Ta-ta-taaaaaaam ve ben geri döndüm.Sizleri o kadar çok özlemişim ki hepiniz burnumda tüttünüz.Berdel 2'yi yazma çalışmalarım tam gaz devam ediyor.Ama sizinle paylaşmayınca ve merakta bıraktığım için çok üzgünüm.Arada sırada böyle bölüm paylaşacağım.Çok yakın zamanda muhteşem haberlerle gelebilirim.Ponçik yanacıklarınızdan öper iyi okumalar dilerim.(((Bir bölüm daha gelsin mi Kuzularım?)))
Kar taneleri ve güneş ışınları...Aslında birbirinin zıttı olan iki kavram bir araya gelince eşsiz bir doğa güzelliği sunuyor.Bulutların arasından özgürlüğünü ilan eden güneş ışınları bembeyaz kar tanelerinin üzerine düşüp simli pırıltılar oluşturuyordu.Bu görüntü bana, ben ve Azat'ı hatırlattı.Ben baharı müjdeleyen güneş ışınlarıydım,o ise kışın aşık olduğum kar tanesiydi.Bu zıt ögeler nasıl bir araya gelebilirdi? Tabi ki mucizeler sayesinde.Bizim mucizemiz ise Berdel'di. "Mucizelere inanır mısın?"elimi sımsıkı tutan elinden kurtarıp kendimi bembeyaz örtünün üzerine attım.Dün gece sağanak kar yağışı vardı ve ben bütün gece pencerenin kenarına oturup kar yağışını izledim.Sabah olunca ilk işim kendini kara teslim etmiş bahçemize çıkmaktı.
Azat'da benim gibi kendini karın üzerine attı ve gökyüzünü seyretmeye başladık. "Bilmem.İnanmam gerekir mi?"Bu adam her an nasıl beni sinir etmeyi başarıyordu?Daha neye inanması gerektiğini bile bilmiyordu.Ya da benimle dalga geçiyordu.
"Tabi ki inanman gerekiyor!"yattığını yerden kalkıp karşıma oturdu. "O zaman bana mucizelere inanmam için güçlü sebepler söyler misin?"
Bu soru çalıştığımdan yerden gelmişti.Yerdeki karı avuçlayıp güneş ışınlarına doğru tuttum. "Bak görüyor musun?Biri baharı müjdelerken diğeri soğuğu müjdeliyor.Ama ikisi bir araya gelince eşsiz bir görünüm sunuyor."avuçlarımın arasında parlayan kar tanelerine hayranlıkla baktım.Bakışlarımı bu mükemmellikten ayırıp başka bir mükemmelliğe çevirdim.Alnına dökülen saçlarına güneş ışınları vurunca saç rengi bir ton daha açık görünüyordu.Kahverengi gözleri ise bal köpüğünü anımsatıyordu.İşte böyle bir günde ben ona bir kez daha aşık oldum.Hiçbir an eksilmeyen aşkım her gün daha da artıyordu.Azat'ın yakışıklı olması beni kendine aşık etmesinde küçük bir paydı.Büyük payısı ise bakışları alıyordu.O her baktığında ben yaşam enerjisiyle doluyordum.Psikoloğumun dediği doğruydu. 'Sevdiğin insanlara utanmadan,sıkılmadan bak.Onların gözlerindeki yaşam enerjisi gördükçe yaşamdan zevk almaya başlarsın.Onların elini tuttuğunda ise kendini daha güçlü hissedersin."demişti.Ben de her gün ona bakıp kendimi mutlu,huzurlu ve güçlü hissederek güne başlıyordum.Psikolog konusuna gelirsek;1 ay önce Çağrı'yla yaşadığım olay nedeniyle her gün berbat kabuslarla uyanıyordum.Ya beni öpüyor ya da bana tecavüz ediyordu.Annemgilin gidişinden sonra bu kabuslar daha da çok arttı.O yüzden Azat'ın bir süre benim yanımda kalmasına ve düzenli olarak psikoloğa gitmeme karar kılındı.Hevin Hanım'la tanıştığım günden beri kabuslarım biraz olsun azaldı.Sadece bana terapi uygulamıyor,aynı zamanda sohbette ediyorduk.Ona gideceğim günü sabırsızlıkta bekliyordum.Adı gibi o da bir aşk kadınıydı.10 yıllık bir evliliği olmasına rağmen hala kocasına aşıktı.Ve bana hiçbir zaman bulamayacağım bilgiler veriyordu.Onunla sohbet etmek bana iyi geliyor,Azat'la ilişkimizi daha sağlam yürütmeme yardımcı oluyordu.
Ben öyle bir dalmışım ki elimde eriyen kar tanelerini fark etmemişim bile. "Seninle bende bir mucize eseri bir araya geldik.Bu kadar örnek senin mucizelere inanmana yardımcı olmadı mı?"başını sağa sola salladı. "Mucize diye bir şey yoktur Mehir.Evet doğru güneş ışınları ve kar taneleri birbirlerinin zıttı ama bir arada olmaları lazım.Ben Doğuyum sense Batısın ama bizim de bir arada olmamız lazım.Sanırım unuttuğun bir şey var;Zıt kutuplar her zaman birbirini çeker."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...