BÖLÜM 64-Doğru Karar

9.3K 381 9
                                    


Gazel'den...

Yattığım yatak ve kendimi sakladığım kollar en değerli ve kendimi en zengin hissettiğim tek yer.Sağlam adımlar atmaya başladık bile hayatımın aşkıyla.Düğünü de bitirdikten sonra tadı damağımızda kalan uykuya kendimizi bıraktık.Artık vazgeçemeyeceğim kocamdı Barın.Bense vazgeçemeyeceği tatlı karısı. "Tatlı Karım."diyerek alnımdan öptü.Düğün de sürekli kulağıma fısıldadığı iki sözcüktü. "Nasıl şekerler ağzında tatlı bir harmoni bırakıyorsa sen de ruhumda o şekerli tadı bırakıyorsun."demişti.Barın,bana en güzel şeylerin başlangıcını yapmama yardım etmişti.Düşebileceğim karanlık kuyunun dibini göremeden elimden tutmuştu.

Ailem hiçbir zaman çağdaş aile olamadılar.Zaten öyle olmasını beklemem en büyük hata olurdu.Mardin'de soyadımızdan dolayı yaşayan köklü bir aileydik.Hiçbir çocuk ailesini seçemezdi.Bu dünya yasalarına aykırıydı.Hiçbir çocuk gibi ben de seçememiştim ailemi.Onları asla kötülemiyorum.Sadece yanlışlarının farkında olmalarını isterdim.Çocuklarına biraz daha değer vermeleri gerektiğini fark etmelerini isterdim.Doğu da kızla erkek asla bir tutulmamıştı.Erkeklerin gördüğü değeri bir kız çocuğu asla görememişti.Ben de dahil...

Azat'dan 4 yaş büyük olmama rağmen ona ablalık yapamamıştım.İlk çocukları ben olmama rağmen babam hep Azat'ı sevdi.Sadece babam değil annem hariç bütün aile.Annem bana babamın kızdığı gibi kızmıyordu.Aksine o hep' 'her kadının bir kızı olmalı'derdi.Ama ben bütün ailemin öyle düşünmesini istiyordum.Babamın Azat'ı sevmesini biraz kıskanıyordum sanırım.Ancak ben, hiçbir zaman kardeşimden nefret etmedim.Aksine onu hep sevdim.O da kendinin daha çok sevildiğini fark ettiği zaman asla beni küçük görmedi.Hep beni sevdiğini ve hep koruyacağını söyledi.O,benim gibi sevgiye aç biri değildi ama yine de sevmeyi öğrettim ona.Küçük ablası oldum.Ne olursa olsun yalnız bırakmadım.

Aslında ben kimseyi suçlamıyorum.Suçlayamıyorum.Mardinden de törelerden de nefret etmiyorum.Bunlar sahip olduğum kültürün büyük parçaları.Ama hiç kimse bu kadar acımasız olmayı hak etmez.

Ben hikayemin karanlık sayfalarını Barın'ı ilk gördüğüm gün kapatmıştım.O kitap artık tozlu rafların bir parçasıydı.

Daha doğmadan hayatım hakkında bir karar almıştı babam.Beşik kertmesi yapmış.Seyitlerin tek oğluyla evlenecektim.Üstelik bataklığa düşmüş olan Seyitlerin biricik oğlu.Bense onunla evlenmek istemiyordum.Beni deli gibi sevdiğini biliyordum.Hergün bana en sevdiğim Zingil tatlısını alıp getiriyordu.Belki beni bu kadar çok seven ve düşünen birini bende sevebilirdim ama beni ona karşı iten bir şeyler vardı ve ben bunu kimseye söyleyemiyordum.Çok yakışıklıydı.Mardindeki hatta bütün Doğu'daki kızlar ona hayrandı.Sanırım ben hariç.

Ondan uzaklaşmayı düşünürken hastane de Barınla tanışmıştım.Ben onunla görüşürken babam Seyitlerin oğlunun kötü işlere bulaştığını öğrenmiş.Ve benim Barınla görüştüğümü de öğrenmiş.Beni ondan uzaklaştırmak için ve Azat'ın yabancı bir kızla evlenmemesi için Berdel yapmıştı bizi.Bu çok bencilceydi.Hem kardeşimin hem de Mehir'in hayatını mahvedebilirdi.Bana ne kadar ilgi göstermese de beni düşünüyordu.Berdel babam için bir oyundu.Kendi çocuklarını korumak için oynadığı kirli bir oyun...Neyse ki bu oyunun sonuçları kimsenin canını yakmadan oynandı.

Babam o iğrenç adamı nasıl susturdu,ne dedi hiç bilmiyorum hatta bilmek bile istemiyorum.O kapalı bir kutuya sakladığım Pandora olarak kalmayı hak etti.

"Uyuyamadın mı sende?"

"Yok uyuyamadım."deyip Barın'ın kolları arasından ona döndüm. "Ne düşünüyordun peki?"burnuma küçük bir öpücük kondurup gözlerimin içine baktı. "Ne kadar mutlu bir çift olduğumuzu.Sence Azatla Mehir de bizim gibi olurlar mı?"dedim.Azat benim kardeşimse Mehir de öyleydi.Onun asla mutsuz olacağı bir evlilik yapmasını istemezdim. "Tabi ki mutlu olacak onlarda.Hem biz onlara en iyi örnek olacağız."

Bir kez daha kendimle gurur duydum.Ne kadar doğru ve mutlu bir evlilik yaptığımı.Evlilik benim için bir kurtuluş değildi ama verdiğim en doğru karardı.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin