Şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim!"...Ama Baran bizim müzik yarışmamız var.Sorun şu ki Rüzgarla söyleyeceğim,"derken kolamı açtım ve bardağa boşalttım.
"Of Melina iyi peki.Ama sakın temas kurayım deme,Allah şahidim olsun basarım orayı kırarım o elini kolunu,"deyip çatalı patates kızartmasına daldırdı.
Bu haline güldüm.
"Tamam be bro sakin ol,"
"Mezuniyet yemeğiniz ne zaman?"
Bu ani sorusuyla düşünmeye başladım.
Kolamdan bir yudum aldım.
"5 Nisan..,""Niye bu kadar erken?"dediğinde 'bilmiyorum' der gibi omuzlarımı yukarı kaldırdım.
"Aslında...Karneyide 25 Mayısta alacağız.Üniversite için imkan tanıyorlar herhalde.Ben daha İstanbul'a gideceğim.Yetenek sınavı falan olacağım.Kazanırsam zaten İstanbullu olacağım,"deyip saçlarımı savurdum bir mutlulukla.Ama Baran'ın yüz ifadesini görünce kalbim bin parçaya bölünmüştü.
Üzgün çıkan sesimi umursamadım. "Noldu?"
"Hi-hiç,"kekelemişti.
"Baran.."derken gözlerim dolmuştu bile,havada esince tam olarak karşımdaki Baran'ı göremiyordum.
"Gerçekten gideceksin..Hem de bir kaç ay sonra,"
Bakışlarını benden kaçırdı.
Yarım yamalak gülümsemeye çalıştım. "Kopmayız ki biz.Yani,en azından bu sefer.Buluşuruz gene,"
Gözlerimin içine baktı. "Gülemiyorsun.."
"Gözlerinden damlalar akıyor,farkında değilsin,"diyerek devam ettirdi.
"O kadar..Masum bakıyorsun ki Melina.İnsan her pisliğinden arınıyor.O güzel bakışın insanı tekrar yaratıyor,"
Allah'ım...
"Ya Baran demesene öyle,ağlarım bak,"derken gözlerimin altını sildim.
"Tamam,tamam. Bak birde burası bizim yerimiz olsun. Ne olursa burda buluşuruz." derken kendi yemeğini yemeye başladı.
Gülümsedim. "Burası bizim yerimiz..."
~•~•~•
Yemeğimizi yedik ve şu an çalışan bir çocuktan dondurma istemiştik ve gelmesini bekliyoruz.
"Ee, kavalyen kim olacak,"deyip gözlerini gözlerimle buluşturdu.
"Ne kavalyesi?"diye sordum.
Mezuniyetten mi bahsediyor?
"Mezuniyet için diyorum kavalyen kim olacak?"
"Hee,şey...Bilmiyorum"
Harbiden ben kiminle gideceğim?
"Benimle,"diyerek ağzının kenarını sildi.
"Seninle?,"
"Gitmek istediğin birisi yoksa,ben gelirim." dediği anda,şok olmuştum.
"Şey...Olur."Dedim.
"Harika, o zaman dondurmamızı yiyelim,"derken çocuk masaya dondurmayı bırakmıştı.
~•~•~•
"Bu gün için teşekkür ederim.Teklifin için de."derken kapıyı açıp iniyordum ki eliyle kolumu tuttu ve geri oturttu.
"Asıl ben teşekkür ederim..Teklifimi kabul ettiğin için de,"deyip yavaşça yanıma yaklaşıyordu ki aniden geri çekilip güldüm ve,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ
Teen Fiction- Ve kadın, kül olacağını bile bile ateşe sevdalandı- Çocukken dinlediğimiz masalları hepimiz hatırlarız. Kül kedisi ayakkabıyı giyer, kurbağa prense dönüşür, uyuyan güzel bir öpücükle uyanır. Sonra sonsuzsa kadar mutlu yaşarlar.. Peri masalları ha...