Bu günü lütfen bir yere not edin.Çünkü tarihe geçecek bir gün.Fatih'in İstanbul'u fethetmesi gibi Azat'da Mehir'in kalbini fethetti.
Hani demişti ya 'beraber kıyafet seçeriz.'diye.İşte biz de onu uygulamaya soktuk.Şu anda Azat odamda bana kıyafet bakıyoruz.Üzgünüm kızlar!Türünün tek örneğini ben kaptım...
"Bu nasıl Azat?"elimde beyaz çiçekli elbisemi tutup Azat'a gösterdim.Biraz göğüs dekortesi vardı ama güzeldi. "Olmaz.Çok basit."şaşkınca bir elbiseye bir Azat'a baktım. "Bu mu basit.Çarpılacan şimdi gözümün önünde.Tövbe de çabuk."gülerek "Tövbe tövbe."dedi.Sonra elime başka bir elbise aldım.Onu da beğenmedi.Fiyasko elbisemi elime alıp yavaşça ona döndüm. "Buna da hayır dersen ben bir şey demeyeceğim."elbiseye ona doğru tuttum.Görür görmez gözleri açıldı ve bir ıslık çaldı. "Tabii ki bu elbise."elbisem altın sarısıydı.Üstü payetti.Altı ise tüldü.Straplezdi.Vee dizimin 1 karış üzerindeydi.Aslında ben her şeye rağmen izin vermez diyordum.O yüzden biraz şaşırdım ne yalan söyliyeyim. "Azat sen beni kıskanmıyor musun?"oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. "Ne alakası var Mehir?Bunu nerden çıkardın şimdi?"elimdeki elbiseyi yatağın üzerine fırlattım. "Ne bileyim.Bazı erkekler kız arkadaşının giydiklerine karışır.Onu giyme felan der.Ama sen demiyorsun."dedim. "Çünkü onlar aptallar.Güzel bir kızı çirkinleştirmeye çalışan aptal yaratıklar.Ben seni giydiğin kıyafetler yüzünden kıskanmam.Sen benimsin.Bende senin.Bunu herkes böyle bilmeli.Ama önce sen prenses,önce sen.İstediğini giy.İstediğini yap.Ama sadece bedeninde,ruhunda,aklında ve hatta kalbinde ben olayım.Bu yeter bana...Biliyor musun ben bazen seni kendimden bile kıskanıyorum.Beni bu kadar güzel sevdiğin için.Ama sen yine de sev.Sadece sev."o elime dökülen su damlaları göz yaşımı yoksa.Ağlıyor muyum ben?Ahh hayır.Şimdi olmaz Mehir.Şimdi olmaz.
Dudaklarımı gözlerimden akan gözyaşımın üzerine bastırdı.Benden uzaklaştığında "Gözyaşını bile hissetmek istiyorum."
Hissediyorsun zaten.Sen benim her şeyimi hissediyordun.Üstelik hissetmekle kalmayıp bana hissettirmeyi bile öğretiyorsun.Daha ne yapabilirsin ki?
"Peki ben seni nasıl hissedebilirim?"sorduğum soruyu düşünmeden başımı kalbinin üzerine koydu. "Duyuyor musun kalbimin seni nasıl haykırdığını?Eğer duyabiliyorsan biz zaten Tamamız."daha önce hiç birinin kalp atışlarını dinlememiştim.Ama onun kalp atışları benim için bir melodiydi.Bir şarkıcının ağzından dökülen aşk şarkısı gibi güzel ve dokunaklı.Her insanın kalbi bu kadar güzel atabilir miydi?Ya da bir insanı sevdiğini hissettirebilir miydi? "Hadi artık hazırlan."kafamı onun göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. "Ayakkabı ne giyeceğim."dolabımdan siyah platformlu ayakkabımı alıp bana uzattı. "Altın sarısıyla siyahın uyumuna bayılıyorum.Bence böyle müthiş olacak."bu adam niye modacı felan olmuyor?Ya da olmasın ya ben kıskanırım.Kızları giydirecek,tenlerine dokunacak.Öldürürüm valla hepsini.Beni giydirsin o.Sadece beni. "Peki saçımı nasıl yapayım?"saçımdaki tokamı çıkarıp beni boy aynasına doğru döndürdü.Aynadan birbirimize bakıp "Immm.Bence...açık bırak.Biraz düzleştirisen harika olur."yok Allah'ım yok.Beni öldürmek mi istiyorsun?Lütfen böyle öldürme.Ne diyeceğimi bilemez halde öylece ona baktım.Sadece baktım.Gözlerimi aynadan çekip ona baktım.Yüzüne,gözlerine ve dudaklarına "Neden bana hep kelimelerin kifayetsiz kaldığı anları yaşatıyorsun?"gülerek gözlerime baktı.Gülüşü bile bir kalp çarpıntısıydı resmen. "Çünkü bu aşk."dedi "AŞK.Kelimelerle anlatılamayacak olan şey.Bu gerçek aşktan başka bir şey olamaz."
Biliyorum biliyorum çok kısa oldu ama çok yoruldum.Git gide saçmalıyorum.O yüzden bu kadar yeter.Devamı yarına olsun.Hepinize iyi geceler.Tatlı rüyalar.Rüyanızda Mehir ve Azat'ı görün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...