"Baran, bırakma beni... yalvarırım.." birinin beni öptüğünü hissettim, elime dokunduğunu, saçlarımla oynadığını, birinin nefesini dudaklarımda hissettim. Korkuyla gözümü açtığımda gözlerimin önünde ki kişiye baktım. Dudaklarımın arasından hıçkırık koptu, ellerim yavaşça yanaklarını buldu. İnanmayarak, "Yaşıyorsun..." dedim.Gülümsedi ve alnımdan öptü. "Sadece kötü bir rüya gördün güzelim, yanındayım..." ellerimi boynuna çıkardım ve sarıldım. Sım sıkı sarıldım. Dudaklarımın arasından hıçkırık koptu, saatlerce Baran'ın omzunda ağladım. Bu iyi gelmişti... yaşıyordu. Lanet olsun! Nasıl bir rüyaydı o?!
Baran'ı ölü olarak görmüştüm! Düşündükçe ağlayasım geliyordu.
Yüzümü avuçlarının arasına aldı. "İyi misin?" Başımı belli belirsiz salladım. Alnıma öpücük bırakıp geri çekildi. "Çok terlemişsin. Bir yıkan istersen."
"Sen ne zaman geldin..." diye sorduğumda üzerinde ki gömleğin düğmelerini çözmeye başladı. "Birkaç saat oldu."
Başımı sallayıp lavaboya girdim. Suyu ayarladıktan sonra üzerimdeki fazlalıkları çıkartarak küvete adım attım.
Mutfakta ki işlerimi bitirip salona geçtim ve kendimi Baran'ın yanına attım. Tekefonumu elime alıp gezinmeye başladığım sırada bir çift gözün üzerimde olduğumu hissettim. Başımı kaldırıp bende ona baktım. "Ne oldu be?" tek kaşını kaldırdı, daha sonra hınzırca sırıttı. "Ne var?" Diye yineledim.
Gözlerinin içi gülüyordu. Alt dudağımı sarkıttım, ne oldu da gülüyor bu mal? "Ne gülüyorsun ya?" Omzundan yittim ve yerimde dikleştim. "Baran... ne zaman evleneceğiz biz ya? Olmuyor böyle."
Elini saçlarına daldırdı ve karıştırdı. "Ben gün aldım..." diye mırıldandı. "Sana sormadım bili-" kahkaha attım ve boynuna dolandım . Birkaç saniye şaşkınca durdu ve elleri yavaşça belimi buldu. Gülümseyerek geri çekildim, "Ne zaman? Ne zaman evleniyoruz?"
Tek gözünü kıstı, " 1 hafta sonra.." sevinçle ayağa fırladım. "Daha gelinliği ayarlamadım... e şeyde vardı... organizasyon! Nerde yapacağız? Gerçi çok masrafa girmesekte olur biliyorsun sadece ni-" beni kollarının arasına almasıyla dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı omzuna koydum. Bir eli belimi sıvazlarken diğer eli saçlarımı okşuyordu. "Sakin ol... herşey istediğin gibi olacak." Güven verircesine gülümsedi, gözlerime bakarak. "Ve bu sefer tehlike arz eden hiçbir şey olmayacak."
DÜN GECE;
BARAN'DAN;
Eğer herşeyin güzel olmasını istiyorsanız ve sevdiklerinizin üzülmesini istemiyorsanız hayatınızdan bazı insanları çıkarmanız gerekiyor, sonsuza dek.
Akın arabaya bindi ve sırıtarak başını aşağı yukarı salladı, "Oldu." Tek kaşımı kaldırdım. "Evet Tımarhane'ye kapandı Orosbu."
Direksiyonda ki ellerime bakarak gülümsedim. Olmuştu. Ait olduğu yere girmişti. Arzu... Sana daha büyük bir ceza vermemeliydim ama kadınlara şiddet uygulama gibi bir isteğim yoktu. Melina'ya yaptığın şeyin yanında bu hiç kalırdı. Hatta onun için ödül bile denilebilirdi fakat ait olduğun yer Tımarhaneydi.
"Evet, buda Tamamdır," dedi Mert. Dikiz aynasından ona baktım. "Adamsınız!"
Adamların verdiği adrese sürdüm arabayı. Melina Aklımdan bir an olsun çıkmıyordu. Bir an önce yanına gitmek ve kokusunu çekmek istiyordum. Arabadan inip yıkık dökük olan binaya ilerledim. Telefonuma gelen bildirim sesiyle yerimde durdum.
MELEĞİM:
Nerdesin... gel.
Akın ve Mert durumu anlayarak içeri girdiler. Vakit kaybetmeden arama butonuna bastım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON BAKIŞ
Teen Fiction- Ve kadın, kül olacağını bile bile ateşe sevdalandı- Çocukken dinlediğimiz masalları hepimiz hatırlarız. Kül kedisi ayakkabıyı giyer, kurbağa prense dönüşür, uyuyan güzel bir öpücükle uyanır. Sonra sonsuzsa kadar mutlu yaşarlar.. Peri masalları ha...