Bugün Durul proje hazırlayacağı için arkadaşında kalacaktı.Bu çok üzücü bir haberdi.Çünkü aç kalacağımız anlamına geliyordu.Benim beceriksizliğim hat safa da olduğu için makarna dışında yemek bilmiyorum.Ne yiyeceğimizi kara kara düşünürken Azat Efendi bombayı patlattı. "Bana yemek yap kadın?!!"
Kafamı yavaş yavaş Azat'a çevirdim.Koltuğa öküz gibi yayılmış,dizinin üzerine ayağını koymuş oturuyor.Beyimizin Ağalığı tuttu.Üstelik bana KADIN dedi değil mi? Ben doğru duydum. "Anlamadım."Aslında anladım da işime gelmedi diyelim.Çünkü şu an Azat'ı fokurdayan kazanın içine atıp evire çevire kaynatmak istiyorum. "Anlamayacak bir şey yok.Açım ve bana yemek hazırla."
Daha fazla emir vermesine dayanamayıp oturduğum yerden hışımla kalktım. "Öküz gibi oturacağına kalk yap o zaman.Mutfağı koynumda taşımıyorum!"benim sert tepkim karşısında kaşları şaşkınlıkla havalandı.Ama hemen kendini toplayıp kaşlarını çattı. "Evin kadını sen değil misin?Beni doyurmakta senin görevin!"
Ya sabır,ya sabır,ya sabır.Sakin ol Mehir!Öldürdüğüne deymez. "Seni ekmek bıçağıyla deşerim Azat!Sonra yetmez mutfak tüpüyle nefessiz bırakırım.O da yetmez satırla parçalara ayırır her bir parçanı mutfak dolabına dizerim.Yemin ederim ki yaparım.Hiç acımam."öfkeden dönmüş gözlerimle bir kez daha gözlerinin içine baktım.
"Bana emir vererek konuşma bu bir.Bana Kadın diye seslenme bir adım var bu da iki."
Vücudumun her bir dokusundan ateşler çıkarken daha fazla salonda kalırsam katil olacağımı bildiğimden kendimi mutfağa attım.Adama bak be!Hem Ağalık taslıyor hem de emir veriyor.Senin borun bana ötmez Azat Efendi.
Elime aldığım makarna paketini tezgaha fırlattım. "Zıkkım yiye sice."
Evlenince de böyle yaparsa tek cersede boşarım ben bunu.Hatta hiç boşanmayla felan uğraşmayayım yol yakınken şimdi ayrılalım.
Ne yapayım yani yemek yapamıyorum.Yeteneğim yok böyle konularda.Ama bunu sürekli yüzüme vurup,benden yapamadığım şeyleri istemesi doğru değil.
Ne alakaysa ağlıyordum.Sanırım zoruma gitmişti.Erkek milleti değil mi hepsi aynı.Sözde ben bunu herkesin dışında tutuyordum.Ama hata bende.Dengesizlik ırklarında var.
"Mehir ağlıyor musun?"Kapıda Azat'ı görmemle arkamı döndüm ve gözlerimi sildim. "Kendine dışarıdan sipariş et."
Ne de olsa adamlar alışık aynı adrese yemek getirmeye.Ankara'daki bütün hamburgerciler,pizzacılar,kebapçılar kısacası bütün esnaf bizi tanır.Artık adreste almıyorlar.Sesimizi duyar duymaz' hemen getiriyoruz.'derler.O derece beceriksiz bir insanım.
Arkadan kollarını belime ahtapot gibi doladı. "Şaka yapmıştım.Bu kadar büyüteceğini bilmiyordum."
Zaten hep öyle olur.Doğruları söylerler sonra şaka olur. "Eksik yanlarımı yüzüme vurup dalga geçiyorsun."Azat'ı var gücümle itip kendimden uzaklaştırdım. "Bence kendine daha becerikli bir kız bulsan senin için daha iyi olur."
Nasıl olsa çevresinde bir sürü kız var.Çok araştırmasına gerek yok eskilerden biri de olabilir.Beyimizin geçmişi o kadar da temiz deyilmiş bunu da geçen gün öğrendim.
"Mehir !Yapma böyle."
"Ben ne yapıyorum Azat?Söyler misin ne yapıyorum? Kendi kendime trip attım değil mi? Senin hiçbir suçun yokken ben yine saçmaladım özür dilerim."
Yine gözyaşlarımı tutamayıp serbest bıraktım.Eksik yerlerimi çok iyi biliyorum.Bunu Azat değilde bir başkası dese bu kadar tepki vermezdim ama o deyince işler değişiyor.Sevdiğim biri tarafından beceriksiz olarak görülmek canımı yakıyor.AmaAzat da haklı.Kim istemez ki eve gelince mis gibi yemek kokan bir mutfakta lezzetli yemekler yemeyi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...