Şu anda denizin tam ortasına demir atmıştık.Karşımızda ise Mersin'in tüm ışıkları duruyordu.Ay denizin üzerinde duruyordu ve müthiş bir yakamoz oluşturuyordu.Azatla ben yatın en uç noktasında oturuyorduk.Ben bacaklarımı kendime çekmiştim.O da uzanmıştı. "Manzara çok güzel değil mi?"diye sordum. "Kesinlikle öyle."dedi.Ona döndüğümde beni izliyordu. "Sen beni mi izliyorsun."dedim üzerine uzanarak. "Burda manzaranın en güzeli dururken anlamsız şeyleri izlemek bana saçma geliyor." "Hmmm.O zaman burdaki manzaraya da bakalım."dedim ve Azat'ı seyretmeye başladım.Sıcacık göğsüne uzanmak beni rahatlatmıştı.Nasıl uyuyakaldım gerçekten anlamadım ama gözlerimi açtığımda Azat beni yatağa yatırıyordu.Uyandığımı fark edince "İstersen üzerini çıkar.O kadar güzel uyuyordun ki uyandırmaya bile kıyamadım."Beni yatırdığı yerden kalktım. "Ama giyecek bir şeyim yok."dedim.Kıyafet dolabını açıp bir şeyler aramaya başladı.Dolapta bir tane şort ve bir t-shirt vardı.Onları eline alıp "Sen benim gömleğimi giy.Bende bunları giyerim."dedi. "Neden senin gömleğini giyiyorum ki?"diye sordum. "Çünkü bunların kime ait olduğu belli değil.Yani sen, benden başka bir adamın kıyafetlerini asla giyemezsin.O yüzden benim gömleğimi giyeceksin.Hemde bolca benim kokumla doluyken.Sence de güzel bir fikir değil mi güzelim?"diye sordu tek kaşını kaldırarak.Ona doğru adımladım ve tam önünde durdum. "Kesinlikle süper bir fikir."dedim ve önce yeleğini çıkardım ve sonra da papyonunu.Ellerimi gömleğinin düğmelerine uzattım ama sonra vazgeçip indirdim.Vazgeçtiğimi anlamış olmalı ki elimi tutup gömleğinin düğmesinin üzerine koydu. "Çıkarabilirsin.Söz veriyorum sen istemediğin sürece sana asla dokunmam.Canını bile acıtmam."
Ahh!Kalbinden vurulmak böyle bir şey olsa gerek.Düğmelerini tek tek açtım.Ama nasıl açtım onu Allah biliyor.Kalbim gümbür gümbür atıyordu.Nefesim kesilmişti.Bütün düğmeleri açtıktan sonra gömleği omuzlarında geriye doğru attım.Gömlek yere düşmüştü.Azat yarı çıplak karşımda duruyordu.Vücuduna bakma cesaretini kendimde bulamadığım için gözlerimi yerdeki gömleğe kilitledim.Önümden geçip arkamda durdu.Çenesini omzumda hissettim.Sonrada kalçamda. "Şimdi ödeşmemiz lazım."Dediğini anlayamadım.Kalçamdaki fermuarı yukarı doğru çekti.Arkamdan geçip kapıyı açtı ve dışarı çıktı.Bir süre öylece kalsamda kendimi toplayıp üzerimdeki elbiseyi çıkardım.Yere düşen elbisenin üzerine basıp yerde duran beyaz gömleği elime aldım.Üzerime geçirmeden önce sıkıca tutup burnuma götürdüm ve kokusunu içime çektim.Tenime çarpan soğuk havayla irkildim ve üzerime gömleği geçirdim.Sadece bir düğmesi açık kalacak şekilde düğmeleri düğmelemiştim.Gömlek bana çok kısa gelmemişti.Diz üstü elbise gibi gelmişti.Lavaboya girip yüzümdeki makyajı temizlemeye çalıştım.Beni uğraştırsada sonunda işimi bitirdim.Azat nerede uyuyacaktı acaba?Merakıma yenik düşerek odadan çıktım.Merdivenleri tırmanırken Azat'ın sesi kulağıma doldu. "Evet anne Mehirle beraberim."
...
"Merak etme anne ben yüzüğü çoktan taktım bile."
...
"Biz bir iki gün yokuz.İdare edersin artık."karşı taraf uzun uzun bir şeyler anlattı.Sonra "Hadi iyi geceler anne."dedi ve telefonu kapattı.Bende yanına gittim.Beni büyük bir dikkatle inceledi. "Yakışmış."dedi hala incelerken.Bir şey demedim.Yerdeki mindere kendini attı. "Ben burda yatarım sende odada yat."dedi.Üzerini örterken elindeki çarşafı tuttum. "Iııı.Burda yatsam olmaz mı?Yani seninle."ne tepki vereceğini kestiremedim.Vereceği tepkiyi merakla beklerken. "Yastık getirirsen yatabilirsin."deyince sevinçle ellerimi çırptım hemen koşarak odaya gidip yatağın üstünden yastığı kaptığım gibi Azat'ın yanına koştum.Onun yastığının yanına yastığımı koydum ve mindere uzandım.O da ikimizin üzerini örttü.Bana doğru dönüp kolunu başının altına koydu.Bende onun gibi yapıp gözlerinin içine baktım.Rüzgarın esintisiyle saçlarımın önüme geliyordu.Azat elini saçlarıma uzatıp önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına koydu. "Çok güzelsin Betty Boop."dedi.Betty Boop mu?Beni Betty Boop'la bir mi tutuyordu.Ona anlamayan gözlerle baktım. "Ben çok küçükken Betty Boop'a aşıktım.Onun stickerlarını alıp odama asardım."diyerek açıklama yaptı.İstemsizce kıkırdadım. "Ama artık aşık değilim.Sana aşık olduğuma göre benim Betty Boop'um sensin."Aslında onun tersi olarak ben Betty Boop'tan nefret ederdim.Ama bunu ona söylemedim.Aramızda bir benzerlik vardı.Çünkü bende bir çizgi film karakterine aşıktım.
"Sende Johnny Bravo kadar yakışıklısın."
"İnanmıyorum sen bizim kendini yakışıklı zanneden çirkin Johnny'e mi aşıktın?"
"Hı-hı."dedim kafamı sallayarak. "peki benziyor muyum?"biraz düşündüm. "Aslında sarı saçlı olsan birazda kilolu olsan benzersin."dedim.Bana acıyarak baktı. "Hiç değilse benim gövdem bacaklarımdan büyük değil."Doğru değildi ama ne yapayım aşık olmuştum bir kere.
"Bundan sonra sana Johnny diyeceğim."
"Bende Betty diyeceğim."
Bir süre daha ilk aşkımı anlattıktan sonra ikimizde uykuya daldık.Sabahın ilk ışıkları gözüme vuruyordu.Karanlığa bu kadar alışmışken bu aydınlık sinirimi bozdu.Gözlerimi açtığımda başım Azat'ın boynunun girintisindeydi.Kollarımla karnını sarmıştım.O da benim belimi sımsıkı tutuyordu.Güneş ışığından etkilenmeyecek kadar derin uyuyordu.Bir insan uyurken bile nasıl karizmatikliğini koruyabilirdi ki.Bu canlı koruyordu işte.Belimdeki kolunu yavaşça çektim ve yattığım yerden kalktım.Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.Papaz olmuş saçımı tepeden toplayıp banyodan çıktım.Yatta küçük bir mutfak vardı.Mutfağa gidip yiyecek bir şeyler aramaya başladım.Sandviç yapılabilecek tüm malzemeler vardı.İkimize sandviç yaptıktan sonra bardaklara meyve suyu koydum.Dolabın en tepesinde duran tepsiyi almak için uzanmıştım ama boyum yetişmemişti.Zıplıyordum ki bir el üzerimden tepsiyi aldı ve tezgaha koydu.Korkmadım çünkü bunu yapanın Azat olduğunu biliyordum. "Günaydın Johnny."dedim cıvıldayarak.Bugün nedense neşe saçıyordum. "Güne seninle başlamak ne kadar da güzel.Günaydın Betty Boop."dedi ve yanağıma öpücük kondurdu.Tezgaha koyduğu tepsiye sandviçleri ve bardakları yerleştirip yukarı çıktım.Azat yüzünü yıkamıştı havluyla dışarı çıktı.Masadaki sandviçinden bir ısırık aldı. "Hayatımda yediğim en güzel sandviç."dedi ve bütün sandviçi iki ısırıkta bitirdi.Bende acıktığım için hemen bitirdim. "Denizin üstündeyken yüzsek mi acaba?"diye sordu. "Ben bu halde yüzemem sen yüz.Hem burası derindir."Azat T-shirt'ünü çıkarıp profesyonel bir şekilde dalış yaptı.Bende yetın kenarına oturup ayaklarımı suya soktum.Azatsa bir balık misali yüzüyordu.Biraz yüzdükten sonra yanıma geldi.Islak saçlarını geriye attı ve yanımdaki demire tutundu.Yüzünden akan su damlalarını elinin tersiyle sildi. "Su insanı güzelleştiriyor derlerdi.Bu sözün hayat bulmuş halisin Azat."dedim hayranlığımı gizleyemeyerek. "Hmm.Bence bu sözü test edelim sende de işe yarayacak mı?"Bacaklarımdan tutup beni kendine çekti ve suya düştüm.Bir an afallasam da hemen kendime geldim.Omuzlarında tutup ona sarıldı.O da belime sarıldı. "Bence su bile seni kıskanıyor?"
"Neden?"
"Çünkü onlardan bile saf duru güzelliğin var."dedi.
Aslında kolay kolay utanmazdım.Ama şu anda utanasım tutmuştu başımı omzuna yaslayıp "Artık gitsek olmaz mı?"diye sordum. "Ben birkaç gün daha kalırız diye düşünmüştüm."başımı omzundan kaldırdım. "Yarın annem ve Durul gelecek onlar gelmeden evde olalım."dedim.Azat'da başını sallayarak beni onayladı ve denizden çıktık.Azat arabadan dün giydiğim kıyafetlerimi getirdi.Saçlarımı kurutup üstümü giyindim.O da hazırlandıktan sonra Mardin yollarına düştük.
Parmağımdaki yüzüğü ovuşturarak "Gerçekten unutamayacağım bir gün geçirttin bana." Elimi kavrayıp dudaklarına bastırdı. "Unutamayacağım anlar senin yanımda olduğun anlar oluyor.O yüzden yanımda olduğun her an Allah'a şükrediyorum."bir an durdu ve gözlerime bakarak "Seni seviyorum Mehir."
Bayramın ilk günü de olsa ilham perilerim beni asla yalnız bırakmıyor.Bende binbir çeşit şekerleri yerken size şeker tadında bir bölüm yazmak istedim.Artık umarım beğenirsiniz demiyorum çünkü beğeneceğinizi biliyorum.Büyüklerimin ellerinden sizinde gözlerinizden öpüyorum herkese mutlu huzurlu ve barış dolu bir bayram geçirmenizi temenni ediyorum.İYİ BAYRAMLAR...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...