-53-

3.8K 164 29
                                    

Rahatlayın.... tüm kötü düşünceleri, olayları bir süreliğine rafa kaldırın.

Ve sen, bunu okuyan kişi. Kimsin, bilmiyorum. Nerde yaşıyorsun, bilmiyorum. Neler yaşadın, onu da bilmiyorum. Hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Tek bildiğim şey çok güçlü olduğun. Bütün zorluklara göğüs gerdiğin. Sen çok özel bir insansın, bunu unutma. Aynanın karşısına geç ve kendinden özür dile. Kendine yaptığın haksızlıklar için özür dile. Kendini, güzel ruhunu sakladığın için bir kez daha özür dile. Dışarıda, okulda.... herhangi bir yerde başın dik yürü. Kimin ne dediğini umursama olur mu? Çünkü sen bütün zorluklara rağmen ayakta durabilen çok güçlü bir insansın. Kendine daha fazla haksızlık etme. Her zaman gülümse :) Sen gülümseyince her zamankinden daha güzelsin. 🌹







Saat yediye gelirken kısa bir duş alıp, takım elbiselerimi üzerime geçirdim. Arzu en minisinden bir elbise giyince kafamı iki yana salladım. Kendi kendini davet ettiren bir sürtüktü.

"Arzu parfümü mü nereye koydun?" Dedim şifoniyere bakarken. Evimde kaldığı gibi eşyalarımın yerini de değiştiriyordu. "Burda sevgilim." Elime parfümü verince dişlerimi gıcırdattım ve üzerime birkaç fıs sıkıp dolabımın içine bıraktım. "Eşyalarımın yerini sakın değiştirme," odadan çıkacağım sırada yerimde durup arkama döndüm. "Hatta eşyalarıma dahi dokunma."

Merdivenleri ineceğim sırada aklıma gelen şeyle elimi yumruk yapıp alnıma vurdum. Saatimi unutuyordum az daha. Tekrardan odaya girdiğimde, Arzu da eş zamanlı lavabodan saatimle birlikte çıktı. Dişlerimi sıktım. Kötü birşey yapmak istemiyordum. Hayır, sakin olacaksın Baran.

Beni ilk defa zorlamadan saati elime verdi. "Çıkalım artık." Dedi şirin çıkarmaya çalıştığı sesiyle. Yüzümü buruşturdum. Ne kadar itici olduğunu keşke görebilse..







*



"Bizde yeni taşındık zaten." Dedi Güney biradan bir yudum daha alırken. Evin içerisinde çok kişi olmamasına rağmen gürültü vardı. Ellerimi şakaklarıma götürüp ovaladım. Geleli neredeyse beş dakika olmuştu ama yine de başım ağrımıştı.

Akın etrafta gözlerini gezdirirken tam arkamda ki bir yerde çakılı kaldı gözleri. Kaşlarımı çattım, "Ne oldu lan?" Öylece arkama bakmaya devam edince omzumun üzerinden arkama baktım.

Yutkunmaya çalıştım,

Melina?

"Hoşgeldiniz." Dedi masaya doğru gelirken. Hâlâ beni görmemişti. Güney, "İşte karım." Diyerek, Melina'yı kendine çekti ve boynuna bir öpücük bıraktı. Ellerimi yumruk yaptım. Mert ve Akın'ın ağzı 'o' şekline girerken, Melina gülümseyerek onlara bakıyordu. Sonunda gözleri beni bulunca dudakları aralandı. Tek kaşını kaldırdı ve Güney'e döndü.

"E-evli misiniz?" Dedim kekeleyerek. Güney gülümseyerek Melina'ya baktı. Kaşlarım havalandı.

"Ben Çisil Deran." Akın ve Mert'le el sıkışıp bana döndü. Gözlerimi gözlerinden ayırmadım. Elini bana uzattığında titreyen ellerimi umursamadan elini sıktım. Geri çekmek için hareketlendiğinde daha fazla sıktım ve gözlerinin içine baktım inatla. Sorarcasına baktı. "Melina?" Dediğimde, "Çisil." Diye tısladı ve elini geri çekti.

SON BAKIŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin