65. Bölüm
*Belki bir gün...*YAKLAŞIK 1 AY SONRA....
"Kendine dikkat et.." dedi Aras sımsıkı sarılarak. Gözlerimi ağırca kapatıp açtım. "Herşey için teşekkür ederim..." geri çekildiğimde gözlerinin yaşlı olduğunu fark ettim. Gülümseyerek gözyaşını sildim. "Ulan okul bittikten sonra zaten geliyorsunuz, ağlama!" Gülerek başını salladı. Yanağına bir öpücük bırakıp son kez sıkıca sarıldım. Duru'ya döndüğümde onunda Aras'tan farkı yoktu. "Gel kız buraya!" Kollarımı iki yana açtığımda hemen sarılmama karşılık verdi. "Keşke biraz daha zamanımız olsaydı..." dedi. Gülümsedim, "Bu kadarı bile o kadar fazla ki Duru... biliyorsun, Baran'ı da yalnız bıraktım. O da çok kötü orada."
Başını sallayarak yüzünü sıvazladı. "Ama değdi, çünkü başardın. O sertifikayı aldın." Gülümsedim. "Şükürler olsun."
Uçağın anons sesiyle ikisiyle de son kez sarıldım. "Kendinize iyi bakın!" Dedim ve el sallayarak uçak bekleme salonuna girdim. Omzumun üzerinden onlara baktığımda tebessüm ettim.
Baran'la en son dün konuşmuştum. Derin'le Akın'a çok sinirli olduğu için sakinleştirmeye çalışmıştım. Ve evet, o bilmiyordu döneceğimi.
Uçağa binmeden önce kızlara uçağa bindiğime dair mesaj attım. Telefonumu kapatıp cebime sıkıştırdım ve ait olduğum yere gitmek için uçakta ki yerimi aldım.
Yaklaşık 8 SAAT SONRA...
"Eee orada havalar nasıl?" Dedi Derin merakla bana bakarak. "Kızım görüşmeyeli baya meraklı olmuşsun! Yarım saattir yaşadığım her anı detayıyla anlattım zaten!" Güldü ve elini elimin üzerine koydu. "Bir daha gitme..."
Gözlerimi kıstım ve sırıtarak, "Baran başınıza kaldı diye diyors-"
Başını iki yana salladı ve lafımı bitirmeme izin vermeden kendi devam etti; "Abim ölüden farksızdı Melina... o kadar anlamsız geliyordu ki yaşadığı hayat... ben korktum birşey olacak diye. Sana tutundu, geleceğin günü bilmemesine rağmen gün saydı. Herşeye, herkese boş boş bakıyordu. Ne zaman senin adın geçse gözleri parıldıyordu..." gülümsemesi yayıldı. "Hayat sizi birleştirerek ne güzel birşey yapmış."
Yutkunmaya çalıştım.. bazı şeyler yüzüne sonradan çarpıyor ya, pişman oluyorsun ama herşey için çok geç oluyor. O an ayrı bir pişmanlık yaşıyorsun. Şu an hissettiğim şeyi çözmüş değilim. Hem iyi geldi diyorum hem gittiğim için lanet ediyorum, hem o sertifikayı kazandım diye dünyalar benim olmuş gibi seviniyorum hem bu sertifikanın sadece bir kağıt parçası olduğunu, hiçbir anlam ifade etmediğini düşünüyorum. Keşke hiçbir şey düşünmesem.
Arya'yı karnı burnunda bir halde gördüğümde içim bir an kıpır kıpır olmuştu. Bir canlı getirecekti dünyaya, bu muazzam bir his olmalıydı. Bir an kendimi Arya'nın yerine koydum ister istemez. Sanırım ailemizin büyümesini istiyor olabilirdim. Bizim cicim aylarımız geçmişti Baran'la.. gerçek bir aile olmuştuk. Aşkımızın bir meyvesi olsa çok güzel olurdu. Yani, öyle olacağını düşünüyordum.
Akın, Baran'ın eve geçtiğini söyleyince bende ayaklanmıştım.Kızlarla vedalaşıp, arabaya bindim. Akın sağ olsun beni eve bırakmıştı. "Bir daha gitme maviş." Gülümsedim, "Bir daha zor giderim.." dedim ve kemerimi çözüp arabadan indim. Akın da benimle birlikte inip valizimi aldı. "Ben taşırım." Diyip valizi elinden aldım. Dış kapının önünde ki adam selam verip kapıyı açtı. Bende başımla selam verip içeri girdim. Ali koşarak yanıma geldi, "Valla geldin." Diyerek boynuma atladı. Gözlerimi irileştirdim. "Sakin, ali." Diyerek geri çekildim. "Baran içeride dimi?" Eve baktım. Işık açık değildi. Ali'ye döndüm. "Evet, içeride." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ
Teen Fiction- Ve kadın, kül olacağını bile bile ateşe sevdalandı- Çocukken dinlediğimiz masalları hepimiz hatırlarız. Kül kedisi ayakkabıyı giyer, kurbağa prense dönüşür, uyuyan güzel bir öpücükle uyanır. Sonra sonsuzsa kadar mutlu yaşarlar.. Peri masalları ha...