"Eee!Bir şeyler anlatmayacak mısın?"diye sordu annem gözlerimin içine bakarak.Annemi o kadar çok özlemiştim ki sabah erkenden uçağa atlayıp İzmir'e geldim.Tabi evden çıkmak o kadar da kolay olmadı. "Bak aşk böcüküm sakın unutma beni çağırmayı.Bütün hayatım senin elinde.Hayatımın aşkıyla bir kez daha buluşmam gerek."diyerek beni tembihleyip durdu Durul.Ya ben onu hiç abimin düğününe davet etmeyi unutur muydum?Tabi ki hayır.Ama aşk işte insanı aptal edebiliyormuş.Neyse gelelim İzmir'e.Annem beni büyük bir sevgiyle karşıladı.Yine dökdürmüş yemeklerini.İlk önce yaprak sarmalardan,dolmalardan yiyip güzelce sohbet ettik.Hava kararmaya başlamıştı.Gün batımı bizim terasta ayrı bir güzel oluyordu.Annemle çayımızı alıp sohbete burada devam ettik. "Ne anlatayım anneciğim?"diye sordum tatlı tatlı. "Kızım senin jeton dört köşeli herhalde yani Azat'ı anlat diyorum ne yaptınız?"annem heyecanlı heyecanlı bana bakarken kıkırdamadan edemedim.Büyüsü bozulmasın diye o günü kimseye anlatmamıştım ama ilk defa anneme bütün ayrıntılarıyla anlattım.Tabi öpüştüğüm anı anlatırken birazcık utandım ama annem bana sarılıp "ooy oy oy!Benim küçük kızım büyümüşte utanırmıymış"dan girip "daha bebek bu kız"dan çıktı. "Anneciğim istersen daha fazla saçmalama.Ben ne çocuğum ne de bebek."dedim. "Tabi bebeksin sen evlensende boyun kadar çocuğunda olsa yaşlı ninede olsan ben yaşadığım sürece sen benim küçük bebeğimsin."dedi kararlı bir sesle.Sonra "Boşver sen şimdi bunları.Demek siz birbirinize aşık oldunuz."dedi yine heyecanlı heyacanlı. "Anne gerçekten bilmiyorum yani aşık mı oldum ne oldu bilmiyorum.Kendimi çok tuhaf hissediyorum.Daha önce hiç kimseye karşı böyle şeyler hissetmedim."dedim.Annem saçımı okşayarak "Benim güzel kızım tabi ki aşık olacaksın.Aşk duyguların en yücesi.Zaten seni garip hissettirmese ben senin aşkından şüphe duyarım.Her yaşın belli evreleri önemli olayları vardır.Mesela sen bebekken yürümeyi öğrenmeden çocuk olabildin mi?Ya da diş çıkarmadan yemek yiyebildin mi? HAYIR.İşte 20'li yaşlarında da aşık olmadan yetişkin olamazsın.Sen şurada 1 yıla kadar mesleğini eline alacaksın o alacak.E tabi ki aşık olacaksınız.Her yaşın bir güzelliği var.Ama sen bu sancılı günleri mutlu olarak aşkı sonuna kadar tadarak geçirmelisin.Yoksa arkana baktığında çookkk pişman olursun ama iş işten geçmiş olur."dedi iç çerek. "Çok haklısın anneciğim ama.Ne bileyim.Sanki kalbim bana oyun oynuyor gibi geliyor.Bu duygularım gerçek değilmiş gibi.Peki nasl anlayacağım duygularımın gerçek olup olmadığını?"die sordum bu kez.Bu sorunun cevabını gerçekten çok merak ediyorum.Annem gülümseyerek bana baktı ve şöyle dedi. "Sana bir masal anlatayım mı?"başımı sallayarak onu onayladım. "Bir zamanlar bütün duyguları üzerinde yaşadığı bir ada varmış.Mutluluk,Üzüntü,Bilgi ve tüm diğerleri,Aşk dahil.Bir gün,adanın batmakta olduğu,duygulara haber verilmiş.Bunun üzerine hepsi,adayı terk etmek için sandalları hazırlamışlar.Aşk,adada en sona kalan duygu olmuş.Çünkü,mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.Ada neredeyse battığı zaman,AŞK "Zenginlik beni de yanına alır mısın?"diye sormuş.Zenginlik, "Hayır,alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var,senin için yer yok,"demiş.Aşk,çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibirden yardım istemiş. "Kibir,lütfen bana yardım et!" "Sana yardım edemem Aşk.Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin."diye cevap vermiş Kibir.Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: "Üzüntü seninle geleyim..."
"Offf AŞK,o kadar üzgünüm ki,yalnız kalmaya ihtiyacım var."Mutluluk da Aşk'ın yanından geçmiş ama o kadar mutluymuş ki,Aşk'ın çağrısını duymamış.Aşk,birden bir ses duymuş: "Gel AŞK!Seni yanıma alacağım..."Bu Aşk'tan daha yaşlıca biriymiş.Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki kendini onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş.
Yeni bir kara parçasına vardıklarında,Aşk'a yardım eden,yoluna devam etmiş.Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk,Bilgi'ye sormuş:
"Bana yardım eden kimdi?"
"O,Zaman'dı"diye cevap vermiş Bilgi.
"Zaman mı?Neden bana yardım etti ki?"diye sormuş Aşk.
Bilgi gülümsemiş: "Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir..."
Annem sözünübitirdiğinde derin düşüncelere dalmıştım.Bu masaldan çok etkilenmiştim.Annem deetkilenmiş olmalı ki ezberlemişti. "Müthişti anne.Gerçekten çok anlamlı birmasaldı."annem gülümseyerek elimi sıkı sıkı tuttu. "Bu masaldan bir ders çıkardiye anlattım tatlım.Bak gördün mü Aşk'ın dostu ne mutluluk ne zenginlik ne dediğer duygular.Aşk'ın dostu zaman.Sen her şeyi zamana bırak bak o zaman neleroluyor.Aslında sahip olduğun aşkın gerçek olduğunu ancak zaman sayesindeanlayabilirsin."dedi.Doğruydu.Zaten hep şöyle demezler miydi 'Zaman her şeyinilacı'diye.Aramızada bir süre sessizlik oldu.Sonra annem birden "Seninyaşadığın duyguların aynısını bende yaşadım.Babanla liseden tanışmıştık.Ozamana bilirsin aşka aşık olduğun zamanlar.Hiçbir şey gerçek değil ama gerçeksanırsın.Hayatı onun yanındayken toz pembe görürsün.Bende aynenöyleydim.Okuduğum her kitap sanki onu anlatıyordu.Her an onudüşünüyordum,hayaller kuruyordum.Sonra üniversite sınavları yaklaştı.O zamananneannengilin durumu pekde iyi değildi.Okumaktan başka çarem yoktu.Araya sıkımaraton girince babanı unutmaya çalıştım sonra birgün sınav sonuçları açıklandıve ikimizde aynı Fakülteyi kazandığımızı öğrendik.En güzel yıllarımızüniversite yılları oldu.Düşüncelerimiz ikimizinde oturdu.Lise yıllarında nekadar saçma düşündüğümü fark ettim ama o zaman bir şey daha fark ettim.Onabeslediğim aşkın gerçek aşk olduğu.Aşk fedakarlık ister,nezaket,hoşgörü,anlayışister.Eğer sen onu uğruna bir şeylerden vazgeçebiliyorsan ve ne olursa olsunondan bir an bile soğumuyorsan ona karşı hissettiklerin gerçek demektir."dedi.İkimizindegözleri dolmuştu.Birbirimize sarılarak biraz ağlaştık.Sonra annem yüzümüavuçlarının arasına aldı. "Aşk bu kızım ağlatırda,acıtırda,mutlu da eder.Amaonu tadı o kadar güzel ki.Hergün doğduğuna,Allah'ın sana verdiği nimetlerebinlerce kez şükredersin.Bazen de onsuzluk korkusu yerleşiverir yüreğine.O ölürama aşkı hala kalbinde,bedeninde,ruhunda izler bırakır ve o izlere dokundukçaiçin yanar."Boğazımdan bir hıçkırık,gözlerimden yaşlar birer birer firaretti.Annemse parmaklarıyla gözyaşlarımı sildi. "Amann.Bırak ağlamayı.Kızım aşıkolmuş aşık.Burda ağlayacak mıyız.Oğluşum evleniyor.Daha ne isterim hayattan."dedineşeli bir şekilde.Onun bu deli hallerine gülmeden edemedim. "Sahi abim ne yaptıanne.Düğün ne zaman?" diye sordum konuyu değiştirerek. "Abinin bir seminerivarmış o yüzden şu anda Aydın'da yarın buraya gelecek diğer günde beraberMardin'e gideceksiniz.Bende işlerimi halledip geleceğim.Sonra da düğünzamanıııı."dedi.Ahh annem ahh.Sen ne yaşarsan yaşa hep güçlü oldun ya.Tıpkı birÇınar ağacı gibi.İşte ben hep senin gövdenden güç aldım.Dallarınatutundum,yapraklarını okşadım.Gölgende beni korudun.Sen hiç eksik olma.Hephayatıma dokun bana pusula değil kutup yıldızı ol.Gökyüzüne baktığımda senigöreyim.
Allah'ım bende annem gibi güçlü bir anne olayım ve çocuklarıma hep güç vereyim.Onların yön göstericileri ben olayım.Çınar ağacımın gölgesinde hep onlara huzur vereyim.
Duamı ettikten sonra anneme baktım.O da bana bakarak "Eee bu psikoterapi işe yaradımı,etkili olabildimi?"diye sordu. "Kesinlikle etkili oldu.Aşkımın arkasında olup ona güveneceğim.Kalbim beni yanıltır ama mantığım hiçbir zaman yanıltmaz.Duygularımdan şimdi daha da çok eminim.Bu Psikoterapi'yi hep yapalım anneciğim.İnsanı ferahlatan bir gücü var."dedim başımı onun göğüsüne yaslarken "Yapalım meleğim.Sen ne zaman istersen o zaman yapalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...