-35-

6.8K 265 15
                                    

HEYYO!

Hadi bakalım, dadanın vote+Comment😝😉



Dünyam başıma yıkılmıştı. Artık hiç bir şey hissedemiyordum. Ağlamamıyordum bile. İstediğim Melina'nın uyanması ve bu kabusun bir an önce son bulmasıydı.

Mektubu okuduktan sonra kendime gelemedim. Resmen veda etmişti bana. Bana bu yükü bırakıp nasıl olurda gidebilir? Nasıl yaşayacağımı düşünebilir? Ya nasıl onunla kurduğum hayalleri başkasıyla yaşamam gerektiğini düşünüp söyleyebilir?! Aklım almıyor!

Yazılan bir kaderimiz var. Bunun önüne geçmekte bize düşüyor. Sonuna kadar savaşacaktık.

Doktor odadan çıkınca direk yanıma geldi. Simge teyzem, Selim amca, annem , babam ve Melina'nın amcası bize gitmişlerdi. Simge teyze perişan olduğu için dinlenmeye ihtiyacı vardı.

"Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum."

Kaşlarımı çattım, "Sorun mu var doktor?!"

"Maalesef."

Dik durmaya çalıştım. Ne kadarda güçlü görünsemde, aslında hiç öyle değilim. En azından şu an. Sanki ruhumu teslim etmişim gibi hissediyordum. Daha doğrusu, hissetmiyordum."Söyleyin."

Adam gözlerini kaçırdı.

"Muhtemelen son saatleri. Görüşebilirsiniz. Şuuru açık ama tepki gösteremiyor."

İşte o an kelimelerin kifayetsiz kaldığı an. Hiç bir şey diyemiyor, hareket dahi edemiyordum. Bunun gerçek olmaması için dua ediyordum sadece. Ölmez değil mi? Baran'ını yalnız bırakmazdı değil mi? Kahretsin! BIRAKTI! SAVAŞMADI! SAVAŞACAĞINA DAİR SÖZ VERMİŞTİ! GİTTİ! BIRAKTI BENİ!

Bir umut odaya attım kendimi ve kapıyı kapattım. Yavaşça yatağa doğru ilerledim. Böyle olmamalıydı!

"Meleğim... Yine ben geldim." Gülümsedim.

"Doktor yalan söylüyor. Uyanacaksın. Ben İnanıyorum. Sevginin, aşkın aşamadığı hiç bir hastalık yok. Ben sana olan sevgimle kaldıracağım seni ordan. Benim sevgim ikimize de yeter güzelim." Elimi elinin üstüne koydum.

"Evet ellerin soğuk ve her zamankinden daha küçük. Olsun ben seni her türlü severim. Ölümümde bile," yavaşça eğildim ve alnına bir öpücük kondurdum.

"Perişanım be güzelim... Uyan yalvarırım uyan. Melek yüzlüm..."

Gözlerimi kapattım.

"Gerçekten sana çok kızacağım uyandığında. Beni böylesine korkuttuğun için. Çocuklarımıza da anlatacağım. Anneniz beni çok üzdü diyeceğim. Hiç unutamayacağım şeyler yaşattı diyeceğim. Sonra oturup birlikte güleceğiz. Değil mi meleğim?"

Ağlamaklı sesimle, zoraki bir şekilde gülümsedim.

"Hadi... Hadi Melina'm hadi Meleğim aç şu gözlerini. İhtiyacım var sana... Hadi... Hadi... Lütfen. Yalvarırım."

Yere eğildim ve gözyaşlarımı sildim.

"Kalk Melina kalk."

Odaya giren doktorla ayağa kalktım. Melina'nın yanına gitti ve nabzını ölçtü. Yandaki alete gitti gözlerim. Atmıyordu! Kalbi atmıyordu! Hayır? Hayır... aklımı yitiriyordum!

"Olamaz!"

"Sakin ol."

Kafamı delirmişcesine iki yana salladım. "Hayır! Hayır! Ölemez! Olmaz! Ölmesin ne olur."

SON BAKIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin