"Azat dur."diyerek arkasından koştum.Her şey daha berbat daha iğrenç bir hale gelmişti.
Azat olduğu yerde durup kafasını geriye doğru attı.Onun önüne geçip ıslak gözlerimle baktım. "Neden böyle bir şey yaptın?"
Sorduğum soru karşısında biraz afallamıştı.Kaşlarını çatıp gözlerimin içine baktı. "Ne demek bu Mehir?"
"Neden babana o kadar ağır sözler söyledin Azat?"
Onun benim yüzümden hatta ilişkimiz yüzünden kötü olmasını istemiyordum.Sonuçta onlar Azat'ın ailesiydi.Anne ve babasıydı bundan daha ötesi yoktu.Yaptığımız belki yanlıştı ama onlara böyle dememeliydi.Bu bana vicdan azabından başka bir şey vermiyordu.
Azat bir anda öfkeyle bağırmaya başladı. "Ben bizim için,ilişkimiz için herkesi karşıma alıyorum ve sen benim yanımda olacağına 'Neden karşı çıktın?'diyorsun Mehir.Ne dediğinin farkında mısın?"
Onu ilk kez bu kadar öfkeli görüyordum.Kahverengi gözleri resmen koyulaşmıştı.Havanın soğuk olmasına rağmen alnında su damlaları birikmişti.
Ben bunları onu sinirlendirmek için söylememiştim ki.
"Azat yalvarırım sakin ol."dedim ona bir adım yaklaşarak.Oysa benden bir adım uzaklaşıp elleriyle aramıza barikat kurdu. "Şu an çok sinirliyim ve benden uzak dur Mehir.Bir süreliğine..."
Zaten kolay şeyler yaşamıyordum bir de Azatla kavga edip benden uzaklaşması kendimi daha berbat hissettiriyordu.
Arkasını dönüp ön bahçeye doğru yürümeye başladı.
Sinirliydi ve sinirlenince bambaşka birine dönüşüyordu.Belki de ondan bir süre uzak durmalıydım.
Arkasından gözden kayboluncaya kadar baktım.Gözlerimde kuruyan yaşlar yeniden akmaya başladı.
Benim için hiçbir zaman hiçbir şey kolay olmamıştı ki ilişkim olsun!
Her şey en kötüsüyle,en acımasızlığıyla karşıma çıkıyor, benden bunu güzel ve mutlu olana dönüştürmem bekleniyordu.
Alışmıştım artık.Her şeye rağmen mücadele etmeye,savaşmaya her şeye alışmıştım.
Ama...Korkuyordum.Bir gün dayanamayacağım bir hale geleceğim için korkuyordum.
Güçsüzlüğüm üzerime bir ağırlık olarak çöküverdi ve yere yığıldım.
Bu soğuk ve kesici havaya rağmen öylece toprağın üzerine oturdum.
Artık mutlu olmak istiyordum.Huzuru iliklerime kadar hissedip kalbimi aşkla doldurmak istiyordum.Çok mu şey istiyordum Allah'ım? Neden benim için her şey ulaşılmazdı?
Gözlerimi elimin tersiyle sildim.Pişman değildim.Evlendiğim için,söylediklerim için,hissettiklerim için hiçbir şey için pişman değildim.Yine olsa yine yapardım.Çünkü ben buydum.Sevdikleri için her şeyden vazgeçebilecek bir kızdım.Eğer söz konusu Azatsa her şeyimden vazgeçebilirdim.Çünkü onu seviyordum.Bütün hücrelerime,iliklerime kadar hissedebiliyordum.Bu aşk değilde neydi?
Aşktan başkası olamazdı ki zaten.
Yığıldığım yerden kalkıp tekrardan gözlerimi silip ön bahçeye doğru yürümeye başladım.
Pes etmek yoktu.Vazgeçmek söz konusu bile değildi.Madem bir işe kalkışmıştık o zaman her şeyi göze almalıydık.
Azat bahçedeki sallanan koltuğa oturmuş başını avuçlarının içine alıp öylece bir yere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...