"Mehir yumurta verir misin?"
Anlayacağınız üzere biz Azatla büyükanne için kek yapıyoruz.Daha doğrusu o yapıyor,ben yardım ediyorum.Ama çoğunlukla onu izliyorum.Daha önce mutfağa bu kadar yakışan hiçbir erkek tanımamıştım.Adamın yumurtayı tutuşu bile karizmaydı.T-shirt'ünü çıkarmıştı.Sadece siyah pantolonu vardı.Ben mutfağa girdiğimde tam bir facia oluyordum.Darmaduman saç topuzum,her yerime yemek sıçramış pijamalarım oluyordu genelde.
"Kaç yumurta vereyim?"biraz düşündükten sonra "Büyükannem 2 yumurta koyuyordu sanırım."dedi.Buzdolabından 2 yumurta çıkarıp Azat'a verdim. "Biraz da şeker verir misin?"bir anda içimden 'kendimi vereyim.'demek gelsede demedim.Dolaptan şeker kavanozunu çıkarıp ona uzattım.
Şu devirde hangi erkek kek yapardı ki? Üstelik ben bile yemek yapmayı sevmiyorken Azat'ın böyle bir şeyde yeteneğinin olması beni oldukça beceriksiz hissettirmişti.Biz evlenince ne olacaktı acaba?Bütün yemekleri Azat'ın yapmasını isterdim.Hatta hergün kek yemeye bile razıyım.Ama benim acil yemek yapmayı öğrenmem lazım.
"Beni izlemen bittiyse fırını 175 dereceye ayarlar mısın?"onu izlediğimi fark etmişti.Bu utanmama sebep olmuştu. "Başka emriniz var mı usta?Nerdeyse bütün keki ben yaptım."fırını ayarladıktan sonra ona döndüm.Mutfak tezgahına yaslanmış gülüyordu. "Evlenince de böyle olmayacak değil mi?Bütün yemekleri ben yapamam."yapamaz mış mış.Yapıversen bir yerlerin şişer değil mi?Bir dakika bir dakika bu bana beceriksiz mi diyor?
"Ne ima etmek istiyorsun sen!Beceriksiz miyim?Onu mu vurgulamak istiyorsun?"öfkeyle ona bağırırken yüzsüz şey hala gülüyordu. "Haşa sevgilim.Ne haddime sana beceriksiz demek.Değilsin yani beceriksiz.Beceriksiz olmak asla sana göre değil."beceriksiz olduğumu hiç bu kadar iyi vurgulayamazdı.Yanıma gelip yüzümü avuçalarının arasına aldı. "Yalnız ben kek yapmaktan başka bir şey bilmiyorum güzelim."işte bu kötü olmuştu.Ama öğrenme potansiyeli vardı. "O zaman beraber öğreniriz.Çünkü ben de yemek yapmayı bilmiyor olabilirim."onun gibi ben de güldüm. "O zaman aç kaldık desene."dedi.Yüzümdeki ellerini çekip "Sen kekini fırına koysana.Taktın beceriksizliğime."kek tepsisini Azat'a uzattım.O da elimden alıp sıcak fırına koydu.45 dakika kekin pişmesini beklemek çok can sıkıcı.Şu hayatta en nefret ettiğim şey birini beklemek.Ama başa gelen çekilir.
Azat fırının karşısına geçip bağdaş kurup oturdu.Yok artık daha neler. "Hayatımın en heyecanlı 45 dakikasını üzümlü kekin pişmesini beklerken geçirdim.Küçücük bir çocukken bile böyle otururdum.Hiç sıkılmadan beklerdim."demesi içimi cız ettirdi.Yanına gidip beline sarıldım ve çıplak sırtına küçük bir öpücük kondurdum. "Hadi kek çabuk piş.Ben ve büyükannem çok acıktık.Seni yemek için sabırsızlanıyoruz.'derdim hep."gözümden kapan bir damla yaş onun sırtından süzüldü.Küçük Azat'ı bu kadar hüzünlü görmek beni çok üzüyordu.Lütfen büyükanne!Lütfen Azat için iyileş.
***
45 dakika kekin pişmesini öylece bekledikten sonra üzerimizi değiştirip hastaneye gittik.Azat'ın elinde küçük kırmızı bir top vardı.Eminim bir anlamı vardır onun için ama ben ne olduğunu soramadım.
Büyükanneyi odaya almışlardı.O yüzden oda biraz kalabalıktı. "Büyükanne bak senin için ne yaptık.En sevdiğimiz üzümlü kekler.."büyükanne Azat'a öyle bir sevgiyle baktı ki bir anda nefes alamadığımı anladım.İkisinin arasında hiçbir zaman azalmayacak bir sevgi vardı.
Ayrıca büyükanne oldukça güzel bir kadındı.Simsiyah gözleri,beyaz teni ve kırlaşmış saçlarıyla bile hoş görünüyordu.
"Bu keki kiminle yaptım biliyor musun?"elimden tutup büyükannesinin yanına çekti. "Mehirle yaptım.Sizi tanıştırayım.Mehir benim evleneceğim kız."gülümseyerek büyükanneye baktım. "Merhaba efendim.Sizinle tanıştığıma memnun oldum."diyerek elimi uzattım.Elimi sıkıp "Bende memnun oldum."dedi.Sesi bile kendi gibi yumuşacıktı. "Özür dilerim büyükanne.Sözümü tutamadım.Seni sevdiğim kızla biraz geç tanıştırdım."diyerek büyükannenin yanağını öptü.O ise hiçbir tepki vermeden öylece duruyordu.
Azat yerdeki kırmızı topu alıp büyükannesine gösterdi. "Bu topu sen bana almıştım.Bak hala saklıyorum.5. yaş doğum günümde aldığım en güzel hediyeydi büyükanne.Üstelik bu topla salonun camını kırmıştım.Hatırladın mı?"kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.Azat'a baktığımda onun da gözlerinden yaşlar süzülüyordu. "Herkes dışarı çıksın."dedi büyükanne.Herkes onun dediğini yapıp dışarı çıktı.Kapı kapanınca büyükanne ilk defa gülümseyip "Benden öyle kolay kolay kurtulamazsınız kaçaklar.!!"dedi.Azatla ikimiz şaşkınlıkla birbirimize baktık. "Büyükanne sen..."
"Ben yaa.Ben Adile Gürmen kolay kolay her şeyi unutmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...