok içmek.Ama ertesi gün hiçbir şey hatırlamazsınız.O güne dair hiçbir şey.Yaşanmışlıklar unutulur geriye sadece baş ağrısı kalır.İşte aşkın etkisi tamda bu. Sizi sarhoş eden hiçbir şey düşündürtmeyen anlık hevestir.Bunu şimdi neden söylüyorum?Pişman olduğum için mi?Kesinlikle hayır.Sadece olabilecekler beni korkuttuğu için.Ben her şeyi evlenene kadar değil evlendikten sonrada yaşamak istiyorum.Aşk fidanımız büyüdükçe ilk günkü yeşilliğini kaybetmesin istiyorum.Belki çok yersiz düşünceler içindeyim bilmiyorum ama içimde sadece bir korku var.Bununla nasıl başa çıkacağım onu bile bilmiyorum.
Üzüm tarlasınagelince durduk.Azat benim düşünceleri halimi sanırım fark etti. "Mehir birsorun mu?"Yüzünde endişenin izleri vardı.Ama o izlerden daha da büyükmutluluğun çizgileri görünüyordu.Onun da keyfini kaçırmak istemediğimden "Hiçbirsorun yok.Hadi gidelim."dedim ve arabadan indim.Üzüm tarlalarıda çokbüyüktü.Sonu görünmüyordu bile.Tahta kapıdan içeri girdik. "Burası kimintarlası?"Sonuçta bilmediğimiz insanların tarlalarına girmek suçtu. "HasanAmcanın kardeşinin tarlasıymış."dedi ve belimden tutup beni sürükledipeşinden.Yerden küçük küçük dalların arasından salkımlar sarkıyordu.Birtanesini nazikçe tutup kendime çektim.Küçük küçük üzüm taneleri salkımlarınarasında çok güzel görünüyordu.Bir tanesini kopardım ve üzerime sildim.Sonradaağzıma attım.Tadı resmen şeker gibiydi.Bir tanesini daha kopardım yine üzerimesildim ve Azat'a uzattım.Beni dikkatle izliyordu.Dudaklarında tebessümün izlerivardı. "Tadı harika."dedi ve bir tane daha kopardı.Sonra yüzünü buruşturdu. "Hayır.Tatlıolan üzüm değilmiş."dedi bende kaşlarımı çatmıştım.Nasıl ya üzümlerin tadı çokgüzeldi. "Onları güzel yapan şey senin elinden yemek."dedi ve ağzını kocamanaçtı.Bende kahkahalara boğulurken onun ağzına üzüm tanelerini koydum.Aynısı oda bana yaptı.Onun gibi bende yüzümü buruşturdum. "Ama seni elinden yemeküzümleri daha da tatsız yapıyor sanki"dedim yandan yana ona bakarak. "Demeköyle?"dedi meydan okurca. "Aynen"dememe kalmadan üzerime saldırdı bende koşmayabaşladım.Ben koştukça o da koşuyordu.Arkama bakayım derken ayağım birden üzümdalına takıldı ve kafa üstü yere düştüm.Azat hızını artırarak yanıma geldi. "İyimisin?"diye sordu.Bende toprağa gömülmüş suratımı ona doğru çevirdim.Şortgiydiğim için bacaklarım çok acıyordu.Hıçkırıklar boğazımda düğümlendisanki.Acı dolu bir sesle "Çok acıyor Azat." "Benim nazlı bebeğim düşmüştüdizlerini mi acıtmış."dedi tatlı tatlı.Bir an karşıma babam geldi sanki.Dejavuolmuştum resmen.Ben bu repliği hatırlıyordum.Bunun üzerine hıçkırıklarındüğümünü çözüp serbest bıraktım.Azat bu halime şaşırmıştı. "Yanlış bie şey misöyledim? Özür dilerim Mehir."dedi beni kolları arasına alırken.Onun yüzündenağlamamıştım ki ben.Ama o kendini suçlu hissetmişti.Kolları arasındansıyrıldım.Gözlerimi silip "Hayır sen yanlı bir şey söylemedin ki.Sadece biranımı hatırladım."dedim hıçkırıklarım arasından.Bana meraklı gözlerle bakıncabende anlatmaya başladım. "Ben küçükken ailecek pikniğe gitmiştik.Babamla benkovalamaca oynardık.Ben yine böyle takılıp düşmüştüm.Babamda senin dediğinşeyin aynısını bana demişti.O yüzden duygulandım."dedim masumca.Sonragülümseyerek ona sarıldım. "Şaka yapmıştım biraz önce senin elinden zehir olsayine yerim ben.Çok güzeldi üzümler."dedim.Ona sıkıca sarıldığımda kokusuburnuma çarpmıştı.Sert bir kokusu vardı.Normalde ben sert kokuları sevmezdimama şu anda gerçekten çok sevmiştim. "Parfümün çok güzel kokuyor."Hala onasarılı duruyordum.Güldüğünü hissettim.Bir an bende güldüm.Sonra birbirimizdenayrıldık.Kendini hemen toprağa attı.Boylu boyunca uzandı bende dizleriminacısını bir yana bırakıp toprak zemin üzerinde emekledim.Karnının üzerine elimekoyup öylece onu izledim.Sonra birden "Azat sence biz hep mutlu olabilecek miyiz?"deyiverdim.Yattığıyerden doğruldu ve bağdaş kurdu. "Bizim mutluluğumuzda aşkımızda sonsuza kadarsürecek.Bundan şüphen mi?"Tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Kesinlikle şüphemyok ama...-"daha cümlenin devamını getirmeden sözümü kesti. "Bak Mehir ama'lıfakat'lı cümleleri sevmem.Ben bir kızıda yanımda karım diye gezdirmem.Senbenimle ilk'leri yaşadın.Bende sana Prensesim dedim.Belki bunun senin için biranlamı yoktur.Benim için var.Sen kalbime taht kurdun.Kendimi kraliyet ailesininen soylu kişisi olarak hissettirdin.Evlendiğimiz gün sana Prensesim demeyeceğimo zaman Kraliçe olacaksın.Eğer benimle bir evlediğin gün dünyanın en mutlu kadınıolursan o başındaki tacı hiçbir zaman çıkarttırmam.Kalbimin en güzel köşesisenin olur."dedi.Eh ne diyebilirdim ki bu kadar güzel söz karşısında. "KraliçelerKralları olmadan yaşayamazlar prensim.Her şeyleri yarım olur.Beni yarımbırakmadığın sürece her an senin yanında nefes alırım bende."kafamı onun omzunayasladım ve o eşsiz kokusunu koya doya içime çektim.
36k olmamının mutluluğunu yaşıyorum şu anda.İlk günden beri desteğini hiç eksik etmeyen herkese çok teşekkür ediyorum.Bu bölüm yanımda o
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...