BÖLÜM 63-"Elveda Mehir"

10.6K 414 21
                                    



Azat'dan...

"Allah benim belamı versin.Allah beni kahretsin."saçlarımı çekip öfkemi çıkarmaya çalışıyordum.Nasıl yapabilmiştim böyle bir şeyi.Meleğime nasıl yaşatmıştım o anı.Hiçbir şeyi hak etmiyordum.Onu bile.

20.Viski bardağını da duvara fırlattım.Çarpmanın etkisiyle paramparça olmuştu.Tıpkı meleğimin kalbi gibi...Onu böyle fırlatmıştım ben.Böyle paramparça etmiştim.Kendimden nefret ediyorum.

Bir bardağa daha uzanıp kafama diktim.Hayatımda hiç bu kadar içmemiştim.Aslında içkiyi sevmezdim.Arada sırada Çağanla 1-2 duble içerdim.Ama bugün şişenin dibine kadar içmiştim.Belki beynimi uyuşturursama her şey eskisine dönerdi.Ya da sadece kendimi kandırırdım...

21.bardağımı da fırlattım.Bedenim sarhoş olmuştu ama bilincim hala yerindeydi.Belki de böyle olması gerekiyordu.Oturduğum yerden kalkıp kırılan camların yanına çömeldim.

Kırılan bir bardağı eski haline getirebilirsem Mehir'i de getirebilirdim.Birkaç parça cam kırığını yan yana getirip birleştirmeye çalıştım.Ne kadar uğraşsam da olmuyordu.Biraz önce içki içmeme yarayan bardak şimdi sadece bir cam parçasıydı.Elimden akan kanları fark etmemle avcumu açtım.Bir cam parçası elimi kesmişti.Sadece can yakmaya ve bir yerlerimi kanatmaya yarayan aptal cam kırığı...Neden her şey bize benzemek zorundaydı? Neden?

Ağlamamam gerekiyordu.Ama ağlıyordum.Kan damlalarının oluşturduğu gölcüğe gözyaşlarım düşüyor,kanımı dağıtıyordu.

O hep masumdu.Öyle de kalmalıydı.Bana karşı hissettiği duygular o kadar güzeldi ki kendimi uzun yıllar sevgiye muhtaç büyüdüğümü hissediyordum.İlk güvendiğiydim,ilk aldanışı,ilk üzüntüsü belki de onu ilk öldürendim.Ona bunu yaşatmamalıydım.Mutlu sonun masallarda olmadığını ispatlamak istiyordum.Ama yapamadım.Kahrolsun ki yapamadım.

Gözyaşlarım açtığım yaranın üzerine düştükçe canımı acıtıyordu.Acıtmalıydı da.Acı çekmeye ihtiyacım vardı.

Onun,adımı ağzına alma demesi kahretmişti beni.O an ölmek istedim.Varolduğum gibi yok olmak istedim.Hiç yaşamamış olmak belki de en iyisiydi.

En büyük hata benim Bade'nin yanına gitmemdi.Mehir ve benimle ilgili bir şey söyleyeceğini yazan bir mesaj atmıştı.O mesaj beni kandırmak içinmiş meğer.Yanına gittiğimde Çağrıyla ilgili birçok şey saçmaladı.Hiçbiri umrumda değildi.Gitmek için bir adım attığımda kolumdan tutup dudaklarıma yapıştı.Onu kendimden uzaklaştırmak için ellerimi omzuna koyduğum sırada Mehir bizi gördü. "Allah kahretsin."onu kaybetmek istemiyordum.O herkesten farklıydı.O...O çok güzeldi.Çok duru ve masumdu.

Onu tanımadan önce birçok kızla görüşmüştüm.Ama onlarla hiçbir zaman bir ilişki yaşamamıştım.Aramızda hiçbiriyle temas bile olmamıştı.Sadece hayatıma doğru insanı girdirmek istiyordum.Her şeyin ilkini ve özelini yaşamak istiyordum.26 yaşıma kadar doğru kızı bulamamıştım.Ama Mehir farklıydı işte.Ona karşı hissettiklerimi hiçbir kıza hissetmemiştim.Geç bulduğum,üstelik berdelle tanıştığım bu kızı kaybetmek istemiyordum.

Zor bela ayağa kalktım ve bardan çıktım.Bu halde araba kullanamazdım ama başka şansımda yoktu.Arabaya çalıştırdım ve eve doğru sürmeye başladım.Eve gitmemeliydim.Ancak onun varolduğu yerde uyumak istiyordum.Belki de son defa görmekti amacım.Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip arabadan indim.İçkinin etkisiyle sersemleyerek yürüyordum.Merdivenlerden çıkmaya çalışırken kenarda duran vazoyu devirdim.O da paramparça oldu. "Yine birinin kalbini parçaladım."diye mırıldandım.Lütfen,lütfen kimse uyanmasın.Beni kimsenin bu halde görmesini istemiyordum.Ama ışığın yanmasıyla gözlerimi kırpıştırdım.

"Oğlum."annemi uyandırmıştım.Şimdi bir de ona laf anlatacaktım. "Eline ne oldu senin?İçtin mi sen?"annem yanıma gelip hala kanıyan elimi tutup ovuşturmaya başladı.Elimi annemin elinden çekip alnına küçük bir öpücük kondurdum. "Bugünlük sorularında azaat etsen beni olur mu Sultanım?"yüzüme dikkatlice bakıp "Git Mehir'in gönlünü al."deyip yanımdan gitti.Her şeyi anlamıştı.Ah anneciğim!Çok denedim paramparça ettiğim cam kırıklarını eski haline getirmeyi.Ama olmadı.Onlar bile bana inanmıyorsa Meleğim nasıl inansın?

Ayaklarım beni odama değilde Mehir'in odasına götürdü.Kanlı elimle kapı kolunu kavrayıp yavaşça kapıyı araladım.Onun yanına yaklaşmayı bile hak etmiyordum ki ben,nasıl girerdim odasına?Ama girdim işte.

İlk dikkatimi çeken fırlattığı kırmızı elbisesi ve ayakkabılarıydı.Bugün ayrı bir güzel olmuştu.Çok beğenmişti bu elbiseyi.Nasıl giyme derdim ki ona?Herkesin dikkatini çekmişti düğünde.Ama o benimdi.Benim elimi tuttu,benimle dans etti.Sadece bana baktı.

Elbisesini sımsıkı tutup burnuma bastırdım.O kokuyordu.Masumluk kokuyordu.Belki de bir daha bu kokuya asla sahip olamayacaktım.O yüzden derin derin doldurdum ciğerlerime.Yine aptal gözlerimden yaşlar akıyordu.Yine onları bastırmaya çabaladım.Ama bu odada durduğum sürece bu mümkün değildi.Odadan çıkarken bornozuyla yatan Mehir'e döndüm.Madem bu odaya girmiştim ona bir kere de olsa dokunmalıydım.Ona aldığım ayıcığı bağrına basmıştı.O aptal ayıcık bile benden çok onu hak ediyordu.Kimbilir nasıl uyumuştu?Çok ağlamış mıydı acaba?

Saçları ıslaktı.Teni de soğuk.Soğuk suyla yıkanmıştı.Canının daha çok yanmasını istiyordu.Kendine geleceğini düşünmüştür belki de. "Özür dilerim sevgilim.Sana bunları hiç yaşatmamalıydım.Seni kendimden uzaklaştırmamalıydım.En çok sevilmeyi sen hak ettin."yüzünü kapatan saçlarını kulağının arkasına koydum. "Sen hep masalın sonsuza kadar mutlu yaşadılar kısmında olmayı istedin.Bense bir varmış bir yokmuşu seçtim.Özür dilerim.Yok olmak istemezdim.Ya da hayatında hiç olmak istemezdim.Affet beni güzelim."yanağına küçük bir öpücük kondurup arkamı döndüm.

"Azat yalvarırım beni bırakma."

Duyduğum sesle arkamı hızla döndüm.Bu cümleyi bilinçli söylememişti.Sayıklıyordu sadece.Uykusunda bile onu rahat bırakmıyordum.Kendimden bir kez daha nefret ettim. "Emin ol senin yanında olmamam ikimizin için en iyisi birtanem.Elveda Mehir."


BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin