Multi: Melina Afra
Evet,8 yıldır görmediğimiz aile dostumuza gidecektik bugün.Nerden çıkartmışlardı bu buluşmayı anlayamadım.Hayır yani,siz büyükler gidin toplanın,konuşun neden bizi de sürüklüyorsunuz?
İşte bu yüzden sabahın 11'inde annem beni kaldırıyor.Şimdi siz 11 sabah değil diye homurdanırsınız,fakat ben 5'e kadar uyuyan bir kız olarak 11'i sabah biliyorum.
"Anne,ben gelmesem olmaz mı?" Dedim ağlamaklı sesimle.Biliyordum izin vermeyecekti ama denemekten zarar gelmez.
"Melina, bana bak her seferinde böyle yapıyorsun seninle fena bozuşacağız. Özlemedin mi kızım Derin'i , Baran'ı?"
Özledim tabiki de ama hiç halim yok ve gitmek istemiyorum.Ne kadar görmek istesem de..
Sessizce ofladım, "Tamam anne ama baştan söyleyim sana ben gitmek istediğimde sorun çıkartmayacaksın."
"Tamam annecim hadi giyin gideceğiz bir kaç saate kadar. Ben kahvaltıyı hazırlamaya gidiyorum."deyip çıktı.Ne giyeceğim ki ben?
Hemen kalktım lavaboya girip elimi,yüzümü yıkadım ve odama girdim.En iyisi pantolon ve kazak.
Gardrop'umu açtım ve içerisinden yüksek bel kot ve hardal rengi kazak aldım.En rahatı bu.
***
Kahvaltımızı ettik,daha doğrusu öğle yemeğimizi yedik.Yemekten sonra annemi bırakıp,odama girdim.Derin'i çok özlemiştim. Yatağımın üstüne atlayıp,uzandım.
"Melina,baban aşşağıda bizi bekliyor kızım hadi"
"Tamam anne" diye bağırdım.Hızlıca
çantamı,telefonumu aldım.Hardal rengi botumu giydim ve evden çıktım.***
"Hoşgeldiniz." Diyen Meltem teyzeye tebessüm ettim.Hiç değişmemişti.
Klasik selamlaşma sonucu babam bizi bırakıp Selim amcanın yanına gitti,onunla birlikte geleceğini söyledi."Meltem teyzecim,Derin nerede?"
"Şimdi gelir kızım.Okula kaydını yaptırmaya gitmişti."
"Peki" deyip koltukta yayılmış vaziyete geçtim.Neyse ki annemle mutfaktaydılar yoksa annemin onaylamaz bakışlarına maruz kalacaktım.
Telefonumdan en slow şarkıyı açtım.Dedim ya,kendimi iyi hissetmiyorum.
Tam mayışıyordum ki annemin;
"Melina, kapıyı aç!"diye bağırmasıyla yerimden fırladım ve kapıya koştum.Kapıyı açtığım an karşımda uzun boylu telefonla konuşan bir çocuğu beklemiyordum.
Gözleri bende oyalandı ve kapı numarasına baktı.Sanırım yanlış yere geldigini düşündü.Sonradan salak bakışımı kestim ve
"Hoşgeldin." Dedim.Başını salladı ve bakmaya devam etti aynı sırada telefonla konuşuyordu.Biraz daha öyle kalınca, mal gibi kapının önünde durduğum aklıma geldi ve hızlı bir şekilde geri çekilip,elimle geçmesi için işaret yaptım.Gülümsedi ve içeri girdi."Abartmaktan sakın vazgeçme.Her zaman sen haklısın değil mi?Hatanı bulana kadar arama Nihal. Kalbini kırarım ve inan bunu yapmak istemiyorum." Deyip kapattı telefonu ve bana döndü.
"Afra?" İşte kimisi Melina kimisi Afra diyordu. Bence en iyisi Melina idi.
"Evet,Baran"dedim.
"Hoşgeldin,uzun zaman oldu."dedi çantasını yerine koyarken.
"Aynen, çok uzun bir zaman oldu.Şaşırdım seni böyle gördüğüme." Dedim gözümü gözünden ayırmadan. En son gördüğümde yerden bitme bir çocuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ
Teen Fiction- Ve kadın, kül olacağını bile bile ateşe sevdalandı- Çocukken dinlediğimiz masalları hepimiz hatırlarız. Kül kedisi ayakkabıyı giyer, kurbağa prense dönüşür, uyuyan güzel bir öpücükle uyanır. Sonra sonsuzsa kadar mutlu yaşarlar.. Peri masalları ha...