-54-

3.7K 158 9
                                    




54.Bölüm: Anılar
*İlk kez burda iltifat etmiştim ona...*

*Şarkıyla okumanızı tavsiye ederim.*









"Bitti mi yani?" Dedi Mert kahkaha atarak. "O or- yani aptal hayatımızdan çıktı mı?" Mert neredeyse halay çekecek duruma gelmişti. Evet, anladığınız üzere Arzu'dan boşanmıştım. Neden sorun çıkartmadığını anlamamıştım ama birşeyden korktuğu apacık belliydi. Arzu bu kadar çabuk kabullenmezdi.

Akın sırıtarak bana baktı ve elini omzuma koyarak sıktı. "Hayırlı olsun abi. En iyisiydi."

Evet, en iyisi buydu. Yapmak için geç kalsam da....










Odanın kapısı aralanınca kaşlarımın altından gelene baktım. Akın gülerek ayağa kalktı ve Derin'e sarıldı. Bunların birlikteliğine hâlâ alışmamamıştım anasını satayım. Derin çantasını koltuğa attı ve yanıma geldi. Birkaç saniye çatık kaşlarla yüzüne baktım. Dayanamayıp, "Gel buraya! Bücür!" Dedim ve kollarımın arasına aldım. Saçına öpücük bırakıp geri çektim.

"Abi ya, Arzu'dan boşandığını duyunca bildiğin," dedi ve kahkaha attı. "Çıvdırdım."

Mert hunharca gülerken biz Akın'la birbirimize bakıyorduk, 'Ne diyo bu anasını satayım' bakışıydı bunlar aslında. Kapı tıklatıldı ve hafifçe aralandı. Gökçen kafasını bize gösterince kaşlarımı çattım. "Vaziyet plan skeçlerini bilgisayarınıza işledim Baran bey." Deyince kafamı salladım. Derin elini koluma koyarak başını omzuma dayadı.

Gökçen odadan çıkmadan önce, Bir ses odada yankı yarattı.

"Gökçen ya, ağrı kesicin var mı kız?"

Derin'in kolumdaki eli anında gevşedi. Ağır bir modda yerinde dikleşti. Olayı anlayan Mert ve Akın da hemen ayaklandı. Derin düz bir şekilde kapıya bakıyordu. Ruhsuzca ayağa kalktı.

"Derin.." dedi Akın yanına giderken.

Derin adımlarını hızlandırınca bende ayağa kalktım ve arkasından gittim. Kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Akın, Mert ve ben Derin'in arkasına dizilmiştik.

"Melina?" Diye mırıldandı. Bu ses tonu canımı acıtmıştı. Çisil bir adım atmıştı ki yerinde durdu. Yavaşça arkasını döndü ve Derin'e baktı.

Derin'in ağzından bir hıçkırık kopunca hemen ağzını kapattı ve bize döndü yaşlı gözleriyle. Bakışlarımı kaçırdım. "N- nasıl? Aman Allah'ım Melina! Sen, ah-" Derin cümlesini tamamlamadan hıçkırıklarıyla beraber Çisil'in üzerine atladı ve onu ahtapot misali sardı kendine. Başımı eğdim.Çisil durumu anlamış olacak ki şefkatle gülümsedi ve Derin'in sarılmasına karşılık verdi. Mert gözyaşlarını silerek odaya girdi. Melina'yı ne kadar çok sevdiğinin farkındaydım, arkadaşça ama, kıskanıyorum anasını satayım bana ne. "Şükürler olsun Allah'ım sen yaşıyorsun! Canım, canım kardeşim... seni ben çok, çok özledim biliyor musun? Sen yo-"

"DERİN!" Diye sesimi yükselttim. Bu kadar kaptırmamalıydı kendini, benim yaptığım hatayı yapmamalıydı. Derin, Çisil'den ayrıldı ve bana döndü, "Abi bunu bana nasıl söylemezsin ya?!" Sesi titredi, "NASIL?!"

Çisil bir bana bir Derin'e baktı. Kafası karışmıştı belli ki. "Derin, o Melina değil."

Kahkaha attı ama Kahkahası tüm şirketi inletecek türdendi. "Nasıl Melina değil ya? Şaka mısın sen?" Tekrardan Çisil'e döndü. "Kızım saçların dev yakışmış." Diyerek Çisil'in saçlarını karıştırdı.

Çisil, tepkisizce Derin'e baktı... baktı... baktı ve sonunda gülümsedi. Bu gülümsemesi Melina'ya benziyordu ama. Afalladım. Düşündüğüm şeyle, afalladım.

SON BAKIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin