1. Bölüm •333 km/h

28.5K 904 329
                                    

YAZARDAN NOT: Merhaba sevdiceğizlerim, rakunlarım! İşte karşınızda yeni bir kurgu ve ben!

Yeni ve değişik bir kurgu olduğundan ilk bölümü okuyup değerlendirirseniz sevinirim. Yorumlarınıza her zamankinden de fazla ihtiyacım var.

Yeni kurgu heyecanı sardı beni, daha fazla konuşamayacağım.

Siz oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Seviliyorsunuz! *Rakunlu yazar emojisi*

25 Haziran 2015/Ankara

Kaskımın güneşliğini yukarı kaldırıp rüzgarın kaskımın içine dolmasına izin verdim. Güneş yeni batmaya başladığı için güneş ışınları direkt olarak gözlerime gelse de rüzgarı yüzümde hissetmek, güneşten gözlerimi kısarak yüz felci geçiriyor gibi gözükmeme değerdi.

Eksik olan tek şey kulaklarımda güzel bir müzik olmasıydı. Ne yazık ki Teoman'ın gözü önünde kulaklığımı taksam bir daha asla motor sürmeme izin vermezdi. O izin vermezse de asla motor süremezdim, en azından istediğim şekilde.

Pistin en uzak noktasına geldiğimde yavaş yavaş fren yaparak döndüm ve durdum. Güneşliği indirip Teoman'ın beni beklediği yere baktım. Pistin en uzak noktasında olduğumdan onu buradan göremesem de nerede olduğunu tahmini olarak biliyordum.

Boynumu iki yana esnettikten sonra Blackbird'ümü düzeltip içimde gezinen heyecanı dizginlemeye çalıştım.

Eğer başarabilirsem birazdan bugüne kadar çıktığım en fazla hıza ulaşacaktım. Elbette yasal olarak yalnızca 125cc'lik motorları sürmeme izin vardı ama motor kulüpleriyle yasaların arası pek de iyi olmazdı zaten.

Derin ve sıcak bir nefes aldım. Havanın sıcaklığı yetmezmiş gibi bir de Teoman'ın üzerime zorla giydirttiği ceket ve çizmeler vardı. İçimden bir ses üç yüz kilometre hızla giderken hiçbirinin beni korumayacağını söylese de dışımdan bunu söylememiştim. Koçum Teoman'dı, onun sözü benim için emirdi.

Frenleri tutarken aynı zamanda gazı yoklayarak kendi kendime başlama sesini verdikten sonra frenleri bırakarak fırladım.

Hızım her geçen saniye artarken kontrol paneline bakmamaya çalışıyordum. Etrafımdaki her şey bulanıklaşırken elimden geldiğince yolu kontrol edip olası bir tehlikeyi gözlüyordum, bu işte her zaman iyi olmuştum zaten.

Ulaşabileceğim maksimum hızı koruyarak bir süre ilerledim ve pistte dönemeçten önce olan son düzlüğe girdim. Oldukça hızlı bir biçimde Teoman'ın yanından geçtikten sonra kontrol paneline bakınca ibrenin en sonda olduğunu görerek bir kahkaha attım ibre 320'nin de altındaydı.

Mutluluk anım yüzünden frenlere olması gerekenden daha geç ve sert bassam da yine de bu durumun altından kalkabilecek kadar yetenekliydim ancak Teoman da bunu fark edecek kadar yetenekliydi. Viraja geldiğimde dönüp binanın diğer girişinin önünde durdum. Kendimi sıkı bir azara hazırlayarak motorumu durdurup ayaklığını indirdim.

Motordan iner inmez kaskımdan önce ceketimi aceleyle çıkardım, suyum çıkmıştı. Kaskımı da çıkarıp saçlarımı ellerimle havalandırdıktan sonra kaskı selenin üzerine koydum ve kaderime razı bir şekilde binaya girdim.

Teoman radardan aldığı sonuçları not ederken başını kaldırıp sert bir ifadeyle bana baktıktan sonra

"333." dedi kısaca.

Sevinç çığılığı atarak

"Sen ciddi misin? İşte bu!" dedim ellerimle havaya yumruklar atarak.

RakunlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin