"Bana bir şey söylemeyi unutmuşsun Azat."benim gerçek olup olmadığımdan şüphe duyduğu her halinden belliydi.Haklıydı da.Bir an da kapısında belirivermiştim.Ona doğru bir adım attım ve yüzündeki su damlalarının üzerine parmağımı bastırdım. "Karahindiba çiçeğinin anlamı 'aşkımı sana sunuyorum demek'demiştin.Ama bir şeyi eksik söylemişsin."yüzündeki ellerimi çekip kulağına doğru fısıldadım. "Karahindiba çiçeğinin üzerine basılsa bile tekrar dümdüz durabilir.Yine de aşkımı sana sunuyorum der."dedim.Bilmece gibi konuşuyordum.Beni anlamıyordu biliyorum.Ondan biraz uzaklaştım. "Mehir.Ben hiçbir şey anlamadım.Bunu söylemek için mi geldin?"şapşik tabi ki ona bunu söylemek için gelmemiştim.Onun bu aptal haline güldüm ve elinden tutup içeri geçirdim.Yanına oturup her şeyi anlattım.Mısra'nın bana söylediklerini söyledim.Beni şaşkınlıkla dinledi. "Yani şimdi ben hiçbir şey yapmamış mıyım?"diye sordu.Ona biraz daha sokuldum. "Yapmamışsın sevgilim.Sen dokunmamışsın bile.Ben onu öpmediğini de biliyorum.Her şey o yılan yüzünden oldu.Ama artık hiçbir önemi kalmadı.Bak biz yine beraberiz.Ben senin yanındayım."söylediklerim karşısında rahatlamıştı.Derin bir nefes aldı. "Oh be!Yemin ederim ruhum bedenimden ayrılmıştı.Bedenim başka bir şey yapıyordu,ruhum başka bir şey."onun yaşadıklarının aynısını ben de yaşamıştım.Hatta daha beterini.Kendimi huzur bulduğum kollarına tekrardan attım.Bir zamanlar yabancı hissetmiştim burda kendimi.Ama şimdi benimdi buralar.Olmam gerektiği yerdi.Gözlerimi sıkıca yumdum ve kokusunu içime çektim.Banyo yapmıştı.O bildiğim kokusu daha taptazeydi.
Seni o kadar çok seviyorum ki;senin yanındayken her şey bir başka gözüküyor gözüme,gerçek mutluluğu yaşıyorum,dokunduğun topraklarım yeşeriyor.Yaşadığımı anlıyorum senin yanında.Güvende oluyorum.Kimsenin sen yanımdayken bana zarar veremeyeceğini biliyorum.
Sen sadece bana aitsin.Kimse paylaşmak istemediğim değerlimsin...Bitmeyen nefesim,bitmeyen sevgimsin.Sen benim sevdalımsın Azat'ım.
"Bir daha asla bırakma beni tamam mı?"
"Tamam."başıma küçük bir öpücük kondurdu.Bende boynunu öptüm.
"Seni kaybetmeyi göze almayacak kadar çok seviyorum."
"Seni kaybetmeyi gözealmayacak kadar çok seviyorum."ikimizde birbirimize aynı cümlelerikurmuştuk.İşte buydu benim huzurum,buydu benim mutluluğum,buydu benim hayatım.
"Je suis heureuse avec toi vous."dediğini anlamamıştım.Ama Fransızca bir şey demek olduğunu tahmin etmiştim.Saçlarımı okşarken "Ne demek olduğunu biliyor musun?"dedi.Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Ben seninle mutluyum!"
"Anlamı bu mu?"
"Evet."
Hiçbir zaman dilim dönmeyecek olan cümlenin anlamı Ben seninle mutluyum demekmiş.Göğsünden başımı kaldırıp onun gözlerine baktım. "Je t'aime tellement."dilim onun kadar dönmese de bildiğim tek Fransızca cümleyi söyledim.Bu cümlenin bende bir anısı vardı.
İlkokul 3.sınıftım.Sınıfımıza yeni bir çocuk gelmişti.Annesi Fransız, babası Türktü.O yüzden çat pat Türkçe konuşuyordu.Babası Türk okuluna gitmesini,annesi de Fransız okuluna gitmesini söylemiş.O yüzden ikisininden dedikleri olmuş ve Ahmet Aron 2 yıl Fransız,2 yılda Türk okuluna gitmeye karar vermiş.O,okula geldiğinde herkesin dikkatini çekmişti.Tabi ben hariç.Çocuk Türkçeyi öğrendikçe beni derslerde geçmeye başladı.Ben de o zamanlar sınıf birincisiydim.Bu durumu hazmedememiş çocukla kavga etmiştim.O günden sonra çocuğun bana ilgisi arttı.O zamanlar aşk,sevgi ne bilmezdik.Ben onun bana gülümsemelerine karşı ölümcül bakışlar atardım.Okuldan gideceği gün yanıma gelip 'Je t'aime tellement.'demişti.Anlamını söylemeden de gitmişti.Uzun araştırmalarımın ardından 'Seni seviyorum' demek olduğunu öğrendim.O günleri şimdi gülerek hatırlıyordum.
"Neye düşünüyorsun öyle?"Azat'ınsorusu üzerine anılarımı ardımda bıraktım. "Yapacağımız yeni başlangıçlarıdüşünüyorum sevgilim.Gelecekteki bizi düşlüyorum...
Ateş suya su ateşe hasret bu hikayede...Buharda olsalar külde olsalar asla ayrılamaz onlar...
Ben yazmaktan bıkmadım sizlerse okumaktan.Aramızda ne güzel bir bağ var.Sizlerle mutluyum.Elimden geldiğince güzel ve anlamlı yazmaya çalışıyorum.Ne kadar başarılı oldum bilmiyorum.Ama tatlış yorumlarınızı okudukça nedense duygulanıverdim.Kendimi yazar olarak hissetmemi sağladığınız için hepinize teşekkür ederim.Sizin yeriniz kalbimin en güzel yerinde.Kocaman bir aileyiz..
(Bakın barıştırdım üzmedim sizi!Sizde yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General FictionHerkes sevilmek, herkes âşık olmak ister. Peki, aşkı bulacağına inanır mı herkes? Kahramanlarından çok aşk hikâyelerini sevmez miyiz hep? Hayatta bazı şeyler çok değerlidir. Karşınızdaki insanın sizin içinizi görebilmesi... Kalbinizi dinleyebilme...