-38-

5.4K 215 22
                                    





Karşımda ki denize dalıp giderken yanımda ki hareketlilikle kafamı yan tarafa çevirdim.

"Nasılsın?"

Alışılagelmiş Her zaman ki sorular işte.

"Berbat Yağız. Niye cevabını bildiğiniz soruları soruyorsunuz?"

"Özür dilerim..."

Cevap vermedim.

"Kaç gün oldu?"

Bakışlarımı denizden ayırmadan zorda olsa cevap verdim.

"12 gün oldu."

"Çok ani karar verdiniz Afra. Nişan...Evlilik bunlar çok önemli ayrıntılar. Siz daha birbirinizi tanımıyorsunuz."

Cevap veremedim çünkü doğru söylüyordu. Gerçekten onu tanıyamamışım. Ben Baran'ımı tanıyamamıştım.

"Üzülmeni istemiyorum."

"Üzülmemi istemiyorsanız bana onu hatırlatmayın!"

"Özledin mi?"

En sahte gülüşümü sergiledim. "Özlemem bir işe yaramıyor." Diyerek ellerimi iki yana açtım. "Baksana, Ortalıklarda yok! Haberini alamıyorum!"

Bu sefer o Cevap vermedi.

"Sana söyleyeceğim."

Kaşlarımı çattım. "Neyi?"

"Nerde olduğunu."

"Biliyor muydun Yağız?!" Sinirle ayağa kalktım, "Ya acı çektiğimi görmediniz mi? Biliyordun da neden söylemedin ha?"

"İstemedi söylememi Melina. Gel otur." Elimden tuttu ve beni tekrar oturttu.

"Sana akşam 7 gibi mesaj atacağım. Oraya git."

Kafamı salladığımda , "Bende gelirim istersen." Dedi.

"Hayır tek başıma giderim ben."

"Tehlikeli ama Melina. Çok tehlikeli."

"Ne gibi?"

"Gidince görürsün. Seni yönlendirirler."

-----

Heyecanla taksinin gelmesini bekliyordum.
Onu görecektim ve çok heyecanlıydım. Bir sağa bir sola volta atarken taksi sesiyle evden çıktım. Merdivenleri ikişerli ikişerli indim ve kendimi taksiye attım. Kağıdı abiye uzattıktan sonra iyice sindim koltuğa. Hava karanlık olduğu için etrafı pek göremiyordum. Tam tamına 22 dakikanın sonunda karanlık ve tenha bir yerde durmuştu taksi.

"Burası kızım."

Ücreti ödedim ve ürkekçe taksiden indim. Boş bir araziydi ve her yer çöptü. Bir kaç çocuk dışında kimse yok gibiydi. Yürümeye başladığımda bir kaç gencin bana baktığını hissettim ve daha da hızlandım. Sol taraftan vuran ışıkla oraya doğru gittim. Kapıyı tıklattım ve hiç beklemeden içeriye girdim, ya da daldım.

Ellili yaşların sonunda bir adam oturuyordu. Çekinerek içeriye girdim ve kapıyı kapattım. Adam hâlâ bana bakmamıştı çünkü tüm dikkati önünde kitaptaydı.

Adam  beni fark etmiş olacak ki kafasını kaldırdı. Ben bir iki adım geri giderken adam gözlüğünü çıkartmıştı ve bana anlamayan gözlerle bakıyordu.

"Sen de kimsin?"

"Şey... Ben..."

Öksürdüm, "Ben Baran'ı arıyordum tabii tanıyorsanız."

SON BAKIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin