BÖLÜM 80-Üzümlü kek

7.4K 314 8
                                    



Azat'dan...

"Efendim Anne!!""

"Azat oğlum anneanneni hastaneye kaldırdık."

"Ne?!Büyükannem iyi mi?"

Annemin daha fazla bir şey söylemeyip ağlaması beni daha çok hırpaladı.Yüreğime yerleşen kaybetme korkusu içime dağılırken Mehir şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Hastanedeyiz.Ama durumu ağır."

Tamam biz ilk uçakla geliyoruz."deyip telefonu kapattım.Mehir yanıma sokulup akan gözyaşlarımı eliyle silmeye çalıştı.Ağladığımı bile fark etmemiştim.

Büyükannemi kaybetmek istemiyordum.O,benim hayatımın şekillenmesinde rol oynayan bilge kişiydi.Ne zaman birine ihtiyacım olsa evden kaçıp onun yanına giderdim.Beni kollarının arasına alıp saçlarımı okşardı.Kendi hayat hikayesini anlatır yol gösterirdi.Bir rehber olmadan nasıl yola devam edilebilirdi ki?

Büyükannem annemin bana göstermediği sevgiyi,şevkati göstermişti.Bir kadının nasıl sevileceğini anlatmıştı.Hiçbir şeyden korkmadan karanlığıma basmayı öğütlemişti.Ah büyükannem!Lütfen bırakma beni.

"Büyükanne çok iyi olacak Azat."Hep böyle denirdi değil mi?Ölecekse bile yaşayacak,hastaysa iyileşecek denirdi.Ama ben ilk defa şu an bu söze inandım.Mehir'in güven veren sesi inanmam için çabalıyordu.Ve inanılmaz derecede beni rahatlatıyordu. "Ona bir şey olmayacak değil mi Mehir?"dedim.Küçük bir çocuk gibiydim.Belki de içimde yaşayan çocuğu bastırmamam gerekiyordu.Çünkü o hep vardı.Yaşayamadığım çocukluğumun intikamını benden alıyordu.

Ben çocukluğumu büyükannemin bahçesinde koşturarak geçirmiştim.O,kırdığım vazolar,döktüğüm kurabiye tanecikleri yüzünden beni cezalandırmıyordu.Onun evinde hiç unutmadığım bir anım vardı.

Doğum günümde yine evden kaçıp büyükanneme gitmiştim.Şevkat kokan kollarının arasına alıp beni sarmalamıştı.Sonra da ilk hediyemi vermişti.Küçük kırmızı bir top..Belki hiçbir değeri yoktur ama benim için alınan en değerli ve özel hediyeydi o.Sevinçle bahçeye çıkıp topun peşinde koşturuyordum.Ama nasıl mutluydum.Hayatımda ilk o gün mutluluğun ne demek olduğunu anlamıştım.Topa attığım bir tekmeyle büyükannemin salon camı paramparça oldu.Korku bütün benliğimi sardı.Ellerim titremeye,gözlerimden yaşlar akmaya başladı.Hemen bahçenin arkasındaki çınar ağacının yanına çömeldim.Korktuğumda hep böyle yapardım.Babam ya da annem bana kızacağında beni bulamayacakları bir yere saklanır sakinleşmelerini beklerdim.O zaman da öyle zannetmiştim.Büyükannem o yumuşak sesiyle adımı bağırıyor,her yerde beni arıyordu.Çok geçmeden beni buldu ve yanıma çöktü.Her zaman yaptığı gibi yine göğüsüne bastırıp saçlarımı okşamaya başladı. "Korkma sana kızmayacağım Azat.Kimseye de söylemeyeceğim.Bu bizim sırrımız olsun mu?"heyecanla ve büyük bir rahatlamayla büyükanneme döndüm. "Gerçekten bu bizim sırrımız mı olacak büyükanne?"kafasını olumlu anlamda sallayıp "Olacak."dedi. "Hem küçük erkek çocukları camda kırar,büyükannesinin bahçesindeki çiçek saksılarını da.Kırmayan çocuğa çocuk demem ben."diyerek ekledi.O gün bana gerçekten küçük bir erkek çocuğu olduğumu fark ettirmişti.

Mehir de başımı göğüsüne yaslayınca bir anda yanımda büyükannem varmış gibi hissettim. "Olmayacak Azat.Hem de hiçbir şey olmayacak."saçlarımın arasına küçük öpücükler kondurdu.Büyükannemden sonra güvendiğim tek kadındı.Anneme bile bu kadar güvenmiyordum.O bazen her şeyin düzeleceği konusunda bana yalan söylerdi.Ama ne büyükannem ne de Mehir bana yalan söylememişti.

Beni kendinden uzaklaştırmadan telefonunu çıkardı cebinden. "Bir saat sonraya uçak varmış.Hemen 2 bilet alayım mı?"hiçbir şey söylemeden kafamı salladım.Büyükannemin yanımda olmam gerekiyordu.Ellerini tuttup yanında olduğumu söylemeliydim.Onunla kurduğumuz hayalleri gerçekleştirmeliydik.Sevdiğim kızı ilk onunla tanıştırmam gerekiyordu.Sözümü tutup ilk onunla tanıştıramamıştım.Ama olsun şimdi tanıştırabilirdim.Sonra düğün ve çocuklar vardı.Çocuklarımı onun evine getirip bahçesinde oynayacaklardı.Hatta kırdığım camı onlarda kıracaktı.Sonra en sevdiğim üzümlü keklerinden yapıp onlara kendi elleriyle yedirecekti.

Üzümlü kek...İlk yaptığım yiyecekti.Büyükannemin tezgahına boyum yetişmediği için bana özel olarak yaptırdığı küçük tabureyi koyar ona yardım ederdim.Malzemeleri küçük bir kabın içine koyar ben karıştırırdım.Karıştırırken de her yerime sıçrardı.Ama o yine kızmazdı bana.Yumuşak havlusuyla yüzümü temizler devam etmem gerektiğini söylerdi.Sonra da kendi kuruttuğu üzümleri bana verir,kekin içine dökmemi isterdi.Her şey bittiğinde tepsinin iki ucundan tutar beraber fırına koyardık. "Büyükanne!Çok güzel olacak değil mi kekimiz?"burnuma küçük bir öpücük kondurup "Tabi güzel olacak.Senin leziz parmakların deydi keke."derdi.Hep aynı soru ve hep aynı cevaptı.

Kek 45 dakikada pişerdi.Bunu hala unutmamıştım.Hayatımın en heyecanlı 45 dakikasını kekin pişmesini beklerken geçirmiştim.45 dakika fırının önünde bağdaş kurup pişmesini beklerdim. "Hadi kek çabuk piş.Ben ve büyükannem çok acıktık.Seni yemek için sabırsızlanıyoruz."derdim.Büyükannemde kekin yanında içmemiz için limonata yapardı.Hayatımında içtiğim en güzel limonataydı o.İçine sadece limon sıkmaz birazcık da portakal sıkardı.Portakalları yaz kış olurdu ve buzdolabında saklardı.Birazda kabuğunu rendeler sonra da şeker atıp karıştırırdı.Uzun zamandır içmediğim o limonatayı özlediğimi fark ettim.Sahi ben onu kaç senedir ziyaret etmiyorum?

2-3 yıl..?Belki de 4 yıl olmuştur.


O,beni anlattığı hikayeleriyle büyütmüştü.Kekimizi yerken ve limonatamızı içerken hep bana hikaye anlatırdı.Zaten aklımda kalan çoğu hikayeyi de Mehir'e anlatmıştım.Efsanelere merakım büyükannemden geliyordu.Büyükannem çok bilgi bir kadındı.Mardindeki diğer yaşlı kadınlar gibi cahil ya da geri kafalı değildi.O okumasada birçok şey biliyordu.Ve bildiği çoğu bilgiyi de bana anlatırdı.

Lütfen bırakma beni büyükannem lütfen.Hala hikayelerini,efsanelerini ve hatta üzümlü kek yapıp 45 dakika bekleyecek kadar küçük bir ruhum var.Bunlardan vazgeçecek kadar büyümedim ben.Lütfen bırakma beni büyükannem.

Ta-ta-ta-tammm!!Yeni bölüm geldi.Bugün bir sürü bölüm yazacağım.Ben yazmaya hazırım siz okumaya hazırmısınız Cancanlarım!!Hadi çok bekletmeyelim birbirimizi kaptıralım kendimizi sözcüklerin büyüsüne.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin