Ayaklarımı kuru toprağın üzerine uzattım.Azat da başını bacaklarımın üzerine koymuş gökyüzünü seyrediyordu.Bense onun saçlarıyla oynuyordum.Saçlarına ne sprey sıkmış ne de jöle sürmüştü.Ama oldukça düzgün görünüyordu. "Saçlarını nasıl jöle ve sprey kullanmadan dik tutabiliyorsun?"diye sordum hayranlıkla. O da bana gülümseyip "Meslek sırrı bebeğim."dedi.Bu cevap üzerine başımı geriye atıp kıkırdadım.Yüzüme o kadar dikkatli bakıyordu ki bir anda yüzümdeki gülme silindi.
"Bir şey mi oldu?"
"Sen,benim gülüşüne aşık olduğum kızsın."
"Ne yani sen şimdi bana değil de gülüşüme mi aşık oldun?"diye sordum şaşkınlıkla.Kafasını kaldırdı ve gülümseyerek "Sanırım öyle oldu."Böyle söylemesine çok sinir olmuştum.Suratına kızgınlıkla baktım.Sinirlendiğimi anlamış olmalı ki elin yanağıma koydu ve "Şaka yaptım meleğim.Tabi ki sana aşık oldum.Ama sen güldüğünde aşkım daha da çok depreşiyor."Bunun üzerine yüzümde kocaman bir gülümseme beliriverdi.Sonra birden "Mehir."dedi.Adım ağzına o kadar yakışıyordu ki anlatamam.Bir an duraksasam da "Efendim"diye bildim. "Birazdan güneş doğacak seninle ilk defa güneşin doğuşunu izleyeceğiz.Bu anı daha da anlamlı hala getirmek için seni ilk defa öpebilir miyim?"Ağzımın bir karış açık kaldığını söylememe gerek var mı?Bence yok.Çünkü tam da öyle oldu.Şaşırdığım her halimden belliydi.O şimdi beni öpmek için izin mi almıştı yoksa bana mı öyle geliyordu?Hem de ilk öpücüğü güneşin doğduğu an alacaktım.Tabii izin verirsem.Ahhh şimdi ben ne yapacaktım?
Daha önce hiçbir erkek beni öpmemişti hatta elimi bile tutmamıştı.Şimdi...bilemiyorum.Hem ben Azatla evlenecektim.En önemlisi İLK'lerimi bugün yaşamışken ve güneş doğacakken böyle bir şeyi yaşamak oldukça romantik olmaz mıydı? "Özür dilerim."dedi. "Gerçekten çok üzgünüm.Sana böyle bir şeyi teklif dahi etmemeliydim.Çok aptalım.Biliyorum."dedi.Sıkıntıyla soluyup ona döndüm."Hayır asıl ben özür dilerim."dedim. "Bu kadar tepki vermemeliydim.Aptal olanda sen değilsin.Böyle romantik bir ana izin vermezsem asıl aptal ben olurum."İzin verdim mi vermedim mi anlayamadı.Cevabımı duymak için gözlerime bakıyordu. "Öncelikle izin aldığın için teşekkür ederim.Ben ilk öpücüğümü güneşin doğduğu an,yani güne başladığım an almak istiyorum ve o da bu an olmalı bence de.Çok güzel bir gün geçirdik."dedim.Bu sözüm üzerine Azat elimden tutup beni kaldırdı ve kucağına oturttu.Kollarımı onun boynuna doladım.Güneş doğmaya başlamıştı.Aramızdaki mesafeyi kapattık.Ve Azat usulca dudaklarımı öpmeye başladı.Sanki o an her şey durmuştu.Şu ana tanık olan güneş,ay ve yıldızlardı.Hayatımın unutulmaz anını yaşıyordum.Zaten gözlerim de istemsizce kapanmıştı.Onun öpüşüne bende karşılık verdim ve tam 1 dakika öylece öpüştük.Bütün güzel duyguları yaşadığım an tam da bu andı.Gözlerimi araladığımda dudakları hala dudağımdaydı.Gökyüzüne öylece bakarken birden yıldız kaydı ve ben hemen geri çekildim.Azat kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Ne oldu canını mı acıttım?"dedi. "Hayır acıtmadın.Yıldız kaydı dilek tutalım."dedim gülümseyerek. "Tutalım."Gözlerimi kapattım ve dilek tuttum.
Sensiz nefes almadığım bir an bile olmasın.Dudakların hep dudağımda olsun sadece kollarının arasında yaşayayım.Beni dünyanın en mutlu ve en huzurlu insanı yap.
Dileğimi diledikten sonra gözlerimi açtım.O da beni izliyordu. "Sen dilek dilerken bile ayrı güzel oluyorsun yaa.Sen hep dilek dile bence." çok utanmıştım.Ellerimle yüzümü kapattım ve başımı omzuna koydum. "Utandın mı sen?"diye sordu gülerek. "Ya sussana artık sen."Bir süre daha öylece kaldıktan sonra artık kalktık.Çok uykum gelmişti.Bugün çoook yorulmuştum.Nasıl kendime geleceğimi kesinlikle bilmiyordum.Bir kaç adım attıktan sonra uyku sersemliğinden başım döndü ve düşecek gibi oldum.Bunun üzerine Azat beni kucağına aldı. "Başımın en tatlı belası."dedi alnımdan öperek.Kısık gözlerim arasından bende ona gülümsedim ve beni arabaya bindirdi eve ne zaman geldim yatağıma nasıl yattım ve üstümü ne ara değiştirdim hiçbir şey hatırlamıyordum.Uyandığımda akşam saat 9.30 du.Gözlerimi ovuşturarak yataktan kalktım.Üzerimdeki pijamalarıma aldırış etmeden odamdan çıkarken bir an da durdum.Ben bunları nasıl giymiştim? Yoksa...Yok canım Azat giydirmiş olamaz.Olamaz değil mi? Hayır ya olamaz.Koşarak aşağı indim.Durul oturduğu yerden zıplayarak kalktı. "Ne oldu kızım ya.Ne bu telaş?" "Durul benim pijamalarımı kim giydirdi bana?" Muzipçe gülümseyerek "Kim giydirdi Mehir?"diye sordu. "Soruma soruyla karşılık verme."dedim emir vererek. "Sen dün Azatla beraber değil miydin?"diye sordu. "Evet onunlaydım."dedim bende telaşla. "Ee işte o giydirmiştir seni."dedi oldukça rahat bir şekilde. "Ne demek Azat giydirmiştir yaaa.Hayır olamaz.Kesinlikle ölmeliyim.Çıplak vücudumu görmüş olamaz.Ben bu utançla yaşayamam."dedim ve mutfağa doğru ilerledim.Ben ölmeyeyim de kim ölsün.Elime aldığım bıçağı sıkı sıkı tuttum. "Sen manyak mısın Mehir."diye sordu Durul. "Affet beni arkadaşım.Beraber güzel günler geçirdik.Seni sevi-" "Salak şaka yaptım.Seni ben giydirdim.Azat seni odana kadar çıkardı.Bende ses dıyunca uyandım.Azat seni uyandırmaya çalışmış ama uyanmamışsın.Ben de senin kutup ayısı gibi kış uykusuna yatınca hiç uyanmadığını söyledim.Çocuk da bana rica etti senigiydirmem için sonra da gitti.Ben de üzerindekileri çıkarıp pijamalarını giydirdim."dedi bir solukta.Bunu söylemesi üzerine rahatlamıştım.Sonra gözlerimi kısıp bir katil edasıyla ona baktım. "Yemin ederim ki seni doğrarım."dedim bıçağı ona doğru sallarken.O da geri geri giderken "Canım arkadaşım bak bıçakla şaka olmaz."dedi. "Ama benimle olur değil mi?"dedim onun üzerine daha da çok giderek. "Bak şeytan doldurur."dedi. "Salak bu silah mı şeytan doldursun." Yaa ben ne dediğimi biliyor muyum bırak şunu."dedi.Bıçağı tezgaha bıraktım ve "Benim yaşayacak daha güzel günlerim var."dedim ve salona gittim.O da benim arkamdan geliyordu. "Dün geceniz nasıldı ne yaptınız."dedi koltuğa (Multiden açabilirsiniz.) otururken. "O kadar güzel ve büyülü anlar geçirdik ki unutamayacağım bir gündü."dedim."Ya anlatsana."dedi sabırsızlıkla.Sence ben anlatırmıydım dün geceyi?Tabi ki hayırrr.Ona pis pis gülerek "Valla kusura bakma Durulcuğum anlatamam.Büyüsü bozulur ,nazar değer. Ne de olsa 'Olan var olamaya var kıskanırlar.Yüreği sevgiye doyan var doymayan var."dedim.O da gözlerini kısarak bana baktı. "Çok gıcıksın.Ama bu şarkı da benden sana gelsin. 'Bim bam bom.Çok şükür dostlar artık benim de bir sevgilim varrr."dedi.Şaşırmıştım. Durul'un bir sevgilisi mi vardı şimdi. "Senin sevgilin mi var?Ne ara sevgili yaptın beee?"diyebildim sadece. "Senin doğum gününde."dedi. "Neee.Doğum günümde mi?"diye sordum.Bu kız ne yere bakan yürek yakanmış da benim haberim yokmuş. "Hani bir çocuk vardı yaa."
"Durulcuğum orada bir sürü çocuk vardı."dedim.Dalga geçerek. "Azat'ın arkadaşı.Bizi tanıştırdı yaa."dedi. "Çağan mı?"diye sordum "Ta kendisi."dedi.Yemin ediyorum bu kız az şeytan değilmiş.Daha dün tanıştı çocukla.İnsaf insaf. "ÇOOOK yakışıklı.Resmen meteor."dedi iç çekerek. "Yavrucuğum bunları ergenler söylüyor.Sen ergen misin?"diye sordum ciddi ciddi. "Aşk beni ergen yaptı be gülüm."dedi "İğrençsin.Gülüm nedir yaaa.IYYYY.Kusucam şimdi." "Allah'ım neden bu kadar yağuşuklu çocuk yaratıyorsun ki yani bende de kalp var.Dayanmıyor işte.Böyle aşık oluyorum."dedi ciddi ciddi. "Nasıl tanıştınız peki?"diye sordum.Sonuçta platonik olamazdı değil mi? "Siz ortadan bir anda kaybolunca biz konuşmaya başladık.Sizi felan aradık.Sonra dans ettik.Giderken de telefon numaralarımızı verdik birbirimize.İşte 2 gündür konuşuyoruz."dedi. "Yemin ediyorum ki tescilli salaksın.Çocukla konuştunuz,oynadınız ve telefon numaranı aldı diye aşık mı oluverdin 2 günde?"Salak her yerde salaktır. "Kızım aşk bu aşk.Bazen bir bakışı yeter bazen gülüşü.Nerde ne zaman geleceği belli olmaz."dedi.Gülüşü deyince ben birden utandım.Durulda anlamış olacak ki "Ne oldu?"diye sordu. "Hiçç.Hiçbir şey olmadı.Neyse size bol aşklı günler."dedim ve oturduğum yerden kalktım. "Kaç sen kaç.Dinleme zaten beni.Hem sen ne zaman İzmir'e gidiyorsun?"diye sordu. "Yarın.Şimdi gidip bavulumu hazırlayayım.Sana iyi geceler."dedim ve merdivenleri çıkmaya başladım. "İyi geceler aşk kuşum."diye seslendi arkamdan. Aşktı bu kimi ne zaman yakalayacağı belli olmuyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...