BÖLÜM 56-Karhindiba

10.7K 384 9
                                    



Kınayı getir aneyyyy.

Yine bir eğlence ve yine bir Mehir.Ama bu defa mutsuz bir ben.Çünkü şu anda hüngür hüngür ağlıyorum.Duygusallaşasım mı tuttu anlamadım.Aslında çok fazla kına gecelerine katılmadım ama bu defa nedense ağlayasım geldi.

Gazel ortaya oturmuş başı kırmızı bir duvakla örtülmüş,etrafında ise yaklaşık 10-15 kişi kına gezdiriryor.Amaç ise Gazel'i ağlatmak.Eminim onun yerine ben ağlıyorumdur.

Doğu bölgemizde Kına Gecelerine daha da sahip çıkıldığını gördüm.Bizler kına gecesini daha modernlize etmişiz.Ancak Doğu insanı kendiyle özleşleştirip kültürünü hak ettiği gibi yaşatıyor.Minicik kaselerin içinde bir parçacık kınalar,küçük paketlerin içine konulan bir avuç çerez,kırmızı sepetin içinde keselenmiş hediyelik kınalar,kırmızı halay mendilleri,tefler,etrafa dizilmiş mumlar,yöresel kıyafetler ve dillere pelesenk olan o bilindik türkü.Sahip olduğumuz güzel kültürün parçalarıdır bunlar.

Hızlı bir müzik geçişi yapıp Yüksek Yüksek Tepelere geçildi.Bu sefer bende masanın üzerine dizilmiş kına kaselerinden birini alıp içlerine katıldım.Türküye o kadar kendimi kaptırmışım ki kınanın üzerinden düşen mumu fark etmedim bile. "Kız yakacan mı hepimizi?"diyen teyzenin dürtmesiyle olayı fark ettim ve mumu tekrardan kınaya batırdım.Türküde beni en çok etkileyen yer ise 'Babamın bir atı olsa binse de gelse'mısrası oldu.Babamın yokluğunun verdiği hüzün kalbimin üstüne oturdu.Kına Gecesi hüznün ve mutluluğun aynı anda yaşandığı bir gece olduğu için ağlamam oldukça normaldi.Neyse ki çok fazla devam etmeden türkü bitti.Sıra Gazel'in eline kına yakmaya geldi.Adettendi el açmamak.O da aynen öyle yaptı ve elini açmadı.Annem hemen atılıp Gazel'in avcuna Cumhuriyet altını yerleştiriverdi.Gazel'e iyi dileklerde bulunup bir aşama atlatıldı.Sırada oynama faslı vardı.Herkes kendini müziğin ritmine kaptırıp oynuyordu.Ben hakkımı oturmaktan yana kullanıp bir köşeye oturdum.Yanıma Viyan Hanım'da oturdu.Etrafta oynayan insanları inceledik bir süre sonra bana dönüp "İnşallah senin de kınanı böyle yaparız yavrum.Beğendin mi?"dedi. "Beğenmenmez olur muyum Viyan Anne.Çok beğendim.Umarım benimde kınam böyle güzel olur."bir an kendi kınamı hayal ettim.Kırmızı duvağın içinde oturduğumu,etrafımda benim için dönüp duran kızları...Sevdiğim adamla yollarımı birleştireceğim.İçimdeki heyecan ve mutluluk.Bunlar çok güzel ve özel anlar.Umarım bugünleri bende yaşarım.Umarım... "Senin kınanı daha şatafatlı olur.Dağlı ailesinin bir tanecik oğlu evleniyor.Kız alıyoruz böyle evin içinde eğlence yapmam ben.Dört bir köy duyacak."Viyan Anne'nin bu tavrı beni biraz üzdü.Doğu'da hala kızları bir alt kademeye koyuyorlar.Başka bir soy adı taşayacaklar diye her şey daha farklı oluyor.Oysa kızlar bu dünyadaki en değerli varlıklar bence.Asıl onların daha üstün olması lazım.Annelik gibi yüce bir duyguyu yaşıyorlar.Üstelik bu süreç o kadar zor ki; 9 ay 10 gün küçük bir bedeni karnında taşıyor,emziriyor,yeri geliyor uykusuz kalıyor,o an bir şey olunca ilk onun canı yanıyor.Oysa erkek sadece babalık yapıyor.Seviyor,öpüyor,koruyor ve çalışıyor.Ama ben yine de Viyan Anneye kızamıyorum.Çünkü o da bu düşünce içinde büyüdü ne de olsa.O yüzden sadece gülümsemekle yetindim.Yumoş denilen keseci kadında gelmişti.Hala ona sinirliydim.Bir şey dese hemen üzerine atlayacak pozisyondaydım resmen.Yumoş Viyan Anneyi çağırınca yanımdan kalkıp kadının yanına gitti.Tam o sırada telefonuma mesaj geldi.

Kimden:Johnny Bravo

Orada kaçırılmak istenen bir prenses mi varmış?!!!

Bir bir tanecik sevgilim beni özlemiş ve beni kaçırmak istiyormuş.O yeter ki istesin onunla her yere giderim ben.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin