Hayat bazen yaşamaya değerken bazense bu değersiz hayatın bir parçası olmak her an acı çektirir.Peki ben hayatın hangi kısmındayım? Ben kesinlikle hayatın her şeye rağmen yaşamaya değer olan kısmındayım.Yaşam bedeninize derin yaralarda açabiliyor.Ama bir gün mutlaka kabukta bağlıyor ve o yaralr sadece bedenimizde bir iz bırakıyor.Elbette benimde yaralarım olmuştu.Bedenimde izler bırakmıştı.Ama şu anda hiçbirini göremiyordum.Çünkü bütün yaşadıklarımı unutturacak bir vardı karşımda.O kişi Azattı.Ben onunla bir yolculuğa çıkmayı kabul etmiştim.Bütün geçmişi arkamızda bırakmayı kabul etmiştik.Bu yolculuğa çıkmak,koltuğa oturmak o kadar kolay değildi.Bazen yollar virajlı bazen taşlarla dolu bazen de dümdüzdü.Geçmişinden parçaların önüme düşmesi içimi acıtıyordu.Bu kıskançlık değildi.Onun benden başkasına bakmayacağını biliyordum beni sevdiğinide.Eğer bunun farkında olmasam kıskanırdım.Üzerimdeki baskı sahiplenme duygusundan başka bir şey değildi.Biz Azatla farklıydık.Bu farklılık yaşam tarzımızdan kaynaklanıyor.O çok farklı bir kültürle büyüdü.Ailesi,çevresi benimkinden çok farklı.Yurt dışında eğitim aldı.Bense annesi babası eğitimli bir ailede büyüdüm.Oldukça özgürdüm.Eğer isteklerim annem ve babamın kurallarının dışına çıkmıyorsa istediğim şeyi yapabilirdim.Ailem oldukça moderndi.Anneannem yurt dışında yaşıyordu.Babaannem Savcıydı.Ama bunların benim için bir önemi yoktu.Önemli olan Azattı.Ben bir ömür boyu onunla yaşacaktım ailesiyle değil.Benim hakkımda çevresinden duyduklarım değil onun ne düşündüğü.Ben onun ellerimi hiç bırakmayacağını hergün daha iyi anlıyorum.Sevgimize güveniyorum.Kesinlikle aşk duyguların en yücesi.Bu duyguyu sana sonuna kadar yaşatacak insanı bulunca daha da önemini artırıyor.Ben doğru kişiyi bulduğumu düşünüyorum.Bu akşamki yemek pek iç açıcı geçmedi.Sakince yemek yerken babaannesi iğneleyici laflar sokmaya başladı.Giyim tarzımdan girip ailemden U dönüşü yapıp okumamdan çıkış yaptı desek kesinlikle yanlış olmaz.Ben yine bütün aile burda diye sesimi çıkarmadım ama Azat çok sinirli görünüyordu.Masanın altından elini tuttum ve kulağına eğilip "Sorun değil.Boşver."dedim.Bir süre daha sessiz kaldıktan sonra bardağı taşıran son damla oldu. "Gazel saçma sapan işlere bulaşmasa bunlar başına gelmiyecekti Azat'ın."dedi babaannesi.Azat bir hışımla oturduğu yerden kalktı. "Yeter be yeter.Kızı resmen yerin dibine soktunuz.Sizin bizimle derdiniz ne?Babaanne büyüğümsün diye sesimi çıkarmadım ama gerçekten ileri gidiyorsunuz.Siz ister isteyin ister istemeyin ben Mehirle EVLENECEĞİM.Benim Karım olacak.Hepiniz durduğunuz yeri bilin."dedi ve masadan kalkıp gitti.Onun arkasından ben de kalktım. "Yemek için çok teşekkürler.Gerçekten unutamayacağım bir akşam yemeğiydi.Hepinize afiyet olsun."dedi ve bende Azat'ın arkasından gittim.Hızlı adımlarla dışarı çıktı ve arabasının önünde durdu.Ellerini hızla saçlarının arasından geçirdi. "Azat.Lütfen sakin olur musun?"diyebildim sadece.Başka ne diyebilirdim ki sonuçta haklıydı. "Ya Mehir anlamıyorum hayatımız hakkında nasıl bu kadar söz sahibi olabilirler."Artık kelimeler bile Biz olduğumuzu vurguluyordu.Azat'a daha da çok yakınlaşıp "Biz"dedim. "Artık sen,ben yok BİZ varız Azat sadece ikimiz.Bizim dünyamızda dışardakilere yer yok.Evet kabul ediyorum söyledikleri çok ağır şeylerdi.Senin ailenle benim ailem arasında çok büyük farklar var.Yaşam tarzımız aynı değil.Onları da anlamak lazım.Onlar da haklılar.Ama ben her şeye rağmen senin yanındayım."dedim yüzünü avcumun arasına alarak.O da ellerime öpücükler kondurdu. "Seni asla kimsenin üzmesine izin vermem.Seni seviyorum Mehir."dedi.Bende ona sarıldım ve kulağına fısıldayarak "Seni seviyorum Azat"dedim.Birbirimize sımsıkı sarıldık.İşte anlatmak istediğim nokta tam da buydu.Bütün acılarını unutturacak 'iyi ki yaşıyorum,iyi ki onun yanında nefes alıyorum'diyeceğin an bu an.Bu huzur vren kollar hayatımı daha da değerli kılıyor.Beni kendinden ayırıp "Seni bir yere götüreceğim."dedi ve cebinden anahtarı çıkarıp arabayı açtı.Ben de ön koltuğa oturup kemeri bağladım.Bu çocuk yandan bakınca daha da yakışıklı görünüyordu.Bir an yanağından öpecektim harbiden kendimi zor tuttum.Daha fazla dayanamayıp radyoyu açtım.Tesadüfen Majeste-Aşk Dediğin şarkısı çalıyordu.Sözleri öyle anlamlıydı ki her an bir şeyler düşündürüyordu.
Aşk dediğin belki de budur.
Hep acıtır, arkandan vurur.
Belki de bu son sefer olur.
Kalbim durur, dertler son bulur.
Şarkının en güzel kısmını Azat bana bakarak söyledi.
Sanma üç günlük bu hislerim.
Ben burada her gün seni beklerim.
Bende ona baktım gülümseyerek.
Gel, beni kendinden mahrum etme n'olur.
Bu hayat sen yoksan zehrolur.
Duy beni duy n'olur, dön bana dön n'olur.
Aşk dediğin elbet bir yol bulur.
Aşk dediğin böyle son bulur.
Kalbin durur, sevdiğin el olur.
Belki de yarın unutulur.
Aşk dediğin bir masal olur.
Veee sonra benim güzel sesim devreye girdi.
Sen yokken de atıyorsa kalbim.
Atmasın, öyle dursun isterim.
Gel, beni kendinden mahrum etme n'olur.
Bu hayat sen yoksan zehrolur.
Duy beni duy n'olur, dön bana dön n'olur.
Aşk dediğin elbet bir yol bulur.
Şarkı gerçekten çok güzeldi.Sanki bizi anlatıyordu.Azat'a döndüm "Bu bizim şarkımız olsun."dedim. "Olsun prensesim."dedi bana bakıp gülerek.Hala şarkının etkisinden çıkamamıştım. "Ve geldik."Azat arabadan inince bende indim.Bir dağın tepesine gelmiştik.Sanki bütün Mardin ayaklarımız altındaydı. "Burası benim mekan."dedi ellerini açarak. "Senin mekan"diye tekrarlayıp güldüm. "Çocukken bir şeyler ters gittiğinde buraya gelirdim.Bak dert ortağım şu ağaç."dedi ve oldukça büyük bir ağacı bana gösterdi.Ağaca doğru ilerledik. "Bütün her şeyimi bu ağaca anlattım."dedi ve ekledi. "Burayı hiç kimse bilmiyor.Bu ağacı bile.Ama sen hariç"
Ağacınaltına oturmuştuk.Ben Azat'ın bacağına yattım.O da saçlarımla oynamaya başladı."Daha önce hiçbir kızın saçlarına dokunmadım."dedi. "Nasıl dokunmadın?Sen birçok kızla birlikte olmadın mı?"diye sordum bu kez. "Evet ama saçlarına dokunmadım ki."Ne yalan söyleyeyim bu itiraf hoşuma gitmişti. "Yani ilk kez benim saçlarımla oynuyorsun."diye tasdikledim.Yattım yerden kalkıp kollarımı Azat'ın boynuna doladım.Gözlerinin içine bakarak "Ben ilk kez bugün aşkın anlamını öğrendim."dedim. "Immm neymiş bakalım anlamı?" "Eğer bütün zorluklara rağmen onun yanındaysan ve onunla mutluysan,onunla İLK'leri yaşıyorsa işte bu aşktır."dedim ve dudaklarına baktım.O da dudaklarıma baktı ve bir süre sonra bakışmak yerini öpüşmeye verdi.
Ya aslında bu haberi sizinle paylaşmayacaktım ama paylaşmadan edemedim.Ben bugün bazı yayınevleriyle görüştüm.En kısa zamanda onlardan hikayenin kitap olmasıyla ilgili cevap gelecek.Ben sizinde fikrinizi almak istiyorum.Bu hikayenin kitap olmasını istermisiniz?Lütfen cevabınızı yorum bırakın.Düşünceleriniz benim için gerçekten çok önemli.Şimdiden ilginiz için teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...