BÖLÜM 29-Gülüşün kurşun olmaz mı?

26.2K 925 22
                                    


Hayatımda hiç yeri olmayan iki kavram:AŞK ve SEVGİ.Aslında ikisinin anlamını bugüne kadar bilmiyordum.Ama bugün öğrendim.Aynı popülasyondan olan aşk ve sevgi aslında birbirinden çok farklı sözcükler.Aralarında çok ince bir çizgi var.Sevgi bir hoşlantı veya beğenti.Ama aşk ise tanımlanamayacak kadar uzak.Kelimelerin yasakladığı sözcük.Onu daha kimse tarif edememiş.

Asıl konumuz Azat'ı seviyormuydum yoksa aşık mı oluyordum?

Ona karşı hissettiklerim beğenti veya hoşlantı tarzı bir şeyler değildi.Bundan kesinlikle emindim.Aslında çok yakışıklıydı bunu biliyordum.Her kızın beraber olmak istediği çekici ve karizmatik bir erkek tipiydi.Ama benim böyle bir isteğim yoktu ki.Ama tabi ki yakışıklı olması önemli bir şeydi.Benim istediğim şey beni hissetmesi.Bütün benliğiyle hissetmesi.Onu tam anlamıyla tanımıyordum ama tanımak istiyordum.Her an onun yanında olmak bana kendini anlatmasını istiyordum.

Şimdi ise tam karşımda oturuyordu.Rampa yaptığı siyah saçları,beyaz teni,kahverengi gözlerinin oluşturduğu bal köpüğü rengi ve dudakları... Güzel bir şarkının tınısı gibi insanı rahatlatıyordu.Onun varlığı huzur ve güven veriyordu bana.Elimi sıcacık elleriyle kavradı. "Bu kadar derin ne düşünüyorsun?"dedi.Ona düşündüklerimi tabi ki anlatmayacaktım. "Seni."dedim sadece. "Beni mi?"diye sordu bu sefer. 

"Evet.Seni düşünüyorum sadece şimdi değil ki her an her dakika her saat."

 "Tıpkı benim gibi."dedi gülümseyerek. "Azat sence biz gerçek aşkı tanıyacak kadar talihli miyiz?"Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyordum.Bir süre düşündü sonra gözleri o kadar derin baktı ki o gözlerden hiçbir anlam çıkaramadım. "Hayatımın hiçbir anında şanslı olmadım.Şans asla benim kapımı çalmadı.Ben sadece emeklerimin karşılığını aldım.Gerçek aşkı yakalayacak kadar talihli miyiz bilmiyorum ama eğer gerçekten ikimizde bu aşk için emek verirsek bir karşılık alabiliriz.Sen beni seversen dünyanın en şanslı erkeği yaparsın Mehir."Onun ağzından dökülen kelimeler benim kalbimde inanılmaz pırıltılar saçıyordu.Gereksiz konuşmuyordu ama konuştuğu zaman o kadar anlamlı cümleler kuruyordu ki bazen nutkum tutuluyor ne diyeceğimi şaşırıyordum. "Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar emek verirsek bütün kalbin,ruhun ve vücudunla sev.Sadece kalbinle değil."dedim  ve nefes alıp devam ettim. "Ben aşkın yerinin kalp olduğuna inanmıyorum.Bence aşk senin her yerinde.Ruhunda,bedeninde,kanında hatta iliklerinde olmalı.Ben her zaman farklı ve özel olmayı seçen bir kızdım.Bu davranışım ne kadar doğru gerçekten bilmiyorum ama ben hala böyle olmak istiyorum.Beni kalbinde hissetme.Kendinde hisset.Dokunduğun her yerde ben olayım.Belki çok zor bir şey istiyorum ama ben böyle olmasını istiyorum Azat.Aşkımız farklı olsun.Özel olsun.Eğer bunu kabul edersen sana kendimi açarım.Bende seni her yerde hissederim." sonra kıkırdadım "Sanırım klişelere tepki olarak doğmuşum."dedim.Oturduğu yerden kalktı ve yanıma geldi yüzümü elleriyle kavradı ve saçlarıma küçük bir öpücük kondurdu. "Bazen sadece bir kelime bir kadına aşık olmana neden olur."ve devam etti. "İşte tam da o anı yaşıyorum.Sen ne istersen öyle olsun Özel melek."Oturduğum yerden kalktım ve ona sarıldım. "Bazen sadece bir bakış bir erkeğe aşık olmana neden olur.İşte tam da o anı yaşıyorum."dedim aynı repliği değiştirerek.Bir süre öylece kaldıktan sonra "Dışarı çıkalım mı?"diye sordu.Güzel bir akşam yemeğinden sonra bu çok iyi bir teklifti.Başımı salladım.Masadan çantamı aldım o da masaya bir tomar para bırakıp çıktık.Restorant ormana çok yakındı.O yüzeden ıssız ormana yöneldik.Bir ağacın önünde durduk.İlk önce ayağımdaki topukluları çıkardım ve sonra ağacın altına oturduk. "Bana bir şiir okur musun?"dedim. Hiç düşünmeden ellerini belime koydu ve beni kendine çekti.Yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve sıcak nefesini yüzüme üfleyerek şiiri okumaya başladı.

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

Dudaklar gülerken insan ağlayamaz mı?

Sevmek için güzele mi bakmalı?

Çirkin bir tende güzel bir ruh

Kalbi bağlayamaz mı?

Hasret;özlenenden uzak kalmak mıdır?

Özlenen yanındayken hasret duyulmaz mı?

Hırsızlık;para,mal çalmak mıdır?

Saadet çalmak,müthiş hırsızlık olmaz mı?

Solması için bir gülü dalından mı koparmalı?

Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?

Öldürmek için;silah,hançer mi olmalı

Gülüşün kurşun olmaz mı?

Kelimelerin canımı acıtacağını hiç tahmin etmemiştim.Ama oldu işte.Bu şiirin her bir dizesinde bana vermek istediği aşkı hissettim.Gözlerimden süzülen damlalar Azat'ın boynunda yol alıyordu.O da bunu hissetmiş olmalı ki çok uzaklaşmadan yüzümü kendine çevirdi.Durmak bilmeden akan gözyaşlarım yerini hıçkırıklara bırakmıştı. "ŞŞŞ!Ağlama artık meleğim.Sen ağla diye söylemedim ki"Onun yüzünü kavradım ve gözlerinin içine baktım.Bulanık görüyordum ama bunun hiçbir önemi yoktu. "Azat"dedim kısık bir sesle. "Ben ilk defa şu an aşkı hissettim.Senin söylediğin o şiir benim canımı o kadar çok acıttı ki gözyaşlarımı tutamadım ama işte buydu.Gerçek aşk acıttı.Ben bu acıyı ömrümün sonuna kadar yaşamak ve hissetmek istiyorum."


BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin