"Arkanı dön."annemin vereceği 2.emre kadar dönmedim.Önden oldukça kapalı görünüyordu ama arkadan sırtım tamamen açıktı.
Lütfen anneciğim lütfen dönmeyeyim lütfen. "Sana arkanı dön dedim."dişlerinin arasından tıslayarak konuştu.2.emir de geldiğine göre dediğini yapmalıydım.Hızla arkamı döndüm ve gözlerimi smsıkı yumdum.Konuşan insanları duyamıyordum kulağımda anlamsız bir uğultu kopuyordu.Çıplak sırtım hissettiğim acıyı söylememe gerek var mı?
"Kızım bu elbisenin yarısı nerde?"ve diğer bir darbe ise koca bir şaplaktı.
"Resmen her yerin ortada."dedi Viyan Anne.
"Önden her şey güzeldi ama arkası berbat."büyükannede son sözünü söyledi.Annem ve av arkadaşlarının üzerime saldırısı bekledim.Annemin cimciklerinin ardı arkası kesilmiyordu.Zaten duyduğum sözler cabasıydı.Sabrımın son damlası taşıp çalımla arkamı döndüm. "Yeter be yeter.Ben size elbisem açık mı diye sormadım.Azatla seçtik ve kendime yakıştırdım.Ben bu elbiseyi Giyeceğim.Daha fazla konuşmanızı gerektirecek bir şey yok."dedim sinirle.Büyüklerime saygısızlık yapmak kurallarıma aykırıydı ama benim de bir sabrım var.Daha fazla dayanamadım.Annem kınayan gözlerle bana baktı.Ama şimdi hak etmişti.Gururum incinmişti.Üstelik annem bir İzmir kadını.Ben onu çağdaş bir insan bilirdim.Üstelik giydiklerime hiç karışmazdı.Şimdi ne değişti anlamadım.
Elbiseyi giyeceğimi bastıra bastıra söyleyince Viyan Anne fenalaştı.Durul Viyan Anneyi sakinleştirmekle uğraşıyordu.Gazel yanıma gelip sırtımı sıvazladı. "Çok güzel olmuşsun Mehirciğim.Hatta benden bile.Sen bunları takma kafana birkaç saat sonra herkes seni unutur bile."diyerek beni rahatlattı.Biraz olsun içime su serpmişti.
Azat nerde kaldı.Zaten cinlerim tepemde.Adama mesaj atıyorum cevap verme tenezülünde bile bulunmuyor.Stresle tırnaklarımı kemirmeye başladım.Ojenin acı tadını alınca tükürdüm ve o sırada içeri Azat girdi.Hemen yanına gidip kolunu sıktım.
"Sana ben mesaj atmadım mı beni al diye.Niye 2 saat sonra geliyorsun?"
"Mesajını aldım ama berberdeydim yazamadım.Ayrıca 2 saat bile olmadı.Ancak yarım saat olmuştur.Ama sen dehşet güzel görünüyorsun sevgilim."güzel olduğumu söylemesi yüreğimi okşamıştı.Ama sevinemiyordum bile.Annem yüzünden.Dudaklarımı büzüp savaş alanına dönmüş kuaför salonunu gösterdim. "Azat bunlar beni elbisem yüzünden dövüyorlardı."sanki ben küçük bir çocuktum ve mahalledeki diğer çocukları babama şikayet ediyordum.Azat kaşlarını çatıp "Kim benim sevgilim kıyafetine karışıyor."dedi.Kahramanım hem de Süper kahramanım.Hadi şimdi söyleyin söyleyeceğinizi. "Oğlum görmüyor musun üstündekini nerdeyse yarısı yok."Viyan Anne beni işaret ederek yakındı.Annemse kollarını iki tarafa atmış gözlerindeki nefretle bakıyordu bana. "Mehir'in giymesini ben istedim.O da beğendi ve giydi.Bence bir sorun kalmadı."diyerek benim kolumdan tutup dışarı çıkardı.Dışarı çıkınca derin bir oh çektim. "Beni kurtardın kahramanım."deyip boynuna sarıldım. "İşte bu yüzden burayı ve buranın insanlarını sevmiyorum.Hala eski adetlere sahip çıkmaya çalışıyorlar.Oysa modern hayatdan geri kaldıklarını bilmiyorlar."Doğu'nun en büyük sorunuydu geri kalma.Azatda haklıydı.O yüzden diyecek bir şey bulamayıp daha fazla sıkı sarıldım. "Koklaşmanız bittiyse gidebilir miyiz?"Çağan'ın sesiyle yerimde sıçradım ve anında kollarımı çözdüm. "Hay senin bennn...Gitmek için bizimi bekledin lan.Defol git."Çağan kaşlarını havaya kaldırıp "Oğlum sen demedin mi bekle geliyorum diye.Ne dengesiz herifsin be."dedi.
"Madem bekledin gelmedim o zaman gitsene lan.Belki işim var?"
"Kadın kuaförün de mi işin olacak?"ikisinin atışmasından bir ona bir buna bakmaktan sıkıldım ve ikisine de bağırdım. "Kesin artık yeter.Zaten sinirliyim.Bir de sizin saçma kavganızı çekemeyeceğim."diyerek arabaya bindim.Azat da yanıma gelip "Sen gelmiyor musun sülükcüğüm?"diye Çağan'a bağırdı.Dişlerimi birbirine bastırıp gülmemi engellemeye çalıştım. "Yok gelmiyorum öküzcüğüm.Ben sevgilimi bekleyeceğim."kendimi daha fazla tutamayarak gülmeye başladım.Azat sinirlenip kapıyı sertçe kapattı ve emniyet kemerini taktı. "Bu Çağan'nın ciddi zeka problemi var.Acil doktora gitmesi gerek.Onun için randevu almalıyım."dedi Azat.Onlar kavga etmeye başlayınca bir an benle Durul gözümün önüne geldi.Birbirimize söylemedğimiz söz kalmıyordu ama asla vazgeçemiyorduk birbirimizden.Onlarda aynı bizim gibiydi. "Eve gidip üzerimi değiştirmemi bekler misin yoksa seni düğün salonuna mı bırakayım?"diye sormasıyla ona döndüm. "Evde seni beklerim hem benim de işim var biraz.Makyaj yapmam gerek."suratıma bakıp parmağını yanağıma bastırdı
"Bu suratındaki ne o zaman?"
"Makyaj."direksiyona bir tane vurdu. "Yemin ederim siz kızları hiç anlamıyorum.Suratınızda makyaj oluyor ama hala makyaj yapacağım diyorsunuz.Atomu parçalamak bile sizi anlamaktan daha kolaydır eminim."
"Canımın içi ben tazeleme yapacağım.Yani makyajım daha kalıcı olsun diye.Ama siz erkekler ne anlarsınız ki makyaj tazelemekten."
"Ama bende senin anlayamayacağın şeyler yapıyorum.Öğrenmek ister misin sevgilim?"
"Bende diyordum sapık Azat nerde kaldı,çoktan gelmesi gerekti?Bari bugün yapma.Sinirlendirme beni."ani fren yapmasıyla oturduğum yerde bir öne bir arkaya gittim. "Ya biraz önce süper kahramandım ne ara sapıklığa terfi edildim.Hem niye sinirlendin ki sen? Özel gününde felan mısın?"sorduğu soru yüzümde bir şok etkisi yarattı ve kızarmama sebep oldu.Özel gün mü? Azat bunu nerden biliyordu. "Sen nerden biliyorsun özel günü?"kaşımı kaldırarak ona baktım.Ne kadar ciddi olabildim bilmiyorum ama elbisemin rengiyle yüzümün renginin aynı olduğuna eminim. "Sanırım bir annemin ve kız kardeşimin olduğunu unuttun Mehir.Üstelik bunu okulda bile anlatıyorlar.Bilmemiş olmam büyük aptallık olurdu sanırım."benimki de soruydu işte.7 yaşındaki çocuk bile özel günün ne olduğunu biliyordu.Azat'ın bilmemesi tuhaf olurdu.Ama yine de utanmıştım. "Özel günümde felan değilim."diyerek çemkirdim.
"Anlamadığım tek bir şey var o da neden bu kadar utandığın.Benden utanmana gerek yok Mehir.Biz seninle evleneceğiz.Senin hakkında her şeyi bilmek oldukça doğal bir şey."elini yanağıma koyup yanağımı okşadı. "Ne de olsa biz seninle çok şey paylaşacağız."her şey güzel giderken araya sapıkça sözlerini sıkıştırmasa ölür zaten.Yanağına indirdiğim tokatla yanağımdaki elini çekip kendi yanağına bastırdı.
"Elinde baya ağırmış!!"
"Daha başka nelerimin ağır olduğunu göstereceğim ben sana."
"Daha başka nelerin ağırmış şimdi göstersene"bu adam böyle konuşunca bana bir şeyler oluyor.Dövmek param pinçik etmek istiyorum. "Tövbe tövbe şimdi günaha sokacak şu adam.Eve götür beni adam."
"Eve geldik zaten kadın!"eve geldiğimi bile fark etmemiştim.Etrafıma baktığımda gerçekten geldiğimizi anladım.Arabadan hışımla inip konağa doğru yürüyordum ki birden aklıma Şemmas Ağa geldi acaba o ne derdi ki?
Geriye dönüp Azat'ın yanına gittim.Sevimli olmaya çalışarak "Seni her zaman çok sevdiğimi biliyorsun değil mi aşkım?"dedim.Ne de olsa tek süper kahramanımdı.Neyse ki beni çok uğraştırmadan hemen belime sarıldı "Bilmesem yanında olmazdım.Ben de seni çok seviyorum deli kadın."
Vay vay vay deli kadında oluverdim bir anda.Sana muhtaç olmasam bu sözünü sana yedirirdim Azat Efendi ama seninle önemli bir işim var.Zorla gülümsemeye çalışarak "Hadi babanda bir şey derse?"diye sordum.Asıl sorun Şemmas Ağaydı ne de olsa. "Merak etme onu da sustururum ben."deyip kolumdan tutup içeri çekti.
Şemmas Ağa ve birkaç adam oturmuş bir şeyler konuşuyordu.Bizi görünce hepsi konuşmayı kesip bize döndü.Sırtımın açıklığı her açıdan belli oluyordu ama hiçbir şey beklediğim gibi olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...